Bugun...


Göksal Caner Malatya

facebook-paylas
Avrupa Yüzünü “Savaşa” Döndü (1)
Tarih: 10-05-2025 10:42:00 Güncelleme: 10-05-2025 10:42:00


Trump’ın tarifeleri sadece “ekonomik” alanda yeni bir dönüm noktasına yol açmakla sınırlı kalmıyor. Avrupa’da “askeri” alanda var olan gelişmeleri hızlandırmaya da neden oluyor. “Ekonomik” ve “siyasal” alandaki gelişmelerden büyük oranda etkilenen “askeri” alandaki bu hızlanma, Avrupa’nın politikalarına ve diğer öznelerle ilişkilerine yön verme konusunda giderek “merkezileşiyor”.

 

Merkezileşme süreci ise dışarıdaki özneler ve “içerideki” bileşenler arasındaki “paylaşım” savaşından dolayı oldukça ağır ve çatışmalı geçiyor.

 

AB Silahlanıyor

 

İkinci Emperyalist Paylaşım Savaşı’nın ardından “savunmasını” NATO’ya ve dolayısıyla ABD’ye teslim eden Batı Avrupa sermayesi, imalat sanayisini hızlıca geliştirerek büyük bir sermaye birikimine ulaşmıştı. SSCB’nin yıkılmasının ardından açılan pazar alanı ve hammadde kaynaklarını iyi değerlendirmesi ve Avrupa Birliği’nin (AB) “nimetleriyle” Batı Avrupa sermayesi küresel-emperyalist bir güç haline gelmişti.

 

Gerek kapitalizmin yapısal krizinin derinleşmesi gerekse Batı Avrupa sermayesinin “üretimden” doğru sermaye birikiminin sınırlarına gelmiş olması “silahlanmayı” zorunlu kılmaktaydı. Rusya’nın Ukrayna’yı işgali de Batı Avrupa sermayesinin “silahlanması” için önemli bir teşvik olmuştu.

 

Fakat Biden başkanlığındaki ABD ve İngiltere’nin doğrudan Ukrayna’da savaşa dahil olmasıyla Batı Avrupa sermayesinin silahlanması bir süreliğine kadük kaldı. Buna müteakip Trump’ın Avrupa’dan “savunma” karşılığında “haraç” istemesi ve Putin ile anlaşmayı zorlaması Batı Avrupa sermayesinin silahlanma sürecini tekrar başlattı.

 

Bu sürecin başını ise AB kurumları çekiyor.

 

AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Avrupa’nın “rekabetçiliğini” (yani sermayeler arası savaşta gücünü) artırmak için kendi savunmasını gerçekleştirmesi gerektiğini söylerken komisyona 800 milyar avroluk değerinde silahlanma planı sunuldu.[1]

 

Silahlanma planına karşı tepkiler ise büyük oranda finansmanına yönelik. Hollanda ve Almanya ile birlikte komisyon, savaş tahvilleri çıkarmak yerine bütçe ve kredilerle finansmanı savunuyorlar. Çünkü onlara göre tahviller diğer borçların (yani AB ülkelerinin kendilerine olan) silinmesi için örnek teşkil edebilir. Buna karşılık İspanya, İtalya ve Fransa piyasalardan borçlanarak planın finanse edilmesini istedikleri için savaş tahvillerinin çıkarılmasını savunuyorlar. [2]

 

Diğer yandan kendilerini “özel yatırımcı” ve “risk sermayesi” olarak adlandıran burjuvazinin bir kesimi de savunma sanayisinin büyütülmesi için gerekli olan sermayeyi sunmaya hazırlanıyor. Bu noktada “bazı” devletlere söz vermiş durumdalar. [3]

 

Dolayısıyla Batı Avrupa sermayesi “silahlanmadan” gelecek paraya gözünü dikmiş durumda.

 

Almanya ve Yetersizlikler

 

Silahlanma konusunda Almanya’nın hamleleri ise dikkat çekiyor.

 

Taze Başbakan Merz Ukrayna ordusunun savunma durumundan çıkıp hücuma geçmesini ve bunun için uzun menzilli Taurus füzesi verebileceğini belirtiyor ve Rusya’nın olası işgal girişimine karşı 2029’a kadar Alman ordusunun hazır olması gerektiğini söylüyor.[4]

 

Hızını alamayan Merz, Almanya’nın Rusya’nın saldırılarına karşı Fransa ve İngiltere’nin nükleer silah şemsiyesi altına girebileceğini ancak ilk tercihlerinin ABD olacağını açıkça ifade ediyor.

 

Diğer yandan Alman Savunma Bakanlığı, Deutsche Bahn ve Lufthansa gibi “sivil” şirketlerin lojistik alan başta olmak üzere “savunmada” (askeri silah taşınmasından savaş uçağı pilotlarının eğitimine kadar) kullanılması üzerine çalışmalara başlamış durumda.[5]

 

Almanya’nın bu çabalarına karşı Avrupa’nın silahlanması ve askerileşmesi konularında sıkıntılar da yaşanıyor.

 

İngiltere’nin sözcülüğünü yaptığı Ukrayna’ya “barış gücü” gönderme konusu şimdilik başarısızlıkla sonuçlandı. 25 bin askerden oluşması düşünülen “barış gücünün” hem askeri personel sayısının yetersizliği hem de “finansman eksikliğinden” dolayı rafa kaldırıldığı belirtiliyor.[6]

 

Sonuç olarak Avrupa’nın silahlanma ve askerileşme konusunda zamana ihtiyacı olduğu görülüyor. Fakat Rusya Ukrayna’da güçlendiği sürece silahlanmayla elde edilmek istenen Ukrayna pastasındaki pay giderek küçülüyor, hatta pastadan kapacak pay kalmıyor. Bu da Avrupa’yı hızlı davranmaya itiyor ve bu konuda ABD’nin “desteğine” mecbur kalıyor.

 

Avrupa ve ABD

 

Rusya’ya karşı hem zamana hem de ABD’nin gücüne ihtiyacı olan Avrupa’nın karşısına bir de “Trump” engeli çıkıyor. Bu “engelin” Rusya’ya yanaşması yetmiyor, AB’ye de gümrük tarifeleri uygulayarak adeta üzerine tuz biber ekiyor.

 

Fakat Avrupa Trump’a karşı geri adım atmıyor, karşı adımlarını ve hamlelerini de yürürlüğe adım adım koyuyor.

 

Trump’ın tarifelerine karşı misilleme olarak bazı ABD ürünlerine vergi koyan AB, Trump’ın tarifeleri durdurma kararı almasının ardından ABD ile “sıfıra sıfır vergi” anlaşması için görüşmeler yapmaya başladı. Bununla birlikte AB, görüşmelerin başarısızlıkla sonuçlanması halinde daha fazla misilleme yapmayı (Boeing uçaklarına gümrük vergisi koymak gibi) da planlıyor.

 

ABD ile AB arasındaki gerilimin esas kaynağını ise Ukrayna’nın doğal kaynaklarını sömürme yarışı oluşturuyor.

 

Nitekim geçtiğimiz günlerde ABD ile Ukrayna arasında yapılan anlaşmada doğal kaynakların ön planda olduğu ortaya çıktı. Anlaşmaya göre Ukrayna’nın yeraltı kaynaklarından edinilecek gelirlerle “ortak yatırım fonu” kurulacak. Bu fonla ülkenin “yaraları sarılacak”. Ayrıca Ukrayna’daki doğal kaynakların araştırılması ve işletilmesinde ABD’ye özel erişim hakkı tanınacak.

 

ABD’ye Ukrayna’da askeri yükümlülük getirmeyen bu anlaşma ABD’yi Kiev’e tekrar bağlamanın aracı olarak görüyor. Ki Zelenski de ülkesinin doğal kaynaklarını “Batı”nın desteğini sağlamak için peşkeş çekmekten çekinmiyor. Çünkü Ukrayna halihazırda AB’nin kritik dediği 34 mineralden 22’sinin yatağına, ABD Jeolojik Araştırma Kurumu’nun ulusal güvenlik ve ekonomi için önemli dediği 50 elementten çoğunun yatağına sahip bir ülke.[7] Dolayısıyla Zelenski Ukrayna’nın doğal kaynaklarını hem iktidarını korumak hem de AB ile ABD arasındaki gerilimden faydalanmak için kullanmaktan pek de utanmıyor.

 

Avrupa ile ABD arasındaki gerilimler “ortaklaşmalarda” da devam ediyor.

 

AB ile ABD arasında Rusya’ya karşı yeni yaptırım paketlerini eşgüdümlü uygulama iradesi oluştu. AB Rusya’ya yönelik hazırladığı 17. yaptırım paketini uygulamak için ABD’den yanıt bekliyor. ABD ise Rusya’ya Ukrayna’ya yönelik saldırıları durdurmasını, aksi takdirde hem bu paketi hem de Rusya’dan petrol, doğalgaz alan ülkelere yüzde 500 gibi ciddi gümrük vergisi uygulayacağını söylüyor. Bu “ortaklaşmaya” rağmen AB, Trump’ın Rusya ile yakınlaşması olasılığına karşı B Planı hazırlığı içerisinde olduğunu da açıkça ifade ediyor.[8]

 

Trump’ın Avrupa’ya yönelik politikalarının yanı sıra barış anlaşmasına karşılık Rusya ile ekonomik ilişkileri kurma önerisi AB’deki “endişeleri” had safhaya çıkarıyor. Bununla birlikte Almanya’da CDU/CSU ve SPD’nin yeni koalisyon görüşmelerinde ABD ile ilişkilerin olağanüstü önemde olduğunun vurgulanması ve ABD ile serbest ticaret anlaşması imzalanmasının istenmesi Trump’ın “önerilerinin” ve politikalarının gerçekleşmesini zorlaştırabilir. Bu zorlanma ağırlık kazandığı zaman Trump’ın devrilmesine ya da eksen değişikliğine gidilmesine yol açabilir. Nitekim ABD sermayesinin önemli bir kısmının AB ile birlikte Çin pazarını fethetmeyi istemesi Trump’ın işinin kolay olmayacağını ve önümüzdeki süreçte AB ile ABD arasındaki ilişkilerini gerilimli olmaya devam edeceğini gösteriyor.

 

Bu yazı 09 Mayıs 2025 tarihinde https://gcmalatya.blogspot.com/2025/05/avrupa-yuzunu-savasa-dondu-1.html linkinde yayınlanmıştır.

 

[1] https://tr.euronews.com/my-europe/2025/03/05/ab-yeniden-silahlanma-plani-icin-800-milyar-euroya-nasil-ulasabilir

[2] https://harici.com.tr/ab-800-milyar-avroluk-yeniden-silahlanma-butcesini-nasil-finanse-edecek/

[3] https://harici.com.tr/risk-sermayesi-silahlanan-avrupaya-akmaya-hazir/

[4] https://www.politico.eu/article/friedrich-merz-germany-cdu-democracy-german-politics/

[5] https://www.reuters.com/business/aerospace-defense/german-army-approaches-big-firms-nato-logistics-aid-handelsblatt-daily-says-2025-04-22/

[6] https://www.thetimes.com/uk/defence/article/europe-uk-peacekeeping-troops-ukraine-6tp2cfgg5

[7] https://harici.com.tr/ab-ve-abd-ukraynanin-yer-alti-kaynaklari-icin-rekabet-ediyor/

[8] https://harici.com.tr/ab-trumpin-ukrayna-muzakerelerinden-cekilme-ihtimaline-karsi-b-plani-hazirliyor/



Bu yazı 551 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

AKP Nasıl Kazanıyor?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI