Şimdi kahveler açık, oyun oynamak da serbest. Eşim, kızım bana kahveye gitme diyorlar, haklı olarak. Geçen Nisan ayında covid19 oldum. Bir daha o günleri yaşamamı istemiyorlar. İkinci kez yakalanmak riskli olabilir.
Dün yürüyüş yaparken bir arkadaşıma rastladım, havada soğuktu, birlikte kahveye gittik. Oyun oynayan arkadaşların yanına oturduk. Çay söylediler.
Yarım saat sonra, büyük bir sağanak veya şiddetli dolunun başlama sesine benzeyen "FOŞŞ" diye bir ses duyduk. Hepimiz sesin geldiği tarafa baktık. Yağmur yoktu. Sonra her taraf yerden kalkan tozun içinde kaldı, bakıyor ve anlamaya çalışıyorduk.
Bir belediye işçisi koşarak yanımızdan geçti, "Koşun, doğalgaz borusu patladı" dedi. Herkes oyunu bıraktı, kendini dışarıya atmaya baktı.
Bulunduğum masada iki kişi hiç kıpırdamadan, oturmaya devam ediyorlardı.
" Abiler haydi kalkın, millet koşuyor, bina üstümüze yıkılabilir "dedim.
Masada oturanlara birisi" Boş ver, en fazla ölürüz" dedi.
Emekli vatandaşlarımız ölümden korkmuyor. Çoğunun covid19 açısından risk oluşturan kronik hastalıkları var. Her gün kahveye geliyorlar. Maske takanı görmedim. Bana göre büyük cesaret, meraktan emekli abinin birisine sordum.
" Yetmiş sekiz yaşındasın, kalpten bypas oldun, şeker hastalığı var, nefes darlığı yaşıyorsun. Maskesiz kahvede ne işin var. Senin evde olman gerekmiyor mu? Korkmuyor musun?” Dedim.
Emekli abi bana" Bak güzel kardeşim ölümden değil yaşamaktan korkuyorum" dedi.
"O ne demek"
"İki bin lira emekli maaşım var. Allah'tan kira ödemiyorum. Hiç bir lüksümüz yok. Beş yıldır dışarıda yemek yemedik. Yıllardır üstümüze yeni bir giysi almadık.Yurt içi, yurt dışı tatil bizim için hayal. Tam yirmi yıl oldu memlekete gidemedim. Her gün cebime on lira koyup kahveye geliyorum. Arkadaşlar ile çay içip sohbet ediyoruz. Hayatımda ki tek sosyal aktivite, beni yaşama bağlayan şey kahveye gelmek.
Evde yıllardır pazarın ucuzları ile karnımız doldurup zamanı ve ömrümüzü dolduruyoruz. Yani amaçsızca ölümü bekliyoruz. Hayatımızda hiç bir heyecan yok.
Gördüğün gibi ölümden korkacak kadar imrenilecek bir güzel hayatım yok.
Covid19’dan ölürsem devlet cenazemi bedava köyüme götürüp defneder. Eşim ile tek hayalimiz, vefat edince köyümüzde defnedilmektir. Ama maddi imkanımız yok ki çocuklar cenazelerimizi köyümüze götürsünler.
Covid19’lu cenazelerde, taziye ve yemek de olmayacağından masraf da çocuklara çıkmaz. Bence hayırlı bir ölüm olur"
Emekli vatandaş öbür tarafa giderken bile masraf ve para hesabı yapıyor. Covid19’dan korkmak yok hatta ölüme gönüllü bir hal var.
Bende " Bak güzel abim yanlış düşünüyorsun. Yaşamak için hem de mutlu mesut yaşamak için ülkemizde o kadar çok sebep var ki. Örnek mi istiyorsun sayayım sana.
Ülkemizde askeri vesayet kalktı. Daha demokratik ülke olduk. Bak, eski Genel Kurmay Başkanı Hulusi Akar’ın geldiği yerlere, düştüğü durumlara.
Efendim diyeyim sana, Osmanlının şaşalı günlerini yeniden yaşıyoruz. Bölgede biz olmadan kimse kılını oynatmıyor. Evet kılını.
Her gittiğimiz ülkeye cami yapıyoruz. Çok yakında yeryüzünde Müslüman olmayan millet kalmayacak.
Dünya beşten büyüktür sözünü herkesin gözüne soktuk. Adamlar, BM’in kuruluş yasasını ve detaylarını değiştirmek her gün tartışıyorlar.
Abi bak, yıllar sonra biz de bir dünya lideri çıkardık. Bütün dünya liderleri ve basını her gün yapacağımız açıklamaları bekliyor. Özellikle Müslüman coğrafya liderimiz için ölüyor. Filistinliler önce ölüyor, sonra nara atıyor" yaşasın halifemiz" diye.
Acele etme abim ölmek için. Almanı, Fransız ülkemizi kıskanıyor. Gelip buralarda çöpçü olmak için ne eziyetler çekiyorlar. Balkan, Istranca ve Belgrad ormanları Avrupalı genç göçmen insan kaynıyor. Neredeyse Avrupalı öğrencilerin yarısı bizim üniversitelerde okumak için gelmiş.
Bizdeki hastaneler, köprüler, otobanlar hangi gelişmiş ülkede var. Bunlar büyük gurur kaynağı. Yeter ki etrafına bak. Güzel şeyleri gör. İzlediğin televizyon kanallarını değiştir.
Mafya bozuntusu çıkmış diyor ki eski başbakan Binali’ in oğlu uyuşturucu kokain ticareti yapıyormuş. Sakın böyle şeylere inanma. Gençtir, en fazla içmiştir. Çocuk biraz kilolu, bir ton içmiş olabilir, bence sorun değil.
Hayat pahalılığını kafana takma, en kısa zamanda düzelecek. Sen yeter ki sabret. Öbür taraf için acele etme.
Abi, Amerika’da ki Türk evi var ya abi 5500 yıllık Türk tarihinde bir ilk.
Acele etme abi..