Bugun...


Göksal Caner Malatya

facebook-paylas
Tarifeler Çin’i Aktifleştiriyor
Tarih: 08-05-2025 16:23:00 Güncelleme: 08-05-2025 16:23:00


Trump’ın tarifeleri “ekonomik alanda” yeni bir dönüm noktasına işaret etmekle birlikte tarifelerin esas hedefi olan Çin için de benzer bir dönüm noktası anlamını taşıyor. Bugüne kadar esas hedef olmaktan bir şekilde “kaçınabilen” ya da kendisine yapılanlara “sessiz” kalan Pekin, “yeni” dönüm noktasına uygun “yeni” hamleler yapıyor. Bu “yenilikler” Çin’in hem gücünü hem de zaaflarını göstererek “aktif” olacağı bir süreç içerisine girdiğine işaret ediyor.

 

Restine Rest

 

Çin’in “aktifliğinin” en önemli göstergesi gümrük tarifelerine anında verdiği cevaplar. Trump’ın koyduğu tarifelere aynı tonda cevap veren Pekin, farklı alanlarda ekstra hamleler de yapmakta. 11 ABD’li şirketi daha güvenilmez şirketler listesine alan Pekin, nadir madenlerin ihracına da kısıtlama getirdi.

 

Nadir madenlerin ihracına getirilen kısıtlama, tarifelere verilen cevaplar göre daha ciddi bir hamle. Çünkü ABD Jeolojik Araştırmalar Kurumu’na göre ABD, ihtiyaç duyduğu nadir toprak metallerinin yaklaşık yüzde 80'ini ithal ediyor ve bu ithalatın yüzde 70’i Çinli şirketler tarafından gerçekleştiriliyor. Bu metallerin ve madenlerin telefondan savaş uçağına kadar çeşitli “kritik” ürünlerin yapımında kullanılıyor olması “taviz vermeyecek” Trump’a “Çin ile görüşüyoruz” dedirttiriyor.

 

Çin’in ABD’ye “restine rest” demesinin iki nedeni daha bulunuyor.

 

İlki Çin’in “ekonomik” alanda ABD’ye bağımlılığını azaltması. Çin’in toplam ihracatı içinde ABD’nin payı 2018’de yüzde 20 iken şimdilerde yüzde 15’e kadar gerilemiş durumda. Bununla birlikte Çin kendisine emperyalist iş bölümü doğrultusunda çizilen niteliksiz meta üretme rolünü reddetmesi ve devlet destekli yatırımlarla katma değeri yüksek metalar üretebilmesi ve hatta DeepSeek’in örneğinde görüldüğü üzere öncü olabilmesi, Pekin’in elini daha da güçlü kılıyor.

 

İkinci ise Pekin’in tarife hamlesini askeri kuşatmanın yanında ekonomik kuşatma olarak okuması. Trump seçilmeden önce bazı Çinli sermayedarlar fabrikalarını Vietnam, Tayland gibi Güneydoğu Asya ülkelerine taşımışlardı, ama onlar da tarifeden kaçamadılar. Bu da Çin’i kuşatmaya karşı “aktif” olmaya itiyor.

 

Fırsatlar ve Zaaflar

 

Pekin’in ABD’ye karşı elinin güçlü olması “fırsatlar” sunmakla birlikte “zaaflarını” da ortaya çıkarıyor.

 

Fırsatların en büyüğü Çin’in düzen kurucu güç olma şansını yakalaması.

 

Çin’in çok kutuplu dünya düzenini ve serbest ticareti savunması dünya çapındaki etkisini artırmakla birlikte ABD’ye ve gümrük tarifelerine “mesafe” koymak isteyen ülkeleri de yanına yaklaştırıyor. Bu da Çin’in “siyasi” olarak düzen kurabilmesine olanak tanıyabilir.

 

Öte yandan ABD’nin ilk olarak 2018’de getirdiği gümrük vergilerine karşı hareket geçen Pekin, o zamandan bu yana BRICS’i genişletmeye çalıştı, elindeki ABD tahvillerini azalttı, Çin Yuanı’nı ticarette kullanmaya başladı. Şimdi ise yapay zeka ve mikroçiplerde öncü olmaya çalışıyor. Bu da Çin’in “ekonomik” alanda belirleyici olmasına olanak tanıyor.

 

Pekin ise bu olanakları değerlendirme doğrultusunda hamlelerini sıklaştırıyor. Başkan Şi Cinping’in Malezya ve Kamboçya başta olmak üzere komşu ülkeleri gezerek ekonomik ve askeri kuşatmayı kırmaya çalışıyor. Diğer yandan Çin yönetimi Güney Kore ve Japonya’ya da “gümrük savaşına” karşı beraber davranmayı teklif ediyor.

 

Bunlara ek olarak Çin tarifelerden nasibini alan AB’ye özel önem gösteriyor. Pekin Uygur Türkleri için yaptıkları açıklamalardan dolayı yaptırım kararı aldığı AB parlamenterlerinin yaptırımlarını kaldıracağını ilan ederken, Şi Cinping bizzat AB ülkelerinin liderleriyle görüştü. Hatta Çin yeni pazarlar için AB’ye heyetler de gönderdi. Fakat AB ne Çin’e yatırım yapmaya ne de Çin’in yeni pazarı olmaya hevesli. Bu nokta Çin’in “zaaflarını” ortaya çıkarıyor.

 

ABD ile güçlü ekonomik ve siyasi bağları olan ülkeler bu süreçte Çin ile bağlarını koparmasalar da yakınlaşmaktan çekinmekteler. Örneğin son BRICS Dışişleri Bakanları toplantısına Hindistan Dışişleri Bakanı katılmadı. Bunda Çin’in Pakistan’ın yakın müttefiki olmasının da payı var.

 

Diğer yandan Çin mallarına yönelik tarifelerin diğer ülkeler tarafından kendi sanayilerini korumak ve hatta ABD’ye ihraç yapmak için bir fırsat olarak da görülmesi “çekinceyi” artırıyor. Bu da Çin mallarına yönelik talebin azalmasına yol açabilir ve dolayısıyla Çin’in büyüme hedefini düşürmekle birlikte Çin’e ülke içerisinde maliyetleri azaltma baskısı yaratıp Çin halkını yoksullaştırabilir.

 

Fakat bu durum Çin’in önüne başka bir “fırsat” daha sunuyor.

 

Gümrük tarifeleri, Şi Cinping iktidara geldiğinden bu yana sürekli vurgulanan Çin’in iç talebi artırma politikasına ağırlık vermesini sağlayabilir.

 

Ve bu da Çin’i bir yol kavşağına getiriyor:

 

Çin meta zenginliğini içeride dağıtarak sosyalist “ortak refahı” mı yoksa kapitalizmin ihtiyacı olan nitelikli ya da niteliksiz ucuz iş gücü yaratmaya devam etmeyi mi seçecek?

 

Çin gümrük savaşlarına ulusal varoluş meselesi olarak bakması ve Mao’dan alıntılar yaparak savaşı sürdüreceklerini belirtmesi Pekin’in ilk seçeneğe yakın olabileceğine işaret ediyor. Fakat gümrük savaşları “yumuşadığı” takdirde ikinci tercih birinciyi unutturabilir.

 

Bu yazı 02 Mayıs 2025 tarihinde https://gcmalatya.blogspot.com/2025/05/tarifeler-cini-aktiflestiriyor.html linkinde yayınlanmıştır.



Bu yazı 250 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

AKP Nasıl Kazanıyor?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI