Bugun...


Ahmet Aytaç

facebook-paylas
ESKİ BİR DEVRİMCİNİN AHDE VEFASI VE DOSTLUĞUMUZ
Tarih: 06-06-2023 21:13:00 Güncelleme: 06-06-2023 21:13:00


Orta okulu yeni bitirmiştim.
İzmir’e meslek öğrenmek için gittim.
O günlerde (1973) ismini hatırlayamayacağım bir ağabey üç hilalli
rozet hediye etmişti.
Çekinmeden yakama takıyordum.
Patronumun arkadaşı vardı MHP İzmir Merkez İlçe Başkanı Arap Muzaffer
Kayhan, ruhu şad olsun.
Bana gülümsedi elini rozete uzattı: _Evlat bunu açıktan takma başın
belaya girer, dedi ve ceketinin yakasının arkasına taktığı üç hilali
gösterdi. Böyle tak diye.
O günden sonra Ülkü Ocaklarına gitmeye başladım. Ve üye oldum.
Mesleğim antika halı tamirciliği olduğu için, işimi iyi öğrendim ve
1974-75 yılları Gültepe semtinde tamir atölyesi açtım.
Atölye’ye o zaman Türkeşin tam sayfa resmi olan bir takvimi astım.
O günden sonra sokaktakilerin bana bakışı değişti.
Bir akşamüzeri atölyeye geldiğimde önündeki kahve çok kalabalıkt ve
masa kurulmuş Gültepe Belediye Başkanı Devrimci Deniz Gezmişlerin
arkadaşı Aydın Ertem nutuk çekiyordu.
Bir kaynaşma oldu ve Aydın Ertem ayağa kalktı beni işaret ederek:
_ Halıcı gel buraya dedi. Yanımdaki arkadaşlarım hemen kaçtılar, ben
çekinmeden yanına vardım.
-Sen sağcısın sağıma otur, dedi sağındaki adamı kaldırdı.
-Ne içersin, diye sordu.
-Ayran, dedim. Ayran geldi içtim biraz sohbetten sonra bana
-Adın ne? Diye sordu.
-Ahmet Aytaç, dedim, birden yüz ifadesi değişti, hüzün ve
duygusallaştı. Kalabalığa döndü ayağa kalktı.
-Ahmet’e kimse dokunmayacak, aksi olursa karşısında beni bulur. Dedi
herkes şaşırdı tabi bende.
Fazla sürmedi atölyem karşıdaydı.
-Dükkanını aç orada sohbet edeceğiz, dedi. Kalktık yanında bir kişi
ile birlikte atölyeye girdik.
Tahta ranzanın altındaki Türkeşli resmi gördü. Biraz sarhoştu.
-Bunu cama as herkes görsün, sana kimse dokunamaz, dedi.
Sohbete koyulduk sorular cevaplar.
-Kimliğini göster dedi, gösterdim.
-Sen Ahmet Aytaç’ı biliyor musun? Dedi.
-Evet Deniz Gezmişlerin arkadaşı, Balıkesir yolunda trafik kazasında
ölmüş, dedim.
-O benim yoldaşımdı arkadaşımdı, dedi ve o günlerden biraz anlattı.
-Sen emekçisin, patronlar seni sömürüyor, halıyı yüz liraya tamir
edersin, onlar onu 1000 liraya satar senin üzerinden para kazanırlar,
dedi.
Neticede sohbet bitti.
-En küçük bir problemin olursa ne olursa olsun belediyeye geleceksin
beni göreceksin, sen benim manevi kardeşimsin, dedi. Ne yalan söyleyim
duygulandım.
Ertesi gün bunu ocakta konuşunca hemen İl başkanımız Mitat Özkul
(avukat) ile görüşmemi istediler.
Mitat ağabeyle görüştüm.
-Hemen oradan taşınacaksın bize yakın bir yerde (Çankaya) atölyeni
açacaksın, dedi.
Dediğini yaptım. Aradan birkaç yıl geçti.
Gültepe Samantepe bir birine sınırdı.
Bir gün Camcı Mehmet denilen Yugoslav göçmeni bir militan yanımda
mahallemizden devrimci bir arkadaşla giderken bize arkamızdan ateş
açtı, bizde bir şey yoktu kaçtık.
CHP lokali önünde kalabalık vardı. Canımızı kurtarmak için kalabalığın
içine daldık.
Masa başında Gültepe Belediye Başkanı Aydın Ertem vardı.
-Hayrola Ahmet, dedi.
Durumu anlattım Camcı gelmişti bizi konuşurken görünce hemen oradan uzaklaştı.
Önünde harita vardı. Gültepe Kız Meslek Lisesinin yanı yokuştu orayı
parsellemiş satışa sunuyordu.
-Ahmet buradan sana bir ev arsası vereceğim, istediğin yeri seç, dedi.
-Başkanım, şu an durumum yok, dedim.
-Senden para soran yok, beğen ve beğendiğin arsa senin, yarın
belediyeye gel, tapu işlerini hallettireceğim, dedi ve ilave etti.
Unutma sen Ahmet Aytaç’sın ismin yaşayacak yoldaşımla birlikte, dedi.
O günden sonra uğramadım.
Yine Deniz Gezmiş’in arkadaşlarından soyadını bilmediğim Erdinç ağabey
ile haber göndermiş, Ahmet gelsin tapusunu vereceğim, en güzel yeri
ben seçtim, diye.
…….
Hapse düştüm, Manisa cezaevindeyken, kaçmak için formalite hücreye
geçmiştim. Oradan kaçması kolaydı.
Yanımızda Ağrılı birisi vardı, devrimciyim diyor, devrimciler
tarafından dışlanmış bir dolandırıcıymış.
Sohbet ederken Aydın Ertem den bahsettim.
Mektup yazmış Ahmet Aytaç ile aynı hücrede kalıyoruz o Ülkücüler ile
ben Devrimilerle kavga ettik vs diye anlatmış, para istemiş.
Bir gün hücreye belediyenin aracıyla bir sürü yiyecek vs geldi.
İbrahim hepsini içeriye taşıdı. Tabi birde zarf verdiler ben
konuşmadım, benim yerime o konuştu, sen çıkma diye tabi kapıaltına.
Sonradan gardiyanlardan öğrendim ki, bunları bana Aydın Ertem göndermiş.
Yıllar sonra aklıma gelmişti. Google den aradım Hakkın rahmetine kavuşmuş.



Bu yazı 1360 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

AKP Nasıl Kazanıyor?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI