Bugun...


Göksal Caner Malatya

facebook-paylas
Savaş: Orta Doğu’da Politikanın Ta Kendisi
Tarih: 15-06-2025 20:13:00 Güncelleme: 15-06-2025 20:13:00


Clausewitz'in ünlü eseri Savaş Üzerine'deki en ünlü cümlelerden birisi şudur: "Savaş siyasetin başka araçlarla (şiddet araçlarıyla) devamıdır."

 

İsrail’in son saldırıları ve İran’ın misillemeleri yazılmasının üzerinden yaklaşık iki yüz yıl geçmesine rağmen kitabın ve “savaşın gerçekliğinin” pek de değişmediğini gösteriyor. Başta İsrail ve İran olmak üzere bölgesel ve küresel güçler politikanın “şiddet” araçlarını “şimdilik” sahaya sürmüş durumdalar.

 

Soykırımcı İsrail’in “Fırsatı”

 

Soykırımcı ve işgalci İsrail’in Gazze’de uyguladığı vahşetten, Lübnan’da Hizbullah’a indirdiği ağır darbeden ve Suriye’de Esad’ı devirdikten sonra İran’a yöneleceği beklenen bir gerçekti. ABD Başkanı Trump’ın “diplomasiye” yönelmesi ve bölge ülkelerinin savaşsız bir “istikrar” isteği İsrail’i bir süre dizginledi.

 

Fakat Trump’ın nükleer anlaşmayla ilgili şartları kabul etmesi için İran’a verdiği 60 günlük sürenin dolması ise İsrail’e “yeşil ışık” yakılmasını sağladı.

 

Nitekim Trump 60 günün bitmesine vurgu yaparak İsrail’in saldırısından haberdar olduğunu ve izin verdiğini itiraf etti.[1] Trump, bu saldırılarla İran’ı masaya oturtup şartlarını kabul ettirebileceğine inanmış durumda.

 

Trump’ın “inancı” bu olsa da İsrail’in amacının başka olduğu oldukça açık. Soykırımcı ve işgalci İsrail, tıpkı Suriye’de olduğu gibi İran’a karşı yakaladığı “altın fırsatı” değerlendirmek istiyor. Direniş Ekseni’nin her parçasına vurduğu darbeden sonra “yılanın başını” koparmayı amaçlayan İsrail, İran’ın nükleer silah geliştirmesini önlemekten çok rejim değişikliğinin yolunu açmaya çabalıyor. Bu nedenle İsrail nükleer bilim insanlarından daha çok üst düzey askeri görevlileri hedef alıyor.

 

Bunlarla birlikte eski İran Şahı'nın oğlu Rıza Pehlevi’nin güvenlik güçlerine darbe çağrısı yapması, PJAK’ın “Jin, Jiyan, Azadi devriminin yeni bir aşamasını başlatmak için işbirliği yapmalarını istiyoruz ve bu yönde böyle bir başlangıç için hazırlığımızı ilan ediyoruz” açıklaması ve İran Kürdistan Demokrat Partisi’nin “İran vatandaşlarını bu kriz, yıkım ve karanlıktan kurtarmanın ilk ve en önemli ön koşulu bu rejimi tamamen kaldırmak ve sona erdirmektir” ifadelerini kullanması “içeriden” rejimi devirmek isteyenlerin bunu bir işaret olarak algıladıklarını gösteriyor.

 

Fakat İran’ın misillemelerinin ve Çin ve Rusya’dan gelen tepkilerin ardından Beyaz Saray’dan yapılan açıklamalar “rejimin devrilmesinin” değil “ihtar verilmesinin” istendiğine işaret ediyor. ABD Savunma Bakanı Hegseth’in “İran'ın hâlâ bir seçeneği var” açıklamasını yapması[2] ve Trump’ın Putin’e İran ve İsrail arasındaki çatışmaların bitmesi gerektiğini söylemesi[3] bunu ortaya koyuyor. Dolayısıyla İran misillemelerinde “fazla ileriye” gitmediği ve “masada kaldığı” sürece İsrail ve ortaklarının “ihtarla” yetinmek zorunda kalacağı ortada.

 

İran’ın “Fırsatı”

 

Öte yandan İran’ın yaptığı misillemeler ise Tahran’ın “ihtarı” fırsata dönüştürme çabası içinde olduğunu gösteriyor. Tahran’ın kolayca vurulması, nükleer bilim insanları ve üst düzey askerlerin evlerinde öldürülmesi İran’ın büyük bir zafiyet içinde olduğunu ortaya koyuyor. Nitekim 15 Haziran Pazar günü ABD ile nükleer anlaşma görüşmesi olacağı için İsrail’in saldırmayacağını düşünen İranlı komutanların askeri sığınaklar yerine “evlerine” gitmeleri “ciddiyetlerinin” seviyesine işaret ediyor.

 

Bu zafiyet ve ciddiyetsizliğin hem içerideki hem de dışarıdaki “düşmanlara” cesaret vereceğinin farkında olan Tahran, gerek misillemeleri gerekse de savunmadaki yeni hamleleriyle gücünü ortaya koyarak “mesaj verme” fırsatını kullanmak istiyor.

 

Bölgedeki “Direniş Ekseni” üyelerinden İsrail’e yönelik herhangi bir saldırı olmadan sadece İran’ın kendisinin saldırması, Cuma gecesi Tel Aviv’in yanı sıra Nevatim, Palmahim ve Ramat-David askeri üslerinin ve Cumartesi gecesi saldırı dozunun artırılarak Ben Gurion havaalanı, Hayfa limanı, Aşkelon gaz terminali, Orot Rabin termal santrali, Dimon nükleer tesisinin hedef alınması ve 5. nesil F-35 savaş uçağının düşürüldüğünün iddia edilmesi ile Tahran “askeri gücünü” ortaya koyuyor.

 

Bunlara ek olarak İran’ın İsrail’e yardım etmeleri halinde Britanya, Fransa ve ABD’nin Orta Doğu’daki askeri tesislerini hedef alacağını belirtmesi, 15 Haziran’daki ABD ile nükleer anlaşma görüşmelerini iptal etmesi ve Hürmüz Boğazı’nı kapatma tehdidinden bulunması da Tahran’ın politik ve ekonomik gücünü ortaya koyması anlamına geliyor.

 

Burada Hürmüz Boğazı’na küçük bir parantez açılması gerekiyor. Günde 21 milyon varil petrol ve 306 milyon metreküp doğalgazın geçtiği Hürmüz Boğazı kapatıldığı takdirde dünyaya enerji arzında ciddi sorunlar yaşanması ve petrol fiyatlarının 100 dolara ulaşabilmesi ciddi bir olasılık. Bu da meta üretimi ve tedarik zincirinde ciddi maliyetlere yol açabileceği için kapitalist düzenin krizinin daha da derinleşmesi demek. Bundan dolayı da küresel güçler devreye girmiş durumda.

 

Çin’in Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada İran’a yönelik her müdahaleye “kararlılıkla” karşı olduklarını belirtirken[4], Rusya İsrail’i kınayıp ABD’ye İran’ın nükleer programı için kendisinin hazırladığı bir planı sunuyor. Bölge ülkelerinden Türkiye, Azerbaycan ve Ermenistan İsrail’i kınarken Suudi Arabistan veliahtı Salman telefonla görüştüğü Pezeşkiyan’a “İran İslam Cumhuriyeti’ndeki kardeşlerimizin yanındayız”[5] diyerek desteğini belirtiyor. Bütün bunlar İsrail ile İran arasındaki çatışmaların “belirli bir düzeyde” kalmasına yönelik bir ortaklaşmanın olduğunu gösteriyor.

 

Fakat nükleer serpinti olasılığına aldırmadan vahşice saldıran İsrail ve kapitalizmin derinleşen krizini savaş ve yıkımla çözmek dışında başka bir olasılığı düşünmeyen burjuvazi var oldukça bu ortaklaşmanın devamlılığını kim garanti edebilir?

 

[1] https://www.wsj.com/livecoverage/israel-iran-strike-conflict/card/trump-to-wsj-u-s-was-aware-of-israel-s-plans-to-attack-iran-4613AzRhb9WHfBFytL8Y

[2] https://breakingthenews.net/Article/Hegseth:-US-monitoring-situation-in-Middle-East/64291618

[3] https://www.wsj.com/livecoverage/israel-iran-strike-conflict/card/trump-putin-discuss-iran-israel-conflict-cBNo4VJNzZBzFyXCVkjc

[4] https://www.globaltimes.cn/page/202506/1336067.shtml

[5] https://www.ft.com/content/c66a1362-df14-445b-a130-74791263fed8



Bu yazı 441 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

AKP Nasıl Kazanıyor?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI