Bugun...


Sibel Çağlar

facebook-paylas
Whatsapp’dan Kaçarken BİP’e Tutulmak
Tarih: 12-01-2021 22:45:00 Güncelleme: 12-01-2021 22:45:00


WhatsApp ve bilgilerin Facebook ile paylaşılması konusunda bazı kişiler ''benim gizli saklı bir şeyim yok başkaları düşünsün'' diyor, bazıları da ''zaten her şeyimizi bilmiyorlar mı, aman boşverin'' diyor, bir başkası bu veri-dijital hizmet alışverişini ''girişim özgürlüğü'' kapsamında gayet ''olağan ekonomik bir faaliyet'' olarak ilan ediyor, hükümet politikalarına kendisini kaptırmış bazı kişiler de Whatsapp'tan kaçıp BİP'e kapağı atıyor.

 

Bu arada BİP, Whatsapp'tan bile daha çok veriyi toplar sizden, söylemedi demeyin.

 

Onu bırakıp ona geçmek yağmurdan kaçarken doluya tutulmak gibidir.

 

Üstelik BİP AKP'yle ve istihbaratıyla çok sağlam bağlara sahiptir.

 

Fırsattan istifade BİP'e doğru bir manipülasyon var şimdi.

 

Her şekilde egemenler ve adamlarınca gözetim ve kişilerin özel bilgilerine erişme kaygısı, kitlelerin kafasını oldukça karıştırdığı ortada.

 

Onların ilgilendiği şey sizin sırlarınız falan değil, eğilimleriniz, davranışlarınız, tutumlarınız, psikolojiniz, politik kararlarınız, değerleriniz, eylemleriniz, duygularınız, meraklarınız, zaaflarınız, kafanızdan geçenler ve geçebilecek olanlar vb.

 

Bunların hepsi veri ve üretim-tüketim ilişkisinde çok değerli veriler.

 

Tekelci sermayenin ekonomik ve siyasi diktatörlüğü açısından şimdiye kadar pek önemli görülmüyorlardı, başıboştu bu veriler, ama artık iki başlı sermaye piyasası olunca ilgilerini çekiyor, kontrol etmek, yönetmek, sermayenin ilgi alanları yönüne çevirmek ve disiplin-rıza mekanizmalarına güç toplamak istiyorlar.

 

İnterneti şu anki (tekelci kapitalizm tarzda ve meşru bir toplumsal otoriteden yoksun) haliyle kullanmaya devam ettiğimiz sürece, gözetlenmeden hareket etme şansımız çok düşük.

 

Tails OS gibi işletim sistemlerini kullanmak, internete sürekli Tor üzerinden girmek, hiç telefon kullanmamak, büyük ağları kullanmamak gibi aşırı yöntemleri denemek mümkün ama bunları yapmak demek hem hayatınızı zorlaştırmak hem de birçok işi yapılamaz kılmak demek.

 

Daha güvenli başka uygulamaları kullanmak da (ki en ideali Signal'dir) çok geçici bir çözüm.

 

Hikayenin özü dijital teknolojinin doğasıyla ilgili olmaktan ziyade, tekelci kapitalizmin mutasyona uğramış ve iki kutuplu biçim alıp aralarındaki uluslararası pazarı paylaşamama biçimi, Meta-Veri olgusuna dayanıyor.

 

Tekil zanaatlardan seri kitlesel üretime, hizmetlere, finansal kapitalizme ve şimdi de kullanıcıların gözetlenmesi üzerinden el altından elde edilen ''davranışsal'' tahminlerin sömürüsüne.

 

Bu bir dönemin merkantilist değerli taş yağması gibi.

 

Uluslararası tekeller vahşice hücum ediyor bugünkü madene, yani kişisel özgürlük alanlara.

 

Doğanın tekelci sermayeye yenik düşmesinden önceki ovalar, nehirler, okyanuslar ve ormanlar kadar bakir ve masum halde çünkü şimdi insandan istedikleri şey.

 

İnsanın gözünü çoktan fark etmiş olması gerekip de etmediği şeylere açması bakımından faydalı olmak dışında iyi bir yönü yok.

 

Emeğin, yani bedenin bir işlevinin metalaşmasından sonra, insanın her şeyiyle metalaşması olarak süreç tamamlanıyor.

 

Bu süreç her türlü ''özgür irade'' olasılığını ortadan kaldıracak şekilde özenle tasarlanmış.

 

İkinci özelliği de, kar veya iktidarları için davranışı şekillendirebilme gücünün (bağlamla oynarsanız gayet mümkün), tamamen kendi kendisini yetkilendiren bir şey olması.

 

Toplamda insan reaksiyonlarından beslenen bir diktatörlük, derebeylik, tiranlık biçimi bu.

 

Kafa karıştıran da bu.

 

Ya bunu görürsünüz, ya da göremeyip sağa sola kaçışmaya çalışırsınız çünkü.

 

Burada bilim-kurgudan bahsetmiyoruz.

 

Bilim-kurguya benzer tek yanı, teknokratik tekellerin neredeyse dünyayı ve içindekileri şu ünlü SimCity oyunundaki gibi görmelerine sebep olacak bir güç devşirmesi.

 

Fakat gerçek tamamen dünya üzerinde.

 

İnsanın gözünü açması gereken şey, bu tekelci sistemi yıkmak ve tüm iktidarı toplumsal azınlıktan, uluslararası sermaye piyasasının egemenliğinin elinden koparmak için tam bağımsız devrimci mücadelenin, insanın geleceği için ne kadar hayati ve ertelenemez hale geldiğidir.

 

Uluslararası sömürü sistemlerinin bir başka kovuklarına saklanmak değil.

 

Çünkü artık her yere ışık tutmaya ve kaçacak bir yer bırakmamaya başladılar.

 

Mesele tek başına WhatsApp meselesi değil yani.



Bu yazı 2391 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

AKP Nasıl Kazanıyor?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI