Tweet |
Şile’nin ilçe ile özdeşleşen 162 yıllık fenerindeki siyah beyaz şeritlerin kaldırılmaya çalışılması büyük tepki topluyor.
Şile Sivil İnisiyatifi olarak bir araya gelen bir grup Şileli, Fener Restorasyonu hakkındaki tepkilerini sosyal medyadan duyurmaya çalışıyor.
Bu konuda https://silesivilinisiyatifi.com sitesinde yayınlanan bir makaleyi aşağıda yayınlıyoruz.
Fener Restorasyonunda Yol Ayrımı
Şile Deniz Feneri restorasyonunda yol ayrımı !
Eski bir eseri korumanın iki ana yolu vardır:
A-Tamamen eski halini koruyarak saklamak ve hiç dokunmamak, nasıl bulduysan veya bulunuyorsa öylece bırakmak. Mecburi tadilatları da ilk yapıldığı günkü malzeme ve teknikleri uygulayarak yapmak.
B- Restore ederek korumaya almak, tamir tadil sürecinde modern teknik ve malzemeleri kullanmak.
Bu iki yolun da kendince doğru ve yanlışları, artı ve eksileri vardır ama en önemlisi temelden farklı iki bakış açısı olmalarıdır.
Soru şu: Elinizde atadan dededen kalma bozuk, ahşap kısımları tahta kurtları tarafından yenmiş bir radyo var ve saklayıp geleceğe taşımak, torunlarınıza miras bırakmak için hangi yolu seçeceksiniz?
Birinci Yol A:
Olduğu gibi: Kurt delikleri, çoğu gitmiş gomalak cila, küçük kırıklar, ince çatlaklar, eski badana boya günlerinden kalma üzerindeki boya lekeleri, bozuk, fm çekmiyor-zaten yoktu- vaziyetinde saklarım.
Ya da tüm tamirat ve tadilatını imal edildiği günkü teknik ve malzemeyle yapar, tamiratın yapılmamış gibi görünmesine de dikkat ederek saklarım.
İkinci yol B:
Tüm tamiratları son teknoloji malzeme ve tekniklerle yapar, yepyeni bir cila, fm kanalı ve usb girişi eklenmiş, şıkır şıkır yapıp saklarım.
Hangi yol en iyisi, A mı, B mi?
A diyorsanız, zor yolu seçersiniz. Malzeme yeniye hayran, eskiye işe yaramaz gözüyle bakanlar tarafından eski püskü, bazen hurda, kıymetini kaybetmiş olarak değerlendirilebilir. Üstelik dayanı daha sık tamirat gerektirir. Değersiz izlenimi bıraksa da “ilk haline daha çok benzer.’’
B diyorsanız, işiniz nispeten daha kolaydır. Makyaj malzemeleriyle yepyeni görünür, dün yapılmış gibi pırıl pırıldır. Daha temiz, daha dayanıklı, güvenilir bir görünüme kavuşur. Kavuşur ama aslına sadık kalabilirseniz eğer. Sık restorasyon da gerektirmez.
Eğer bahse konu eser Şile Feneri olsa ve yetki tamamen sizde olsa hangi yolu tercih edersiniz? A mı, B mi ?
“İnsanların düşündükleriyle bakışları, baktıkları şeyi anlamlandırır” demiş birisi.
Şile Deniz Feneri,
Bütün Şilelilerin anılarında özel bir yeri olan, çok özel kültür varlığımızdır. Son girdiğimde (2019) zemininde oluşan hareketlenme ile hem yatakhane hem fener kulesi hasar görmüştü, duvarlarda da derin çatlaklar vardı. Hemen onarılması gerekiyordu, yoksa yıkılma tehlikesi çok yüksekti.
Hem belediyemizin, hem Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü’nün konuya hassasiyeti sayesinde onarım kararı alındı ve ihalesi yapılıp ‘’2020’de restorasyonuna başlandı.’’
Daha önce yaşadığımız Ocaklı Ada tecrübesi ortada olduğundan tanıdığım bütün Şileliler olaya şüpheli yaklaştı!
Tabanı beton, taş duvarları olan bu binadaki hasar nasıl onarılacak çok merak ediyoruz! Güçlendirme nasıl bir yöntemle yapılacak, ne kadar demir, türü/kalitesi ne olacak ve nerelerde kullanılacak, statik hesapları, betonun kalitesi/türü, seçilecek kaya türü/türleri, seçilen yapı malzemelerinin cinsi nedenleri, sebepleri, teknik verileri, birleştirme türü ve elemanları, kimyasallar, bütün malzemelerin yaşlandırma test sonuçları, fiziksel ve kimyasal analiz sonuçları ve test raporları...
Yapılacak işlemlerin türleri, maksat ve tekniklerine ilişkin detaylı uzman yorumları. Bilir kişi listesi, uzmanlıkları ve referansları. Takribi iş akış şeması ve zamanlamaları.
Tabi ki bunların tamamının halka açık yayınlanması şart! Zaten seçtiğiniz malzemelerin tedarikçileri bu verileri yayınlıyor. Bina ne kadar sağlamlaştırıldı, yıkım yapıldı mı, plan tadili var mı, içindeki malzemeler nerede, çalınan var mı, inşaattan önce envanteri çıkarıldı mı, envanteri kim tuttu, (bende ve birçok arkadaşımda malzemelerin fotoğraf ve videoları var, bu görüntülerden de bir envanter çıkartılır) hiç eksilen var mı?
Onarımı yapacak firma umarım büyük bir titizlikle seçilmiş ve sıkı denetleniyordur. İşi yaptıran Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü ama belediyemizin de Şileliler adına söz hakkı var tabii ki. Zaten deniz feneri olarak (her ne kadar deniz haritalarından silinmedi ise de) eskisi gibi önem taşımıyor gibi, asıl önemi kasabamızın yaşlı simgesi olarak Şilelilerin yüreğindeki yerinde! 162 yıldır dönen ışığı, uçurumun üzerindeki büyülü duruşu ile eski dostumuz, nefes alan efsanemizdir…
Bugünlerde restorasyon devam ediyor. Yukardaki çekincelerimize ilişkin pek cevap alamıyoruz yine. En çok merak edilen konu ise restorasyon hakkında verilen bilgi kırıntılarında geçen ‘’renk’’ konusu, Yapısal birçok sorun varken biraz makyaj sorunu olarak görünse de çok önemli meseledir.
SİYAH/BEYAZ mı, GRİ ye mi boyanacağı?
Bina ilk rengine mi döndürülsün, sonraki rengine mi; sorusuna cevap versem, tamamen kişisel olacağından 1/38.000 oranında kalacaktır ve pek önemsizdir. Tabi ki dış görünüşünü hafife almıyorum ama bu yazımın asıl konusu “binanın güçlendirilmesi”. (Yine de yazayım ama siyah beyaz olsun...!
Yaşıtlarım ve büyüklerimin sanırım hiçbiri binanın renksiz halini pek hatırlamaz. Yani şu anda yaşayan herkesin anılarında, hatıralarında, geçmişindeki fener siyah beyazdı. Tabii ki renksiz hali daha orijinali ama fener o renkte olursa “silikleşir”! Hem fiziki olarak hem belleğimizdeki yerinde silikleşir. Tabii bu sadece kişisel fikrim, ortak müşterekte buluşmak daha güzel olur.
Ocaklı Ada için bilgi edinmeye çok çabalamıştık. Defalarca Anıtlar Kurulu ve Belediyeye müracaatlarım oldu. Onarım aşamalarında hiç video çekimi görmedik (3-5 foto hariç), yanlış taş seçildi, denetim ve diğer tüm aşamalar şeffaf değildi maalesef: sonuç ortada ! Bırakın son bilirkişi raporlarını hala hukuki durumuna ilişkin net bir bilgi bile yok elimizde!
Ocaklı Ada için artık çok geç, yarın Şile Feneri’miz için de aynı şeyi söylemeyelim. Fenerimiz bizim geçmişimiz, gençlerin geleceği, umarım bu kez gönlümüze göre olur. Altına geçip ışıktan kollarını misafirlerimize gösterirken, gururla atmasyon bilgiler verir, sanki dedemiz tasarlamış gibi hava da atmaya başlarız İnşallah!
Sevgili Şair arkadaşım Dilek, şiirinde Şile Feneri’ni ne güzel bir yere yerleştirmiş!
Seni Özleyen Benim
Zihnin karmaşıklığı
ince bir sis titrekliğinde,
vazgeçip hayallerinden
daldığında gerçekliğin içine,
seni özleyen benim
Alacakaranlık şarkıları
uçsuz bucaksız evrende,
kederli notalarından dertli,
gizlendiğinde ruhun mahzenlerine,
seni özleyen benim
Siyah beyaz bir fener
meftun bir kalp yerine,
yanıp söndüğünde kadere inat
güneşin denizi öptüğü yerde,
seni özleyen benim
Dilek Genel
Yaşayan tüm Şilelilerin hatıralarında siyah beyaz... Aslı gri ama Şile de limansız, tahta evlerden ibaret, yılankavi yolları olan eski Şile değil artık. Keşke o hali kalsaydı da feneri de gri olsaydı…
Bahaddin Reşid - Mayıs 2021
Kaynak: https://silesivilinisiyatifi.com