İstanbul 4. Ağır Ceza mahkemesi'nde görülen duruşmaya tutuklu sanık Alparslan Arslan katılmazken aralarında Dursun Çiçek'in de bulunduğu bazı sanıklar ve avukatları katıldı.

Cumhuriyet Savcısı, dava ile ilgili olarak 647 sayfalık mütalaasını açıkladı.

Savcı görüşünde "Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet Gazetesi'ni el bombası atılması eylemlerine ilişkin bölüm ayrı olmak üzere 227 sanıktan 26 sanığın çeşitli suçlardan cezalandırılmasını talep etti. Sanıklardan Mahmut Güzel hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Sanık Murat Aplak'a ilişkin suç duyurusunda bulunulmasına karar verilerek 199 sanık hakkında tüm suçlardan beraatına veya açılan davaların zamanaşımı veya ölüm nedeniyle düşmesine karar verilmesi talep edilmiştir" dedi.

Cumhuriyet Gazetesi'ne el bombası atılması ve Danıştay saldırısına ilişkin ise bu saldırıların bir silahlı terör örgütününü faaliyeti kapsamında anayasal düzenin işleyişine karşı bir suç olduğu kabul edilmiştir. Bu kapsamda sanık Salih Kurter hakkında açılan kamu davalarının ölüm nedeniyle düşürülmesine, Sanık Aykut Metin Şükre'nin örgüte yardım etmek suçundan beraatine karar verilmesi talep edilmiştir. Sanıklar Alparslan Arslan, Osman Yıldırım, İsmail Sağır ve Erhan Timuroğlu hakkında TCK 309 Anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmeye teşebbüs maddesi gerekçesiyle ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla ayrı ayrı cezalandırılmaları talep edildi. Alparslan Arslan'ın tutukluluk halinin devamına tutuksuz sanıklar Osman Yıldırım, İsmail Sağır ve Erhan Timuroğlu'nun tutuklanmalarına karar verilmesi talep edildi.

Duruşma sanıkların savcının mütalaasına karşı savunmalarını hazırlaması için 27 Aralık 2018'e bırakıldı.

11 senedir devam eden dava sonucunda aydınlar felç edilmiş ve  Türkiye dış politikası dikensiz gül bahçesi gibi ABD’nin istekleri doğrultusunda yönetilmeye başlanmıştı. Ergenekon davasının bir sonucu bu olurken, diğer bir sonucu da AKP ve Erdoğan iktidarının otoriterleşmesi  olmuştu. Bu sayede muhalifler üzerinde baskı kuran Erdoğan iktidarını sağlamlaştırmıştı.