2020 insanlık İçin karantina, maske, mesafe, sel, yangın, deprem, ekonomik krizlerle geçti. En kötüsü Kovid 19’un sebebiyle olan ölümler, insanları ruhen ve zihinsel olarak çok yıprattı.
Sanki dünyaya veya insanlığa yaklaşmakta olan bir felaketi konu alan bilim-kurgu filim gibi bir yıl yaşadık ve yaşamaya devam ediyoruz.
Özellikle Türkiye’de; kötü yönetim, üretmeden tüketim, sınırsız savurganlık, keyfi israf, önlenemeyen döviz yükselişi, işsizlik adeta insanları boğdu.
İnsanlık olarak imtihana tutulduğumuz bir yıl yaşadık. Uzunca bir süre daha dünyada bu kaos devam edecek gözüküyor. O nedenle 2021yılında da, bu filmi, izlemeye devam edeceğiz gibi duruyor.
Dün bir telefon aldım. Beyefendi uzun uzun, KOVİD19 virüs değil, mikrop olduğu anlattı. 5 dakika dinledim ve söz aldım. “Bakın ben Hacettepe mikrobiyolojinin lab. Sorumlusu olarak çalıştım. Mikropla virüs arasında ki farkı bilirim.” Konuyu kendisine izah ettim. Allahtan nezaket sahibi bir öğretmen emeklisi “beni aydınlattığınız için çok teşekkür ederim” dedi. Umarım, nezaketten söylememiştir.
Değişik ülkelerin istihbarat servisleri tarafından işletilen veya parasal destekle çalışan yüzlerce, belki de binlerce site, internette “haber” dağıtıyor. Covid-19, pandemi sürecinde yalan haberler yayılıyor. Bu haberlere doğru olduğuna inanmış sosyal medya kullanıcıları, yapılan spekülasyonlarla yönlendiriliyor. Neyin doğru neyin yanlış olduğunun karıştığı bir dönemi yaşıyoruz.
Kovid 19 ilgili sosyal medyada paylaşılan sahte ve yanlış haberlerin çığ gibi yayılıyor. Covid-19 bilgi salgını virüsün kendisi kadar tehlikelidir. Binlerce insan ölmesine rağmen, “böyle hastalık yok” diyen video izliyoruz. Hastalığı yaydığı iddiasıyla 5G baz istasyonlarını suçlayanlar var. Salgını aşı satmak için, iş insanı Bill Gates'in çıkardığını öne süren komplo teorileri yayılıyor.
Kovid 19 virüsle ilgili sosyal medyada paylaşılan sahte ve yanlış haberlerin yayılımını durdurmak için, herkesin üzerine düşeni yapması gerekiyor. Kendimizi ve sevdiklerimizi korumak için, virüse karşı olduğu gibi, kirli bilgi salgınına karşı da her türlü önlemi almalıyız.
Yeni yıl belki başlangıç olarak bize yenilik ve güzel şeyler sunmayacaktır. Ama Kovid 19 bize öğrettikleri önemini daha iyi kavramımızı sağlayacaktır. Sağlığımızın hayatta en önemli şey olduğunu, hijyenin önemini, özgürlüğün paha biçilmez olduğunu, bütün insanları temelde bir olduğunu, kendine yetebilmeyi, savaşın sadece silahla olmadığını, bilim adamlarımızın değerini, Doğa ile içe yaşamayı gibi, saymakla bitmeyecek kadar dersler verdi.
2021 yılına ülkemizi ve tüm dünyayı etkisi altına alan pandeminin gölgesinde buruk ve endişeliyiz ve kayıplarımız nedeniyle üzüntülü gireceğiz ama yaşam boyunca, hayata dair ne varsa, hepsini yaşarız. İnsan yaşamı da doğa gibidir. Yaşamda kimimiz iyi şartlarla, kimimiz daha da zor şartlarla karşı karşıya kalırız.
Yaşam bazen, sonbaharda, ara sıra bize yüzünü gösteren güneş gibidir. Bazen kendini gösterir, bazen günlerce yüzünü bize göstermez. Ümitlerimiz, hayallerimiz, ağaçlardan dökülen yapraklar gibidir. Rüzgâr önünde savrulur dururlar.
Bazen yüreğiniz, kış günü gibi buz tutar. Bir daha var olamayacağımızı düşünürüz.
Bazen hayatımız bahar gibidir. Baharda muson yağmurları öyle yağar ki etraf sele döner. Hem de her önüne geleni götürecek kadar azgın bir sele kapılırız. Ama hayallerimiz, ümitlerimiz, bize sağlam bir direk oluşturur ve bizi hayata sıkı bir bağ ile tutmamızı sağlar. Tıpkı, baharla birlikte tabiatın can bulması gibi, tekrar hayata bağlar. İlkbaharın bize getirdiği neşe, içimizde umutlarımızı, hayallerimizi tekrar yeşertir ve yaz güneşini sabırsızlıkla beklemeye başlarız.
Yaz güneşi ile birlikte, içimizdeki buzlar tekrar eriyecek, ruhunuz yeniden kendini yenileyecek, yüzünüz mutluluktan parlayacaktır.
İşte hayat bu…
Yarını bilemezsiniz. İnsanız; tüm insanlar gibi, defalarca aynı hatalar yaparız. Canımız yanar, ruhumuz kaç kere yara alır. Bazen mutlu oluruz, neşemiz tavan yapar. Bazen mutluluk, bazen üzüntünden gözyaşlarımızı dökeriz.
Hayatımızda fırtınalar olması kaçınılmazdır. Önemli olan, yara, bere de alsak, tekrar ayağa kalkmaktır. Öyle değil mi?
Her şeyin, bizim için olduğunu unutmamamız gerekir. Güzel duygularımızdan, kar tanesi kadar masumiyetimizden, güçlü karakterimizden, merhamet, umut, güven ve hayallerimizden vazgeçmemeliyiz.
(George Herbert) “Umutla yaşayan, müzik olmadan da dans eder.” Demiş. Umut her şeydir.
Hayatın zorlukları dayanma gücü veren, umuttur. Bütün olumsuzluklara karşı umut yaşamın bir parçasıdır. Umudunuzu her zaman korumalıyız. Dünyada insanı en güçlü kılan duygu, olasılıkların sonsuz olduğunu bilmektir.
Yeni yılda güvenilir ve hızlı bir şekilde tesis edilen adaletin, toplumsal barış ve huzurun olduğu, güçlü bir Türkiye diliyorum.