Bugun...


Ahmet Kale

facebook-paylas
İTHAMLAR, İDDİALAR VE CEVAPLARIM
Tarih: 15-01-2023 21:08:00 Güncelleme: 15-01-2023 21:20:00


 

Bütün bu ayrılış sürecinde H. Atahan’ın yazılı değerlendirmeleri de oldu tabi. Daha önce de yazılı bir değerlendirmesi vardı ama asıl burada konu edineceğim iki maili var. Bunlardan biri, bana artık profesyonelce çalışmayacağımı (zaten bir yıl öncesinden bana ayrılan tahsisatı keserek fiilen başlatmıştı) “tebliğ” ettikten bir ay kadar sonra Burhan Elçin arkadaşımıza yolladığı 04.09.2011 tarihli maildir. Diğeri ise yaklaşık iki buçuk yıl sonra bizim kimi arkadaşlarla Kıvılcımlı ile ilgili çalışmalar yapmak üzere bir araya gelme girişimimiz üzerine, hiç üstüne vazife olmadığı halde müdahale amacıyla yazdığı ve Yavuz Tanrısever ile Burhan Elçin arkadaşlara yolladığı, bana ithamlarla dolu 08.03.2014 tarihli maili. Her iki mailden de alıntılar yaparak bana yöneltilen eleştiri ve özellikle de suçlamaları madde madde cevaplamam gerektiğini düşünüyorum. Maillerden ilki özellikle uzun. Ben her iki mail metninden sadece ilgili paragrafları alıp değerlendireceğim. Kendisi cevap verme gereği duyarsa ve isterse maillerinin tamamını yayınlayabilir. Ben ilgili olmayan bölümleri de alarak yazımı uzatmak istemem.

 

Önce bana eleştiri ve suçlamaların olduğu paragrafların tümünü yanlarına tarihlerini de koyarak aşağıya alıyorum:

 

Ahmet Kale’nin bile artık, “Ben iyi bir yönetici olamadım, bundan sonra yönetici olarak görev ve sorumluluk almak istemiyorum.” diyerek, yöneticilik yapmayıp, yayın editörlüğü yapmak istediğini açıkça söylediği halde; yöneticiliğe istekli olmadığını belirttiği halde...” (04.09.2011)

 

“Ancak, bu projenin maddi yükünü kaldırmaz hale geldiğimi, yönetim anlayışındaki zafiyetin de, kurumsallaşmaya direnç oluşturması gittikçe gerilimin artmasına yol açtığını ve aynı zamanda projenin bu haliyle verimliliğinin de kalmadığını ve bu durumun sürdürülemez olduğunu…” (04.09.2011)

 

Kullanılan Maddi kaynakları hiç yüksünmeden bulan, bunlar üzerine konuşmayı bile zül addeden; Projeye kaynak sağlamak için, geçmiş yıllarda, elinde var olanı harcayan; yetmeyince, bir bölümünü taşınmaz satarak, bir bölümünü de, bankadan kredi kullanarak karşılayan birisi; üstelik kimi alınmış ve proje için, çoktan harcanmış bulunan kredilerin ödemesini, hâlâ yapmaya devam ediyor ve bu durumu sürdürüyor ise; bunca zorluk ve sıkıntıları üstlenmişken, kaynakların verimsiz kullanıldığını ve çağdaş yönetim zafiyeti yaşandığını…” (04.09.2011)

 

“…hemen her şeyinin tek bir kişi tarafından yapılması …“ düşüncesini son zamanlarda çok sık duyar oldum. Bu, hem çok yanlış hem de çok sakıncalı bir değerlendirmedir. Yanlıştır, çünkü yapılan işlerde hem amatörce, hem de profesyonelce pek çok insanın katkısı, emeği, alın teri vardır. Bu her şeyden önce o insanlara karşı saygısızlıktır. Ahmet Kale, projede, profesyonel olarak çalışmış, bazı arkadaşlarımızın, profesyonel olarak, bazı arkadaşlarımızın gönüllü olarak çalışmasını organize etmeye çalışmış bir arkadaşımızdır. Sakıncalıdır çünkü bu söylem ve eğilim giderek ilgilisini, hatalarını önemsemeyen, eleştirileri dikkate almama tutumlarını artırarak, kendi başına buyruk davranma eğilimlerini cesaretlendirirken; çevresindekileri de hatalara karşı çıkamaz, yaptıklarını hoş görmese de, mazur görüp göstermeye, hataları kabullenip sessiz, kayıtsız kalmaya götüren sonuçlar doğurur. “ (04.09.2011)

 

“(Benim için, özeleştiri konusu olacak şey, Yayınevi Yöneticisini “çok yalnız bırakmak” değildir. olsa olsa, aşırı inisiyatifli ve denetimsiz bırakmak; yapılması ya da yapılmaması gerektiğini ısrarla belirttiğim, önerdiğim kimi ilke kararlarının/tutumların, Yönetimce, -uygun görüldüğü, kabul edildiği söylenilse de- açık ya da örtülü olarak pas geçilmesine, etkisizleştirilmesine karşı koy(a)madığım hatası olabilir.) “ (04.09.2011)

 

1- A. Kale’nin sosyal güvencesinin yok değil, var olduğunu; Sosyal güvencesinin benim uhdemde değil, Yayınevi Yönetmenin sorumluluğunda yürütülmesi gerekli olan bir konu olduğunu.

“2- Yayınevi Yöneticisinin pek çok gerekliliği yerine getirmediği gibi, bunu da yerine getirmemiş bulunduğunu belirtmekle yetiniyorum. Bu konuda, sağda solda, yapılan dedikoduları da, yapanları da kınıyorum.

“3- Ayrıca, “… göz ardı edilmemelidir” dediğine göre, işte sana bir fırsat, sevgili Burhan, senin bu durumu göz ardı etmeyeceğini umuyor ve bir çözüm üretmeni de, merakla bekliyorum.” (04.09.2011)

 

“Bugün, emlak eksperliği kapsamında, boşalttığımız yayınevine, 1200-1300 TL; Lojmana da 1400-1700 TL. olarak aylık kira değeri biçilmektedir. Yani Yayınevi ve Lojman olarak kullanılan yerlerin kira getirisi 2.600- 3000 TL civarında bir değerdir. Sırf bu değerin masraf olmaktan çıkartılması bile yayınevine yıllık yaklaşık 30.000 TL. Kazanç sağlayacaktır. Bu bedel ve daha sınırlı, daha tutumlu, daha verimli çalışma ortamını benimseyerek yeni bir yönetim anlayışı ve uygulamasıyla, giderlerin  azaltılması sağlayabiliriz. Yapacağımız tasarruflar ile Yayınevinin bütçe açıkları kapatabilir; projelerin 2. Aşamasına geçebilme gücü ve olanağına kapı arayabiliriz…” (04.09.2011)

 

Ahmet Kale’ye, çok az kimseye duyduğum sevgi ve saygı ile yaklaştım. Hiç kimsenin gösterdiğine şahit olmadığım dostluk ve dayanışmayı gösterdim. Ahmet Kale’ye yapacağınız en içten dostluğun ne olduğunun takdiri elbette sizlere aittir. “ (04.09.2011)

 

Bir kez daha belirmeliyim ki, biten, sonlanan Sosyal İnsan Yayınları ve Projesi değildir. Biten, projenin bir aşamasıdır.” (04.09.2011)

………

 

Bildiğiniz üzere, Yayınevimiz, profesyonel yöneticimiz Ahmet Kale arkadaşımızın öngördüğü ve taahhüt ettiği şekilde, kendi ayakları üzerinde durmayı başaramadı. (2006 yılında “6 ayda kendini finanse eder hale getireceğim” demesine rağmen yaklaşık 6 yılda, hala giderlerinin neredeyse tamamını Yayınevi dışından karşılamak durumunda kalışımız) “ (08.03.2014)

 

Bu süreç içerisinde Yayınevi Yöneticimizin, olayı kişiselleştirmesi, sizin de bildiğiniz gibi, taşınmaya pasif direnişte bulunması; -Daha öncesi ve sonrasında- katılınan fuar satışları ve muhasebe sonuçları hakkında gerekli ve yeterli somut bilgi vermeyişi, abone yapılan kişilere ilişkin bilgileri ve hesaplarını vermekten kaçınması, ayrılmadan önceki son birkaç ayda basılan kitaplarla ilgili aldığı bağış, abone vb. gelir bilgilerini vermeyişi, yayınlanan kitaplar ve sunuş yazılarında, daha önceki uygulamamıza ve yönetişim anlayışımıza uygun davranmayışları sonucunda -benim isteğimle- profesyonel çalışması sona erdirildi.” (08.03.2014)

 

Yayınevimiz, tasarruf önlemleriyle büro olarak, lojman olarak kullandığı yerlerden, profesyonel yönetici giderlerinden tasarruf etmekle, yaklaşık olarak, aylık 5000 TL Yıllık 60.000 TL maliyet gider kısıntısı sağlamıştır. (Bu giderler, Yayınevi giderleri olarak yansıtılmamış, faturalandırılmamış olsa da, gerçek olan maliyet, masraf yükü, tarafımca ödenen/karşılanan bir gider kalemiydi.) Bu durumda sadece bu zorunlu tasarruf ile 3 yıl içerisinde 180.000 TL civarında açık vermekten korunmuş ve yayınevi faaliyetlerinin sürdürülebilirliğini sağlamış olduk.)” (08.03.2014)

 

09.08.2011 tarihini, Yayınevi “fiilen BİTTİ” diye ilan etse ve her yerde “Yayınevi kapandı” diye aleyhte propaganda yapıyor olsa da; Yayınevimiz bütçe açıklarını kapatmış, ayakları yere basan çalışma takvimi içinde, gücünü toparlamaya, olanaklarını verimli bir şekilde kullanmaya çalışarak yoluna devam etmiş ve etmektedir.” (08.03.2014)

 

Yayınevimiz, Proje kapsamında çalışmasını sürdürmektedir. İşin başından beri çok önemsediğimiz ama gerçekleştiremediğimiz “Tarih Devrim Sosyalizm” kitabının çevirisi için çalışmalar yürütülmektedir. İngilizce çevirisine Rahmetli Sedat Özkol’un sorumluluğunda başlanılmış ve çeviri bitme aşamasına gelmiş iken, Sedat Hocayı kaybettik. Çeviri metninin bilimsel literatüre uygun olmayan yerleri bulunduğu eleştirmenlerce bildirildiği için çalışmaların iyileştirilmesi gerekmektedir. Aynı durum Fransızcaya çeviri metni için de geçerlidir.“ (08.03.2014)

 

Çok Yakın bir zamanda, Yayınevimizin basmış olduğu Kıvılcımlı’nın “Allah Peygamber Kitap” eserinin dizgilerini, sunuş yazısını bile değiştirmeden, olduğu gibi “Bilim ve Gelecek” dergisine -ücretsiz aldığı kitaplar karşılığında- vermiş ve basımına yol açmıştır. Bu tutumu, devrimci aydın sorumluluğu ile, etik değerlerle bağdaşmadığı gibi, yasalara da aykırı bir durumdur.

Daha bu olumsuzluğun mürekkebi kurumadan, bu kez, “Tarih Devrim Sosyalizm” kitabını “Kıvılcımlı Gönüllüleri” adı ile, korsan olarak basmıştır. Kitabı gördünüz mü bilmiyorum. Alaattin Öztürk arkadaşın Yayınevimize kazandırmış olduğu ve henüz o tarihte gerekli düzeltilmesi yapılmamış bulunan metni, Yayınevimizden bilgi ve onayımız dışında almış ve hatalı haliyle, basım yeri, basım tarihi, bastıran kişi-kurum adı adresi açıklaması olmaksızın korsan baskı yapmıştır.” (08.03.2014)

Cevap verdiği şeyler de oldu cevap veremediği şeyler de... sizlerin önünde FUAR HESAPLARINI, abone hesaplarını veremedi ve vermeyeceğini söyledi.” (08.03.2014) (Ben majiskülledim A.K.)

 

Bu alıntıların tamamını H. Atahan’ın iki mailinden aldım. Buradaki iddiaların birçoğunu bu yazı dizisinin çeşitli bölümlerinde yeri geldikçe cevapladım. Ama daha derli toplu ve sıralı cevaplar verebilmek için önce bu paragraflardaki eleştiri ve ithamları benim verdiğim önem sırasına göre maddeleyip, tek tek karşılıklarını yazayım.

 

  1. “… sizlerin önünde FUAR HESAPLARINI, abone hesaplarını VEREMEDİ ve vermeyeceğini söyledi” diyor H. Atahan. Bu itham ikinci mailde ve en son alıntıladığım olmasına rağmen, iddianın öneminden ve çirkinliğinden dolayı en başa aldım. Bu cümle en dürüst olmayan, en hesaplı, mide bulandırıcı ve ‘izi kalsın’ türünden bir suçlama.

 

  1. Ben iyi bir yönetici olamadım, bundan sonra yönetici olarak görev ve sorumluluk almak istemiyorum” demişim.

 

 

  1. “… yönetim anlayışındaki zafiyetin de, kurumsallaşmaya direnç oluşturması “ deniyor.

 

  1. Kendisinin finansör olarak; “Projeye kaynak sağlamak için, geçmiş yıllarda, elinde var olanı harcayan; yetmeyince, bir bölümünü taşınmaz satarak, bir bölümünü de, bankadan kredi kullanarak karşılayan birisi; üstelik kimi alınmış ve proje için, çoktan harcanmış bulunan

kredilerin ödemesini, hâlâ yapmaya devam ediyor ve bu durumu sürdürüyor” imiş.

 

  1. “…hemen her şeyinin tek bir kişi tarafından yapılması …“deniyormuş, bu hem çok yanlış, hem de sakıncalıymış. “…yapılan işlerde hem amatörce, hem de profesyonelce pek çok insanın katkısı, emeği, alın teri vardır. Bu her şeyden önce o insanlara karşı saygısızlıktır” diyor.

 

  1. Benim için, özeleştiri konusu olacak şey, Yayınevi Yöneticisini “çok yalnız bırakmak” değildir. olsa olsa, aşırı inisiyatifli ve denetimsiz bırakmak; dendiğine göre bu “özeleştiriye” de bakmalıyız.

 

 

  1. Sosyal güvencemin “varlığı” ve pek çok konuda olduğu gibi bu konuda da gereğini yerine getirmediğim… Yayınevinin yerinin değiştirilmesine direndiğim de iddia ediliyor.

 

  1.  “Yapacağımız tasarruflar ile Yayınevinin bütçe açıkları kapatabilir; projelerin 2. Aşamasına geçebilme gücü ve olanağına kapı arayabiliriz…” denerek, Kiralardan yılda 30 bin (ikinci mailde 60 bine, üç yılda 180 bine çıkmış) tasarruf sağlandığı saptanmış.

 

 

  1. Ahmet Kale arkadaşımızın öngördüğü ve taahhüt ettiği şekilde, kendi ayakları üzerinde durmayı başaramadı. (2006 yılında “6 ayda kendini finanse eder hale getireceğim” demesine rağmen…” deniyor. Bunun da cevabı önceki bölümlerde var ama bir kez daha yazarım.

 

  1. Yayınevi bitti propagandası yaptığım ve her yerde aleyhte kampanya yürüttüğüm iddiası. Buna karşılık yayınevinin dimdik ayakta olduğunun ilanı.

 

 

  1. Allah Peygamber Kitap’ı başka yayınevinden basmam ve Tarih Devrim Sosyalizm kitabını “korsan” bastığım iddiası. (Bu arada yayınevine ait hard diski bilgisi dışında almış ya da kopyalamış olduğum da yıllardır çiğnenen bir sakız.)

 

Yayınevinde geçirdiğim 5 yılın sonunda bana yöneltilen “eleştiri” ve “ithamlar bunlar. Gelecek yazıda hem bu mailler yazılmadan önce benim şirket yönetimine sunduğum “5 Yılın Raporu”nu yayınlayacağım. Hem de bu maddelerin tamamını cevaplayacağım.

 

GELECEK YAZI: “5 Yılın Raporu” ve Cevaplarım.



Bu yazı 6035 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

AKP Nasıl Kazanıyor?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI