Venezuela uzun süredir ekonomik krizle mücadele ediyor. Ancak 2019 yılı başlarında buna bir de siyasi kriz eklendi. Geçen hafta muhalif lider Juan Guaidó’nun kendini devlet başkanı ilan etmesi ile başlayan kriz, ABD’nin Guaidó’yu tanıması ile şiddetlendi. Kanada ve Brezilya gibi ülkeler ABD’ye destek verirken, Rusya, Çin ve Türkiye gibi ülkeler ise halen Maduro’yu devlet başkanı olarak tanımaya devam ediyorlar.

2015 genel seçimlerde muhalefet Ulusal Meclisteki 167 sandalyenin 112 sini kazanarak büyük bir zafer elde etmişti. Maduro buna Ulusal Meclis’in yetkilerini elinden alarak cevap vermişti. Ardından yeni bir anayasa için Kurucu Meclis seçimleri düzenlemişti. Muhalefetin boykot ettiği seçimleri Maduro’nun partisi ezici bir çoğunlukla kazanmış ve ülkede iki meclis oluşmuştu. Ulusal Meclis’in buna cevabı Maduro’nun yetkilerini almak ve ikinci dönemki devlet başkanlığını tanımamak oldu.

Venezuela'da şu anda daha önce benzeri pek görülmemiş bir durum yaşanıyor. Ülkede iki parlamento ve meşru lider olduğunu ilan eden iki başkan bulunuyor. Diğer devletlerin bir kısmı bir lideri ve parlamentoyu; bir başka kısmı da diğerlerini meşru olarak tanıyor.

Ordunun bu krizdeki tutumu oldukça önemli. Şu ana kadar ordu, Devlet Başkanı Maduro'yu destekler bir durumda gözüküyor. Savunma Bakanı Vladimir Padrino Lopez, 8 ordu komutanıyla birlikte televizyonlardan canlı yayınlanan konuşmasında, Guaidó'nun "darbe" yaptığını belirterek, Maduro'ya sadık kalacaklarını söyledi. Ancak ordunun komuta kademesinin Maduro'ya sadık isimlerden oluşmasına karşın özellikle alt rütbelerdeki subayların ekonomik sıkıntılardan dolayı mevcut gidişattan memnun olmadığı da ifade ediliyor.

Maduro’nun ayrı bir özelliği de Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile olan dostluğudur. Maduro Ekim 2017’de Türkiye’yi ziyaret etmiş, Erdoğan da Aralık 2018’de Venezuela’yı ziyaret ederek karşılık vermişti.

Ancak bilinen bir gerçek, Erdoğan’ın maşallah dediğinin 1 ay yaşadığıdır. Daha önce Kasım 2009’da ziyaret ettiği Libya, onun ardından karışmıştı.  Erdoğan ikinci ziyaretini Kaddafi iktidardan düştükten sonra, Eylül 2011’de yapmış, bir ay sonra da Kaddafi linç edilerek öldürülmüştü.

Aynı durum Suriye için de geçerli. Erdoğan ve Beşar Esad karşılıklı ziyaretler gerçekleştirmişti. Ancak daha sonra Erdoğan kardeşim dediği Beşar Esad’ın iktidardan düşmesi için ABD ile işbirliğine gitmişti. Geçmişe bakınca Venezuela liderinin geleceği için de “zavallı Maduro” demekten başka seçenek kalmıyor.