Bugun...


Sibel Çağlar

facebook-paylas
Noel Baba Aşıyla Gelecek
Tarih: 26-12-2020 21:26:00 Güncelleme: 26-12-2020 21:37:00


Başkan Trump topal ördek olmadığı zamanlarda Coleman adındaki çocuğa, "hala Noel Baba’ya inanıyor musun?" diye sormuş. Daha sonra da, "çünkü yedi yaşında (Noel Baba’ya inanmak) marjinal değil mi?" diyerek hafiften de kafa bulmuştu.

Amerikan haşeratı, Noel babanın bir çocuk masalı olduğunu çocukların bile bilmesi gerektiğini düşünüyordu.

Ama bilmediği, 12.000 km ötede Reis kodlu görev arkadaşının ''Müslüman'' olan ülkesinde. Müftülerin, Noel'i bacadan giren densiz adam ilan edip, "muteber biri olsa kapıdan gelirdi" dedikleri, kazık kadar koca koca heriflerin damlarda titreyerek ellerinde sopa ile Noel marizlemek için bekleştikleriydi.

Bu dünya, 7 yaşındaki çocuğa hala bir masala inanıyor diye ''marjinal'' diyenlerle, Çanakkale savaşının evliyaların duaları sayesinde kazanıldığına, İzmir'in okunan salat-ı tefriciye duası yüzünden işgalden kurtulduğuna inananların ortak yaşam alanı.

Uzay mekiğinin menzilci hocanın üfürüğü ile düştüğüne, cennete gittiğinde erkeklik organının devamlı dik ve yüz kaplan gücünde gezeceğine iman edenlerin habitatı.

Dua ile yağmur yağdırdığına inananlarla, sel bastığında neden çok dua ettiler diye diyaneti mahkemeye verenlerin, kutsal kitabının kendi dilinde okunmasını lanetleyip, ulusal bayramlarını yasaklayanların dünyası.

İnsan anadili ile gelişir, düşünür, anlar dediğimizde, bize faşist, bölücü, terörist diyenlerle maalesef ki birlikte yaşamaya çalışıyoruz.

Her gün onlarca bakireyi didikleyeceğine inanan kendilerine özgü, ucube ''ORJİN'' milli irade diyenlerin çoğunlukla olduğu bir gezegen bu dünya.

Şükür ki, bu mucizeleri yapabilen, yeri göğü inleten, uzayın sırlarını çözebilen bezirganlar Pandemi sürecinde sıvıştı, görünmez oldu, yok oldular ortalardan. Dut pekmezi diye ille de ısrar etmediler.

Şaklaban şebeklerden biri "şurada bir pandemi duası vardı, alın okuyun aşıya gerek duymayın" demedi şimdilik.

Ama bilim kazanıp da ortalık sükûn bulduğunda emin olun ki çıkıp hastalığı biz bitirdik, dualarınız bitirdi diyeceklerdir.

Kaybedeni belli bir oyunun kapalı gişe temsilini seyrederek geçen bir yılı daha bitiriyoruz.

Akla zarar soru bir Kayahan şarkısı gibi tekrarlanır, ne yanlış yaptık da tanrıları bu kadar kızdırdık, biz nerede yanlış yaptık!..

Eğer küresel tedarik zinciri ve dağıtım işleri tekelci sermaye piyasasının elinde değil de, emekçilerin elinde olsaydı, salgını görüldüğü noktada kısa sürede sarmalayıp kurutmak çok daha kolay olacaktı.

Şimdi ise bu tekelci kapitalizm virüsünden kurtulmanın tek yolunun aşılama olduğu düşünülüyor.

Sorunun teşhisini tam koymadan, sorun nasıl ortadan kaldırılacak o ayrı bir muamma.

Türkiye'ye 3 milyon doz aşı Çin'den Noel haftası Noel Baba'nın çantasıyla pazartesi gelecek ve en az 2 hafta incelenecek.

Salgından 3-4 yıl önce aşı üreten şirketlere bu tip bir salgın olasılığına karşı aşı çalışması yapmaları gerektiği yıllar önce bildirilmişti.

Ama yapmadılar.

Çünkü para kazanabilecekleri bir iş değildi AR-GE.

80 milyon insan hastalanıp, 2 milyona yakın insan öldükten sonra aşılar ortaya tekelci sermaye piyasasının iç çekişmeli grupları arasında bir bir çıkmaya başladı.

Bu aşıları birkaç şirket mi yarattı?

Hayır.

Aşıları bileşik-toplumsal yaratıcı emek gücü yarattı. Ama emeğin toplumun genel olarak malı sayılmıyorlar.

Çünkü tekelci kapitalizmde yaşıyoruz.

Emek sürecinin giderek enine ve boyuna derinleşip genişleyen işbölümü şekli, bilimin bilinçli teknik uygulaması, toprağın yöntemli bir biçimde işlenmesi, üretim araçlarının ancak ortaklaşa kullanılabilir tipte üretim araçlarına dönüştürülmesi, bütün üretim araçlarının bileşik-toplumsal emeğin üretim araçları olarak kullanılması, ülke nüfuslarının dünya pazarı ağına bağlanması ve böylece kapitalizmin uluslararası bir nitelik kazanması, bunların hepsi uluslararası tekelci sermayenin yaptıkları.

Sermaye egemenleri bununla beraber, iki kutuplu olarak birbiriyle çatışacak şekilde üretim araçlarını merkezileştiriyor ve emeği toplumsallaştırıyor.

Demokratik devrimleri getiren temel çelişki sosyolojik olarak buradan doğar, tarihin diyalektiği bize bunu böyle gösteriyor.

Toplumsallaşmış üretime dayanan kapitalist özel mülkiyetin toplumsal mülkiyete dönüşmesi, bizim önümüzdeki demokratik devrimin başlıca amacıdır.

Böylece aşılar gibi, toplumsallaşmış emeğin bütün ürünleri, bu emeğin sahiplerinin kolektif malı haline gelecek ve onların tasarrufu altında olacaktır.

Ancak o zaman adil dağıtım ve bölüşüm ilkesini bayrağına yazabilir insanlık.

Şu anda bütün dünya son derece özel, nazik bir durumla karşı karşıya. Geniş insan kitlelerinin hayatta kalmak için mecbur oldukları bir ürün ile, uluslararası tekelci sermayenin kontrolü altında hür, rekabetçi olmayan kapitalist mülkiyetin özel karakteri arasındaki kör göze parmak durumunu yaşıyoruz.

Bu durumda, aşı sorununu gerçekçi çözümleri gerekliliği ve kaçınılmazlığı, tekelci sermayenin ve onların hükümetlerinin teşhiri üzerine devrimci bir propaganda ve örgütlenme faaliyetine dönüştürmek tarihi bir görevdir.

Salgında bugüne kadarki rezalet ötesi durum, ilaç tekelleri hükümetlerinin politikalarının halk sağlığı değil karlılık eliyle belirlenmesinin doğrudan sonucu.

Banka ve borsa kurtarma paketleri garanti altına alınır alınmaz, egemenlerin elinde bulunan bütün ülkelerde ''çarklar dönsün'' denerek, başlıca işe geri dönüş ve ücretli izin hakkı gaspının uygulamasından beri, corona virüs bir insanlık sorunudur.

Bunun sonucunda milyonlara varan sayıda insan öldü.

Eğer şu anda acil müdahale yapılmazsa, bulaşıyı önleyici aşı yaygın ve eşit şekilde kullanılmadan yüz binlerce insan daha ölecek.

Anlamsız can kayıpları durdurulmalı!

İnsanların pandemik sürecinde maddi kayıpları tamamen karşılanarak, aşılama işlemi nüfus içinde gerekli sayıya ulaşana kadar zorunlu olarak gerekli olmayan işletmeler derhal aşılama süreci bitimine kadar kapatılmalıdır.

Üretimin gerekli olduğu zorunlu faaliyetlerde çalışanların sağlığı bağımsız komiteler ve sağlık emekçileri tarafından organize edilmeli ve denetlenmelidir.

Önümüzdeki haftalarda ve aylarda yüz binlerce insanın tekelci ilaç firmaları kar etsin diye gereksiz yere ölmemesini sağlamak için, toplumun sosyal durumuna hemen şimdi müdahale etmeli.

97 bin yeni yandaş milyonere karşılık en az 1,5 milyon yeni yoksul üreten Türkiye'de de, bunlara karşı halkın sözcüsü olmak için tüm demokratik güçlerin halkla birlikte halk için buluşması kaçınılmaz olarak Noel sonrası yeni yılda görev olarak önümüzde duruyor...



Bu yazı 2971 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

AKP Nasıl Kazanıyor?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI