Bugun...


Osman Karadağ

facebook-paylas
Araştırmak ve Yazmak Üzerine
Tarih: 04-03-2021 15:42:00 Güncelleme: 04-03-2021 15:45:00


 

Bir makale, bir rapor, bir kitap yazmak her şeyden önce bir plan ve kapsamlı bir araştırma gerektirir (Bkz. Şekil 1).

 

Yazar, öncelikle okuyucularını ve onların gereksinimlerini kavramalı, yazacaklarını ana hatlarıyla belirtmelidir; bu, görevin Planı’dır. Ardından konu ile ilgili uygun bilgileri toplamalı; bu Araştırma’dır. Araştırma objektif olarak yapılmalıdır. Objektiflik, yansız bir yaklaşım gerektirir. Bu da farklı bakış açılarının aranmasını gerektirir. Farklı bakış açıları incelenmekle büyük resmi görebiliriz.

 

Ardından, Yazma aşaması başlar. Yazının ilk taslağı tamamlandığında, objektif olmak için yeterince sakin olana kadar beklenmelidir. Bir yazma görevini tek oturumda baştan sona tamamlayamazsınız. Bunu yaparsanız, odaklanmanız herhangi bir aşamada kaybolabilir. Böyle durumlarda çalışmayı bırakmalı ve karşılaştığınız engelleri beyne bırakmalısınız. Beynin kendisi konu üzerinde çalışır; bir an gelir, odaklanmanızı engelleyen şeyi ortaya çıkarırsınız.

 

Son aşama olan Gözden Geçirme, yazmanın gerçek işidir. Şu sözü hiçbir zaman unutmamak gerekir;

 

İyi bir yazar, okuyucusununki yerine kendi çöp sepetini doldurur.

 

ResimLink - Resim Yükle

Şekil 1: Planlama-Araştırma-Yazma-Revize Etme

 

İster bir makale, ister bir rapor ya da bir kitap olsun, iyi yazmanın tanımı budur. İyi yazı, iyi araştırmaya ve iyi kaynaklara bağlıdır.

 

Bu aşamaların her birine ne kadar zaman ayırmalıyız)

 

Benim kişisel yaklaşımım, mevcut zamanı “Planlama-Araştırma” ve “Yazma-Gözden Geçirme” arasında 80-20 olarak dağıtmaktır (Bkz. Şekil 2).

 

ResimLink - Resim Yükle

Şekil 2: 2:80-20 Kuralı

 

Bir "yazma" işinin nasıl yapılacağını belirttikten sonra, şimdi de bir "araştırma"nın nasıl yapılacağından söz etmek istiyorum.

 

İnternet çağında araştırma yapmak bir yandan çok kolayken diğer yandan zordur.

 

İnternet, bir konuyu araştırmayı her zamankinden daha kolay duruma getirdi. Bir yerde kütüphaneyi size getirdi. Böylece bir kütüphaneye gitmek yerine, internet erişimi olan kişiler bir arama motorunu açıp, yazıp tıklayabilirler. Ancak web, yanlış bilgilere erişimi de kolaylaştırdı. Bununla birlikte, bazı basit kuralları izleyerek, yanlış ya da önyargılı bir web kaynağı tarafından kandırılmaktan ya da yanlış bilgilendirilmekten kaçınabilirsiniz. Bu nedenle, çapraz kontrol yapmak yardımcı olur.

 

Etkili bir internet aramasının ilk adımı, araştırma yaptığınız konunun anahtar terimlerine aşina olmaktır. Bu anahtar teriminiz, bulmak istediğiniz alanı kapsarken olabildiğince kısa olmalıdır. Konunuzu tanımlayan anahtar sözcükler, deyişler ve terimler oluşturmaya çalışmalısınız.

 

Etkili internet araştırması için iyi bir başlangıç noktası, etkili bir arama motoru bulmaktır. Google, Yahoo ve diğer popüler arama motorları gibi standart bir arama motoru birçok işlevi yerine getirir. EBSCO ve JSTOR gibi birinci sınıf akademik veritabanları bilimsel araştırmalar için yaralıdır.

 

İnternet "yazarlarının" çoğu, pek çok şey üzerine yazmak ve yayınlamak için pek yeterli değildir; dahası bunların kimileri sizi bilerek yanlış yönlendirmeye çalışıyor olabilir. Yapabiliyorsanız yazarı araştırın. Bir şeyin doğruluğunu tatmin edecek biçimde doğrulayamıyorsanız, kaynağı kullanmayın. Her şeyden önce şunu unutmayın: sosyal medya yanlış bilgilendirmeye açık bir ortamıdır ve dikkatle yaklaşılmalıdır.

 

Wikipedia, yazdığınız herhangi bir şey hakkında kendi başına bir otorite olarak gösterilmemelidir. Ancak araştırma için yararlı olabilir.

 

İki tür kaynak vardır: birincil, ikincil. Birincil kaynaklar “şeyin kendisidir” (kitaplar, filmler, tarihi belgeler, öncelikli olarak odaklandığınız her şey), ikincil kaynaklar ise (söz konusu filmler, kitaplar ya da tarihi belgeler hakkında akademisyenlerin makaleleri gibi) ile ilgilidir. Bunların ikisine de gereksinim vardır.

 

Ancak unutulmamalıdır: İnternetin kolaylığına kaçıp kütüphanelerden uzaklaşmak uygun değil. Her ne kadar yekin olduğu sanılan kaynaklar yanlış bilgiler içerebiliyorsa da sağlam kaynaklara kütüphanelerde erişebiliriz.

 

Bu konuda tarih kitabı yazımı üzerine bir örnek vermek istiyorum. 1930’lu yıllar öncesinde en eski uygarlığın Mısır Uygarlığı olduğu ileri sürülürdü. Bunun nedeni Mısır hiyeroglif yazısı, Napoleon’un Mısır Seferi (1798-1801) sırasında elde edilen bilgiler üzerine kısa bir süre sonra çözülmüş olmasıdır. Bu çözümde üç dille (Kıpti dili=Mısır halkının kullandığı dil, hiyeroglif ve Grekçe) yazılmış Rosetta Taşı anahtar görevi görmüştü. Ancak 19. yüzyılın ikinci yarısında Sümer dili çözülüp, 1922 yılında eski Sümer kenti Ur ortaya çıkarılınca en eski uygarlığın Sümer uygarlığı olduğu ortaya çıktı. Çünkü Sümerliler yazıyı MÖ 3200’lerde bulmuş, Mısır hiyeroglif yazısı da bundan türemiş ancak farklı bir yolda gelişmişti. Dolayısıyla uygarlıktaki kıdem, şu anki bilgilerimize göre, Sümer Uygarlığıdır.

 

Ne yazık ki, çalışmalarım sırasında rastladığım kimi tarih kitapları, üstelik yüksek akademik unvanlı kişilerin yazdığı, 1930 öncesi yazılmış kaynaklara dayandığı için hala Mısır Uygarlığını en eski uygarlık olarak ileri sürmektedir.

 

Çalışmalarım sırasında, Türkçeye çevrilmiş ünlü bir Rus yazarın Oğuzlar üzerine yazılmış kitabında "MITT" kısaltmasıyla karşılaşmıştım. Bunun açılımı kitap metni içinde geçmiyordu. Açılımı bulmak için bütün bir günümü harcadım. Sonunda buldum Rusça bir cümle: Materialı po istorii turkmen i Turkmenii, yani Türkmen ve Türkmenlerin tarihi hakkında Materyal anlamına geliyordu. Bir kısaltma kullanıyorsanız, onun açılımını ilk kullanımda mutlaka yazmalısınız.



Bu yazı 3324 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

AKP Nasıl Kazanıyor?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI