Bugun...


Prof.Dr.Behçet Kemal Yeşilbursa

facebook-paylas
Müslüman Kardeşler Örgütü (İhvan) ve Çıkarılması Gereken Dersler
Tarih: 09-07-2024 13:02:00 Güncelleme: 09-07-2024 13:02:00


Sanıldığı gibi 1928’de Müslüman Kardeşler İngiliz işgaline karşı kurulmamıştır. Tam aksine İngiliz işgaline karşı direnen laik ve milliyetçi unsurlara karşı İngiltere tarafından kurulmuş ve desteklenmiştir.

 

Müslüman Kardeşler Örgütü (İhvan), 1928'de Mısır’da ezoterik Sufi tarikatına mensup bir öğretmen olan Hasan el Benna tarafından kurulan siyasi-dini bir hareket olarak kuruldu.

 

1954'te güçlü bir siyasi örgüt haline geldi. 1952 Devrimi'nde aktif bir rol oynamamasına rağmen, daha sonra, ancak başarısız bir şekilde, Devrim Komuta Konseyi subaylarını kontrol etmeye çalıştı. 1954'te Devrim'e karşı cephe aldı ve üyelerinden biri Ekim 1954'te İskenderiye'de Nasır'a suikast düzenlemeye çalıştı. Sonuç olarak örgüt bastırıldı ve nüfuzlu üyelerinin çoğu ya idam edildi ya hapsedildi ya da yurt dışına kaçmaya zorlandı.

 

Örgütün Mısır dışında küçük kolları Ürdün, Sudan, Lübnan, Irak ve Kuveyt'te ortaya çıktı. Ancak Mısır dışında çok az etkisi oldu. Suriye'de bile, 1954'te Mısırlı sürgünlerin gelişine rağmen, derin kökler salamadı ve 1958'de Birleşik Arap Cumhuriyeti Hükümeti örgütü dağıttı.

 

Örgüt, o zamanlar Arap dünyasının hiçbir yerinde önemli bir güç gibi görünmüyordu. Ancak bölgede yoksulluk, cehalet ve sosyal adaletsizlik var olduğu ve İslam çekiciliğini koruduğu sürece, Müslüman Kardeşler gibi örgütlerin siyasi arenadan kaybolması pek mümkün değildi. Dolayısıyla örgüt, çatışan ideolojilerine rağmen, Ortadoğu’daki Komünist Partileri ile sıklıkla zımni bir ittifak içinde oldu.

 

Erken dönem İslam'a dönüşü savunan bir dini reform hareketi olarak başlayan hareket, kısa sürede dini, sosyal ve siyasi hedeflerin ayrılmaz bir şekilde iç içe geçtiği iyi organize edilmiş bir kitle hareketine dönüştü. Mısır'ın yoksul, hüsrana uğramış, batıl inançlı ve eleştirmeyen sınıflarının kendilerini duygusal ve nadiren de şiddet içeren bir biçimde ifade etmelerine izin verdi. Yaklaşık tüm Mısır’ı kapsayan çok geniş bir ağ halinde örgütlenmiş ve yine yaklaşık olarak iki milyon aktif üyeye sahip olmuştur. Yalnızca gönüllü aboneliklerden aylık 60.000 Mısır poundu gelir elde ettiği ve 1954'te bastırıldığında yaklaşık 2 milyon Mısır poundu tutarında birikmiş fona sahipti. Kendi matbaası, gazetelerini, fabrikaları, imalathaneleri, kooperatifleri, okulları, sosyal yardım merkezleri ve hastaneleri vardı. Adeta devlet içinde devlet gibiydi. 1948'deki Filistin kampanyası için 2.000 gönüllü sağladı ve donattı; paramiliter oluşumlarının yaklaşık 50.000 gücü vardı. Örgütün idari kontrolü, bizzat Hasan el Benna tarafından atanan bir büronun elindeydi. Örgütün siyasi amaçlarını elde etmek için terörizm, şiddet ve suikast kampanyalarını yürütmekten sorumlu gizli bir kolu da vardı. Sanırım tüm bunlar yakın zamanda Türkiye’de olanları çok net bir şekilde gözler önüne sermektedir.

 

Mistik ve realist hitabet ve organizasyon yeteneğinin ilginç bir karışımına sahip olan ilk Yüce Rehber Hasan el Benna 1949'da suikasta kurban gitti ve ardından örgüt önemli bir değişime uğradı. Örgüt içindeki gruplar iktidar mücadelesine girdi ve örgüt muhafazakârlar ile radikaller olarak iki kanata bölündü.

 

1953'ün sonundan itibaren yeni rejime karşı tutumu daha düşmanca hale geldi. Ocak 1954'te, örgüte bağlı öğrenciler ile Kahire Üniversitesi'ndeki Hükümet destekli Kurtuluş Mitingi öğrencileri arasında çatışma çıktı. Bunun sonucunda Devrimci Komuta Konseyi, örgütü dağıtmak ve önde gelen üyelerini tutuklamak için adımlar attı. Bunun üzerine Örgüt, 1954’te, Devrim Hükümeti ile ilk açık çatışmaya girdi. Necib ile Nasır arasındaki iktidar mücadelesinin doruğa ulaştığı Şubat ve Mart aylarında, Örgüt Necib'e güçlü bir destek verdi. Kısa bir süre için bu destek belirleyici olabilecek gibi göründü, ancak Necib'in zaferi geçiciydi ve bir ay süren mücadelenin ardından Nasır iktidarı ele aldı.

 

1954 yazına gelindiğinde Mısır devrimi (Nasır) büyük ölçüde kendisini sağlamlaştırmıştı. Monarşi ortadan kaldırılmış, güçlü toprak sahibi sınıf, tarım reformu yasası kapsamında yapılan kamulaştırmalarla ezilmişti, siyasi partiler baskıyla dağıtılmıştı, ordu ve güvenlik teşkilatları rejimin sadakatle arkasındaydı. Eski düzen yıkılmıştı ve ülkede hükümete meydan okuyabilecek kadar güçlü olan tek güç Müslüman Kardeşler Örgütü idi.

 

Yılın başlarında geçici olarak bastırılmasına rağmen, yalnızca ülke genelindeki nüfuzu nedeniyle değil, aynı zamanda orduda ve Devrim Komutama Konseyi’nde de çok sayıda destekçisi ve sempatizanı olduğu için hâlâ hatırı sayılır bir güçtü. Ordu ve polisteki etkisi dikkate değerdi. Tüm bunlar son yıllarda Türkiye yaşananların adeta özeti gibi.

 

Örgütün, Devrim'de aktif rol aldığına dair hiçbir kanıt yoktu; ancak devrim gerçekleştikten sonra ordunun yalnızca onların kontrolünde hareket etmesini ve hükümeti onlara devretmesi veya en azından Devleti teokratik bir temelde yeniden organize etmesi eğiliminde oldular. Ancak Devrim Komuta Konseyi bu istekleri doğal olarak kabul etmedi.

 

İngiltere ile 19 Ekim 1954'te Süveyş Kanal Üssü konusunda anlaşma imzalanması Örgütü daha da kızdırdı. Örgüt anlaşmayı ihanet olarak kınadı ve tam olarak bir hafta sonra Nasır İskenderiye'de kitlesel bir toplantıda konuşma yaparken bir Örgüt üyesi suikast girişiminde bulundu. Hükümet bu fırsatı değerlendirerek Örgütü sert bir şekilde bastırdı. Örgütün 4.000'den fazla üyesi tutuklandı, 5.000’den fazla kişi de ya hapsedildi ya da sürgüne gönderildi. Örgütün liderleri de idam edildi. Bunun üzerine Suriye, Ürdün, Pakistan, Endonezya, Sudan ve Irak'ta Örgüt yanlısı gösteriler gerçekleşti, infazlar ve tutuklamalar protesto edildi.

 

O dönemden sonra Örgüt öngörülemeyen potansiyellere sahip bir yeraltı hareketi haline geldi. Uygun koşullar altında hızla canlanabilirdi. Nasır rejiminin çökmesi ve ordunun kontrolü kaybetmesi durumunda Örgüt tekrar canlanabilirdi. Çünkü Ortadoğu'da yoksulluk, cehalet ve sosyal adaletsizlik var olduğu ve İslam, bu eşitsizliklerden en çok etkilenenlerin zihinleri ve duyguları üzerindeki hâkimiyetini koruduğu sürece, bu tür örgütlerin yeniden canlanma ihtimali her zaman vardı. Nitekim Mısır’da öyle oldu ve 2012’de Örgütün Cumhurbaşkanı adayı Muhammed Mursi iktidara geldi. Ancak 3 Temmuz 2013’de askeri darbe sonucu devrildi.

 

Hareket, Mısır dışında bir dizi nedenden dolayı kendisini kabul ettiremedi; bunlardan biri, dar ve geriye dönük ideolojisinin kendisini yalnızca fanatik ve gerici bir azınlığa emanet etmesi ve diğeri Hasan el Benna gibi yeteneklere sahip bir lidere ihtiyaç duymasıydı.

 

El Benna köylü kökene ve yetiştirilme tarzına sahipti ve onun en büyük çekiciliği, köylülüğün ve şehirli işçilerin oluşturduğu Mısır'ın yoksul sınıfına yönelikti. Oysa halefleri bu kitleleri ne anlayan ne de onlara sempati duyan farklı bir toplum sınıfından geliyordu.

 

Farklılık hiçbir yerde Suriye'deki tarihinde olduğu kadar belirgin değildi. Orada, Mısırlı sürgünlerin etkisi altına girmiş, ancak ülke politikalarında hiçbir iz bırakmamış ve 1958'de sessizce çökmüştür. 1960'ta yeniden canlandığında Mısır bağlantılarından kurtulmuş, aşırı muhafazakâr eğitimli bir gruba hitap eden, tamamen Suriyeli bir siyasi-dini parti gibi görünmüştür.

 

İlginç bir şekilde diğer ülkelerde Müslüman Kardeşler'in çekiciliği, onun yurt dışından ithal edilen yıkıcı modern etkilere karşı Müslüman inanç ve ideallerinin siperi olarak görünmesinden kaynaklanıyordu. Yine çok ilginçtir ki Müslüman Kardeşler Örgütü dâhil İslam ülkelerindeki birçok cemaat ve tarikat karşı oldukları Batılı devletler tarafından ya kurulmuş ya da desteklenmiştir. Sanıldığı gibi 1928’de Müslüman Kardeşler İngiliz işgaline karşı kurulmamıştır. Tam aksine İngiliz işgaline karşı direnen laik ve milliyetçi unsurlara karşı İngiltere tarafından kurulmuş ve desteklenmiştir. Günümüzde de Türkiye dâhil birçok İslam ülkesinde maalesef durum bu mahiyettedir.



Bu yazı 1453 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

AKP Nasıl Kazanıyor?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI