Bugun...


Ahmet Kale

facebook-paylas
Anarşi Yok! Büyük Derleniş!
Tarih: 29-08-2021 18:45:00 Güncelleme: 29-08-2021 18:45:00


Kıvılcımlı’nın sosyalist ortam yazdığı bir çağrı Anarşi Yok! Büyük Derleniş! 1970 yılının Ekim ayında yayınlanmış. “Çağrı’nın yankıları” diye başlıyor. O zaman Ak Aydınlık diye bilinen grubun yaptığı Aydınlık Merkezi İrtibat Komitesi çağrısına karşı yazılmış gibi olmasına karşın, baştan sona evrensel ilkeler taşıyan oldukça önemli bir kısa metin.

 

Sosyalist ortama yazılmış gibi olmasına karşın daha çok Kıvılcımlı izleyicilerince tartışılmış, hatta önemli ayrışmalara da yol açmış bir dönem. Bu tartışma ve ayrışmaları şimdilik bırakarak broşürün tanıtılmasına geçelim.

 

Tamamı 15 sayfa olan bu çağrı “Sosyal gerçekliğimiz”i tanımlayarak başlıyor lafa.  Öncelikle egemen sınıfları tanımlayıp, onların niceliğini ve örgütlü olma niteliklerini göze batırır:

 

Egemen Sınıflar:

 

20'nci yüzyıl Türkiyesinde 2 gerici sömürgen sınıf vardır. Biri, Batı'daki egemen sınıfların (Finans-Kapitalin) aynıdır. Ötekisi, (Tefeci-Bezirgan Sermaye) bize mahsustur.

 

“a) Modern Finans-Kapital Zümresi (Batı'da tek başına mutlak egemen sınıf), Türkiye'de 5-10 büyük Merkez'in, 30-40 şirketi içinde yuvalanmıştır. Birkaç 100 kişidir. Gerici sömürgenliğin Özgücü olur.

 

“b) Antika Tefeci-Bezirgan Sınıf (Batı'da kökü kazınmış sınıf), Türkiye'de 5-6 yüz Kasaba'da çöreklenmiştir. Eşraf ve Agavat adlı birkaç 1000 kişidir. Gerici sömürgenliğin Yedek Gücü olur.”

 

Bu gerici sömürgenler:

 

Türkiye Yığınlarını da, (ikide bir böbürlendikleri gibi) "Hür seçimler" ve "Milli irade" ile değil, en domuzuna örgütlü ve en domuzuna gizli acı kurşun ve zağlı süngü gücüne dayanan kanunsuz vurgunlar, çapullar mekanizması ile tekelinde tutuyor ve tahakkümünü sürdürüyor.”

 

Durum bu. Ülke nüfusu içinde bir avuç bile sayılmayacak, halkın tükürse boğacağı bu güruh, domuzuna örgütlülüğü sayesinde halkı oy davarı haline getirip güdebiliyor. O zaman devrimcilere düşen bu rezilliği tersine çevirmek olmalıdır. İşte bu değerli broşür bize bunun yol ve metodunu anlatmak için yazılmıştır. Aydınlık dergisinin çağrısında sıralanan bütün olumsuzlukları alt alta sıraladıktan sonra şu neşteri vurur bütün yaralara:

 

Bütün bu 8 başlı olumsuzluklar hastalığının tek ilacı: Proletarya Partisi içinde örgütlenmektir.

 

“6. Proletarya Partisi:

 

“Çocuk 50 yıldan beri doğmuş, adı konulmuştur.

 

“a) Ona hâlâ "Aydınlık Merkezi İrtibat Kurulu" gibi bölük pörçük adlar takmak, "Mujiğin çakmaklı tüfekle savaşa gitmesi" ni ebedileştirmek, 40 yıl önce mahkum edilmiş Primitivizmden (ilkellikten) kurtulamamaktır. Ne isteniyor? Ne zannediliyor? Bineni hemen iktidara, hiç değilse ün doruğuna çıkaracak Tahtırevan mı? Öylesi, Finans-Kapitalin el altından beslemesi olur. Elbet gerçek Proletarya Particiliği nankör iştir.

 

“b) Proletarya Partisi, her şeyden önce kişicil hesaplar, tarikatçıl keyif ve keramet ötesi, en sıkı bilimcil determinizm ve feragat ister: Minima-Maksima Programda ve kılıçtan keskin Tüzükte determinizm; üye Seçiminde-Kontrolünde determinizm; saati, yeri belli Toplantısında (gündeminde-tartışılmasında-çoğunlukla kararında-toptan aksiyonunda) en sistemli determinizm...

 

“c) Proletarya Partisi, her gün yeni bir "iskizogoni" ile ortasından çatlaya çatlaya parçalanarak çoğalan tekil hücre değildir. İçine yarayanı alıp, yaramayanı atarak büyüyen bütünlemesine canlı savaş organizmasıdır.”

 

Böyle bir partinin stratejisi de Örgüt ve Taktik başlığında özetlenir:

 

Proletarya Partisinin Stratejisi 50 yıldan beri "doğru" çizilmiştir. Minima Programlı Demokratik Devrim Stratejisidir. Bütün çetin problem, o az çok soyut strateji şemasının kanevası içine somut Sınıflar Mücadelesi Taktiğini bütün zengin ayrıntılarıyla işlemekte toplanır.”

 

Yukarda “üye seçiminde-kontrolünde determinizm” denmişti. Onu da şaşmaz biçimde şöyle koyar ortaya:

 

Sınıflar Savaşı militanlarının en büyük iki iç düşmanından birincisi: Hareketi içkili ahbap çavuşlar meclisine çevirip, safa pezevenkliğinin sarhoşluğuna düşmektir; ikinci düşman: Yanlışları, kedi pisliğini örterce peçelemekle, davranışta kararlı ve azimli olmayı birbirine karıştırmaktır.

 

“a) Seçkin üyelerin elbet "100 budaladansa 1 zeki" olması aranır. O zaman dahi, ruhça olduğu kadar bedence de aşınmaz statik karakter ve eyleminde hür yaratıcı girişkin (teşebbüs kabiliyetli), kararlı dinamik karakter başta gelmelidir.

 

“b) Seçkin üyelerin kişilikleri uzun eğitim, gücü yerinde harcayış ve sistematik aksiyonla (eylemle) geliştirilir. Üyelik Bilinci'nin temeli, (Bilgi+Görgü+Anlayış+Moral+ Direnç+Yiğitlik) çabalarıyla atılır.

 

“c) Her üye bir halk şefi olur. Şef, en kritik anda, en güç işi omuzlayıp, en başarı ile yerine getirendir.

 

“Sübjektif Şef Kalitesi: Önceden görü, bağımsızca sağlam karar alış, azim ve enerji ile yürürlüğe koyuş gücünü, organ kararı ile bağdaştırmaktır.

 

“Objektif Şef Kalitesi: bilinçli disiplini yaratabilmek için: insanı tanıyış, ilişkilerinde dürüst ve hak yemez oluş, her işte örnek tutulacak davranış ve hepsinin üstünde karşılıklı güvenç yaratış kabiliyetidir.”

 

Bir dağınıklık varsa önce onu ve nedenlerini bilince çıkarmak gereklidir. Dağınıklık-Derleni başlığında buna değinilir:

 

a) ‘Dağınıklık’ ve ‘Anarşi’nin iki nedeni herkesçe biliniyor. Birinci neden: Finans-Kapitalin uçsuz bucaksız araç gereçleriyle her gün sol cephe içine sinsice sızdırdığı  sayısız ajanları ve gizli servisleridir. İkinci neden: ‘Babil artığı’ Küçükburjuva ortamımızın ve eğilimlerimizin iliklerimize dek işlemiş bulunmasıdır.

 

“b) Bu modern ve antika mahşer ortasında katalizör-maya rolü oynayacak olan sosyalistlerinse, ‘kendileri muhtac-ı himmet bir dede’. Sosyalistler, sözde prensip keskinliklerinden, Finans-Kapitale keyfinden göbek attıracak bir kaygısız abdallıkla, insanlarımızın dağınıklık yangınını körüklemekten kurtulamıyorlar.”

 

Proletarya Partisi biçimini alacak örgütlenmenin programı olarak Vatan partisi programını önerdikten sonra, “Türkiye'nin Sol cephesinde bir Uyanış İhtilali ‘dehşetli bir Devrim lazım’. Bir Derleniş İhtilali gerek. Uyanış-Derleniş- Birleşi için bir yol ve bir de biçim teklif ediyoruz” denerek, yol ve biçim önermeye geçilir. Özetleyelim:

 

“1.- Birleşi Yolu (Metodu)

 

 

“Üç noktada toplanır:

 

“a) Teorik Savaş: En çok yaylım ateş edilen şey oportünizmdir. Köylümüzün dediği gibi, ‘bir kayanın üstüne kırk tilki oturmuş, kırkının da kuyrukları birbirine değmez’ ise, oportünizm nasıl yenilir? Oportünizmi suçlamak, hatta kurşunlamak da yetmez. Oportünizm devrimciler forumunda, halkın gönlünde ideolojik ve teorik anlamıyla yenilgiye uğratılmalıdır…

 

“b)Hareketi İşçileştirip Köylüleştirelim: Aydınlar hamamında okunan her gazel, en çok okuyanın hoşuna gider… Herkes, işçiler-köylüler forumunda eleştirmeyi ve eleştirilmeyi göze almalıdır… İşçiler hakem olmalı, boşuna kafa çatlatıldı ise, işçilerden af dilenmelidir… Pratik yanlış düzeltme işçi sınıfı ile olur.

 

“c) Zart zurta Paydos: Uyanış ve Derleniş bir Ulu Cihad'dır. Cihadların en ulusu, İslamlığın dediği gibi, "Nefisle mücadele"dir. Eleştiri ve Tartışılarda eski kan davaları artık durmalı. Hesaplaşmalar yalnız ülkenin ve halkın objektif-somut konularında mihenk taşına vurulmalıdır.

 

“2.- Birleşi Biçimi:

 

“Üç noktada toplanabilir.

 

“a) Tolerans: Her devrimci grup, günahlar› ve sevapları ile, çil yavrusuna çevrilen geri ülkemiz halkının bağrından kopmuş bir örnektir. Hepsini mahkum etmek kolaydır. Hepsinden yararlanmayı bilmek güçtür. İkilem ortadadır: Türkiye içinde ve dışında, kurulmuş kurulacak bütün devrimci Yuvarcıklar (yahut adı başka örgütler ve eğilimler)ya anlayışla dayanışacaklardır; yahut Finans-Kapitalin Sırat Köprüsü üstünde boynuzlaşan beyinsiz keçiler gibi Faşizm Cehennemi içine yuvarlanıp yanacaklardır… Önce bir harman olalım. Türkiye ölçüsünde baskı ve oyunlara karşı her devrimci eğilimin ve sosyalizmin sözcüleri bir araya gelmeyi öğrensinler. O zaman, ‘Karamıkla buğdayı ayırdetmek’ şimdikinden daha olasılaşır. Yeter ki, Birleşi yolunu bilinçlice seçmiş bulunalım.

 

“b) Primitivizme Paydos: Yuvarcıklar (Mahfiller) anarşisinin kalkması ile olur. Dünyanın her başarılı devrimci çelik çekirdeği, Yuvarcıklar›n belirli prensipler çerçevesinde birleşmelerinden doğmuştur...

 

“Bir sektin (tarikatın) devrimci antuzyazmı ne denli keskin, hatta haklı bulunursa bulunsun, Yuvarcık durumu sürüp giderse:

 

“1- Hem oportünizme, hem gericiliğe karşı yalnız kalacaktır.

 

“2- En sinsi ajanları, en kötü provokatörleri içine sızdıracaktır.

 

“3- Kaçınılmaz olan devrimci yanılgılarını ve saçmalamalarını ebediyen ölümsüzleştirecektir. Ufak Yuvarcıkların, cephe gerisinde iktidar yırtınmaları, Finans-Kapitalin oyununa çanak açmak olur. Kim Türkiye'nin çeşitli devrimci elemanlarını bezdirip kaçırtıyorsa, o, gericilikle ittifak kurmuş, derlenişi baltalamış olur.

 

“c) Biçimler: ‘Aydınlık Merkezi İrtibat Komitesi’ fazla Yuvarcık kokuyor. ‘Merkezi Devrimci Derleniş Komitesi’ kurulmalıdır. Bir tek Yuvarcık değil, bütün devrimci gruplar, hemen ‘Devrimci Derleniş Komiteleri’ kurabilmeli, belirli kontenjanlarla temsilcilerini demokratikman seçip göndermelidirler. Her Komite, koordine edilecek  ’Halk Uyanış Güçleri’ yahut ‘Milli Kurtuluş Kuvvetleri’ örgütlemelidir.

 



Bu yazı 3515 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

AKP Nasıl Kazanıyor?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI