Bugun...


Mehmet Özkan

facebook-paylas
Memlekette Özel Adamlar
Tarih: 10-05-2021 14:35:00 Güncelleme: 12-05-2021 08:38:00


 

Memlekette çok güzel adamlar vardı. Tabii cins, özel olanları unutmak mümkün mü? Her köyde, kasabada, bir veya iki tane de kerameti kendince makbul bu özel adamlardan bulunurdu.

 

 

Özel adam, sokakta, çarşıda, pazarda, mükemmel insan. Herkesle sohbet eder, yüzünde gülümseme eksik olmaz, şakacı, bol kahkahalı, çocukları sever. Bütün güzel huyları üzerinde, toplumdaki imajı çok iyi.

 

Fakat, evde iş değişir, başka bir adam olur. Evde terör estirir. Aile fertlerine kan kusturur. Sanki Hitler eve gestapo şefini göndermiş. Evde her şey yanlış, her hareket, her davranış suç. Çocukları yanına çağırır, üç dakika sever, yirmi üç dakika inceler, kusur arar. 

 

Kadıncağızın, hayatı tam cehennem azabı. Adamın işi gücü, kızıp bağırmak için kusur aramak. Yemek beğenmez. Kadının giydiği giysiye laf eder. Çocukların giysileri, davranışları, temizlik ve bakımları, evdeki halı, koltuk, gelen giden misafirler her şey, kadına suç bulma, hata ve kusur bulma için, birer delil deposu.

 

İyice ezecek ki, otoritesini hissettirecek. O evdeyken kimse konuşmayacak, çıt çıkmayacak. Çocuklar konuşmadan, gülmeden oturacaklar. Hayat sessize alınmış.

 

Lise yıllarında, böyle özel ve güzel, toplumda hayli muteber bir meslek olan belediye başkanlığını da bir dönem yapmış olan bir akrabamın evine, öğle yemeği için, oğlu tarafından davet edildim.

 

Merdivenleri çıkarken, arkadaşım "Belki babam evdedir, sessizce girelim” dedi. Ben de ilk tırsma başladı. Annesine sordu" Babam evde mi?"

 

Kadın "Yok yok” dedi.

 

Arkadaşın annesi, bize küçük bir sofra kurdu. Kadın, "Baban gelmeden, yemeğinizi yiyin gidin” dedi. Beni bir korku sardı, ya biz yemeğimizi bitirmeden baba gelirse. Yemeğe başladım, ama kim kimi yiyor belli değil. Gerginlik hat safhada. Nefes alamıyorum ki yemek yiyeyim. Yemek faslı bitip de dışarıya çıktığımda yaşadığım mutluluğu anlatamam.

 

Acaba, az yemek yiyeyim diye, Anne, oğul, tiyatro mu yaptılar?

 

Ben çocukken çok yaramazdım. Yediğim dayağın hatti, hesabı yoktu. Bizde, o gün dayak ortamı genellikle benim tarafımdan hazırlanır, dayak afiyetle yenir, olay biterdi. Ertesi sabah da helalleşme yapılır, mesele tamamen kapanırdı.

 

Böyle psikolojik baskı görmedim. Ufkum döndü. Tam bir sindirme, kişiliği yok etme, yavaş yavaş öldürme.

 

Varlıklı olmasına rağmen, hiçbir çocuğu üniversiteyi kazanamadı. Babanın baskı ve isteği ile yanlış evlilikler yaptılar. Babalarının vefatından sonra üç kızı eşlerinden boşandı. Hangi kültürün izleri bilemiyorum.

 

Akrabam olan bu belediye başkanının İbiş isminde teyzesinin oğlu vardı. İbiş'in karısı hep kız doğuruyordu. Her kızın doğumundan sonra İbiş çıldırıp ortalığı biri birine katıyordu. Benim şahit olduğum kavgada, yine İbiş'in karısı doğum yapmıştı ve yine kız doğmuştu. İbiş eline bıçağı alıp karısını ve bebeği kesmek istiyordu. Komşular İbiş tutmaya sakinleştirmeye çalışıyorlardı.

 

İbiş'in arazisi yoktu. Fakir bir adamdı. At arabasıyla malzeme, eşya, tarım ürünleri taşıyarak geçimini sağlamaya çalışıyordu. Yedi kızdan sonra, bıçağı gören Allah İbiş'e bir oğlan çocuğu gönderdi de kadın ölümden kurtuldu. Geç de olsa bir yolunu bulup Almanya'ya turist olarak gitti. Sonra işçi oldu da çocukların karnı doydu.

 

İbiş'in tek oğlu şimdi İstanbul'da tekstilcilerin yanında sigortasız karın tokluğuna çalışmaktadır. İbiş aç yaşadı, aç öldü, biricik oğluna hiç bir şey bırakmadı. Oğlan çocuğu ısrarı kökü derinlerde olan tarihsel bir olgudur.

 

Aydınlanma çağının meyvelerini görmemiş, eski çağların kültürlerinin esiri olan bu zavallı adamlar çevrelerine, ailelerine sıkıntı veriyorlardı. O kuşaklar gitti de çok insanlar nefes almaya başladı. Şimdi böyleleri yok mu?



Bu yazı 3014 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

AKP Nasıl Kazanıyor?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI