Bugun...


Sibel Çağlar

facebook-paylas
Biz And Yazabilen Kurucular Olmak İstiyoruz, Bunakların Çiğnedikleri Sakız Değil
Tarih: 18-03-2021 09:35:00 Güncelleme: 18-03-2021 10:23:00


Otel odasında TV ekranları olmadan olmuyor maalesef ve güncel politik tartışmalar dışında kayda değer bir şeylerde yok maalesef.

 

Sosyal medyaya da uzun uzun süreler takılmak hoşuma gitmiyor.

 

Yeni gündem andımız konusunda aklıma ilk gelenler iki konu...

 

Birincisi, AKP kötü polis oynuyor içeriye karşı Atatürk ve laik cumhuriyeti yıkıyoruz mesajı veriyorlar yandaş tarikatlara ve PKK'ya. Dışarıya emperyalistlere de görüyorsunuz işte hala BOP için çalışıyoruz bizi hükümette tutun demiş oluyorlar.

 

İkincisi, içeriye karşı MHP'de iyi polis rolünde...

 

Halk TV'de denk geldi "Andımız konusu MHP kurgulu bir oyun" dedi Mustafa Mutlu ve ekledi "Baraj altı gözüken MHP oylarının 2-3 puan artmasına yönelik bir plan gibi gözüküyor vs." dedi.

 

Ben kendi adıma "ikna oldum'' Mustafa Mutlu'nun tespitinin bu kısmına, bende öyle düşünüyordum.

 

Andımızın kaldırılması için Yargıtaya bir ay önce başvurmuş AKP, haftalık anketler yaptırdıkları bilinen bir şey, son üç-beş aylık anketlerde AKP yüzde otuzun altında, MHP ise kesinlikle baraj altında görünüyordu.

 

O zaman ne yapmak lazım.

 

Bir taraftan yandaş PKK ve tarikatları yanında tutarak MHP'nin baraj sınırından çıkarılması gerekiyor.

 

Sarayın yamağı durumundaki MHP bir ay önce ortaklık ettiği hükümete ses çıkarmamış, şimdi utanmadan! "andımızın kaldırılması pimi çekilmiş el bombası" diyor.

 

Tamda 16 mart 1978 Beyazıt'ta bombalanan öğrencilerin katliam yıl dönümünde, diyor.

 

16 Mart Beyazıt katliamı rahmetli annemin asla unutamam dediği gün, kargaşa içinde yere düşünce bileği çatlamış ve hastanede okul arkadaşı Nermin teyzem anneme "bana hamile olduğunu" müjdesiyle öğrendiği gün.

 

"Acıyı ve mutluluğu aynı anda yaşadık, baban göz altındaydı, yalnızdım ve Nermin teyzen gözleri mutlulukla, gözün aydın canım, dediğinde. Baban dışarı çıktı zannettim. Haberi var mı keşke, hastanede olduğumu söylemeseydin, dedim. Nermin'de, canım sakın ol, hamilesin deyince, içimde kopan fırtınayı anlatamam, güzelliğim, diye anlatmıştı.

 

16 Mart Beyazıt katliamı tam bağımsız Türkiye için tüm varlığıyla mücadele edenlere yapılan bir katliamdır.

 

Sonuç, işte ülkece geldiğimiz sonuç ortada.

 

Eskiden yaptıkları bombalamalardan dolayı olsa gerek, her yorumunda "bomba, silah" ve benzeri benzetmeler yapıyorlar.

 

Andımız, Bahçeli ve MHP'yi kurtarma operasyonu dedik. Fakat yetmez MHP'nin barajdan kurtulması için.

 

MHP'nin arkasına ulusal bilinçten yoksun herkesi "Türküm" bayrağı altında toplamak, tartıştırmak istiyorlar.

 

Andımız'ın savunma rüzgarını almak istiyorlar MHP'nin ardına.

 

Kim bilir belkide MHP'nin ısrarı üzerine tekrardan okutulma kararı alınırsa şaşırtıcı olmaz...

 

Ağırlıkla sağ-Kemalist tayfa da rüzgara rüzgar katma telaşında koştur koştur pek bir sevindirikler.

 

Gerçek sosyolojik ve politik durumla ise kimsenin ilgisi yok görünüyor.

 

Andımız zaten çok uzun yıllardır içi boş sembolik bir merasim durumunda tekrar edilir dururdu okullarda.

 

Çocuklar antiemperyalist ulusal kurtuluş savaşı bilincinden ve eğitiminden çoktan gözden çıkarıldılar.

 

Öteden beri öğrenciler, bitse de gitsek duygusunda, angarya bir iş olarak okuyordu.

 

Ne devletin eğitim politikası, ne de seçmen kitlesinin ulusal bilinç diye, etik değerler diye bir şey umurlarında değildi.

 

Kimse de bu vaziyette "Türklüğün", "doğruluğun", "çalışkanlığın" yüceliğine falan varamaz, aidiyet duyamaz zaten.

 

Neden böyle?

 

Çünkü emperyalistler tarafından işgal edilmesi için ulusal bilinçten yoksunluk ve etik değerleri imha edilmiş olması gerekir.

 

Çünkü "Türk toplumu" diye politik bilinçten yoksun insana kendini kaybettiren, vatandaşları milli, kültürel, iktisadi, ülküsel, çıkarsal vb her bakımdan kuşatmış eşitsiz bırakıp ayırmış emperyalistlerin hükümet atadığı, muhalefetin ise emperyalistlerden hükümet olma sırası beklediği Türk toplumunu hülyalı yalanlar deryalarında sürdürüyorsunuz.

 

"Doğruluk" adı altında tepeden tırnağa en kahredici ve tiksinç yalanların, yalan söyleme ve yalana inanma öğretilerinin içinde yaşıyorsunuz.

 

"Çalışkanlık" adı altında kölece ve sefalet yarıştırarak sömürülürken hiç çalışmayıp her şeye sahip olanlar hesabına zenginlik dağları yığıyorsunuz.

 

Ülkünüz Türk, doğru ya da çalışkan olmak değil, insanlıktan çıkarılıp hayvan gibi yaşadığın yerde hayatta kalmak ve hayvan düzeyindeki tüketim ihtiyaçlarında kaybolmak.

 

Böyle bir ülkede her gün öğrencilere ezbere yaptırılan angarya bir merasimle hangi kutsiyeti kurtarabilirsiniz ki.

 

"Katı olan her şey buharlaşıyor, kutsal olan her şey dünyevileşiyor ve en sonunda insanlar yaşamın gerçek koşullarıyla ve diğer insanlarla ilişkileriyle yüzleşmeye zorlanıyor" demiş Marx yüz elli yıl önce.

 

Tabi Marxistlerimiz bile Marx'tan uzakken halk ne yapsın, acılı arabesk şarkılarında kendisini kaybetmesinde ne yapsın.

 

Andımız'ı tartışacaksanız sizi Marx gibi yüzleşmeye davet ederiz.

 

Yoksa Bahçeli ve diğer bunak sahte milliyetçileri kurtaracak değiliz.

 

Gündem saptıran egemen siyasetin tribün korosu olmak isteyenler bir yana, gençlik olarak Andımız'ı okuyarak yolumuza devam ediyoruz, angarya yapanlara karşı yürünecek bir tarihsel toplumsal devrim yolu var.

 

Biz and yazabilen kurucular olmak istiyoruz, bunakların çiğnedikleri sakız değil.

 

Türküm, doğruyum, çalışkanım,

 

İlkem, küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.

 

Ülküm, yükselmek, ileri gitmektir.

 

Ey Büyük Atatürk!

 

Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim.

 

Varlığım Türk varlığına armağan olsun.

 

Ne mutlu Türküm diyene.



Bu yazı 11137 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

AKP Nasıl Kazanıyor?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI