Uzakdoğu.. Üç gün liman, dördüncü gün seyir.. Chaing Mai (2)..









Sevgili seyir severler merhaba,

Neredeyiz “Tayland”..  Hangi şehirdeyiz “Chaing Mai”…

Güneşli güzel bir havada;  sessiz, sakin ve huzur veren bir ortamdayız...

Hayatımda ilk defa cibinlikli bir yatakta ve filmlerdeki gibi bir atmosferi olan Thai tarzı döşeli odada uyandım...







Fenada değilmiş hani.. Odamızın hemen önündeki cumba benzeri balkon sedirinde oturduğumda kuş sesleri ve havuzdan gelen su çağlama sesinin ortamı aşırı romantikleştirdiğini itiraf etmeliyim.











Gerçi saat 11.00 diye bildiğimiz kahvaltı servisinin saat 10.00da kapandığını öğrenince sinirlerimiz gerildi.. ama…Çok memnun olmasa da hizmetliler basit birkaç çeşit kahvaltı ile stresimizi aldılar.. Yine de eşim, görevlileri nerede yazıyor bu kural diye.. Bir güzel ikaz etti..)) Haklı.. Hiçbir yerde yazmıyor... Gerilmeyelim.. Tatildeyiz ...))

Bugün bizim 30 uncu evlilik yıldönümümüz ve dolayısıyla gezginler gibi elde harita dolaşmamaya karar verdik.. Havuz keyfi yaptık... Anlayacağınız bugün size fazla bilgi yok.. Bol resim koyacağım ..))

Saat 16.30 gibi otelimizden kısa bir yürüyüşle ana caddeye çıkarak kırmızı renkli dolmuşlardan birini durdurup gideceğimiz yeri söyledik ve 20şer THB ye anlaşarak yola koyulduk.. Acayip bir trafik sanıyorum bu saatlere özel.. Belki de yolumuz üstü tıp fakültesi, hemşire yüksek okulu mezuniyet günü de olabilir.. Çünkü kepli ve pelerinli aileleriyle birlikte resim çektiren birçok genç var.. Olsun, onlardan yansıyan mutlu hava bizi de olumlu yaptı trafiği hiç dert etmedik..))







Buradaki insanların Budizm etkisi ile mutlu olmalarının sırrı bence şu; sakinler, stres yapmıyorlar, devamlı gülümsüyorlar ve bağışıklık sistemleri de onlara mutluluk verici hormonları gönderiyor.. Hepsi genç görünüyor...

Benden size tavsiye; gülümsemek ücrete tabi değil... Bol bol harcayın... Etrafınızı güneş gibi ısıtın... Bakın göreceksiniz bu sıcaklığa dayanabilecek buz var mı etrafınızda...)))







Old city  nin tam ortasında indik ve kuzeybatı bölümünü gezdik.. Niyetimiz  arkadaşım E.Akkuş un bize evlilik yıldönümü hediyesi olan Forest cafenin nefis pastalarından yemek..







Bu bölge biraz okul ve iş bölgesi, gezmesi pek keyifli değil ama "forest cafe" çok etkileyici botaniği ve değişik atmosferi ile küçük ,hoş ve butik bir mekan.. Keyifli bir dinlenme oldu bize.. Ancak kısa sürdü, neden mi...?

Açıklayayım seyir severler; "sivrisinekler" ben esmer olduğum için tanıdığa saydılar uğramadılar.. ama.. eşim için aynı iyiniyeti göstermediler... Doya doya kan ikmali yaptılar...))) Güzel pasta ve kahve molasından erken ayrılmak zorunda kaldık..

Sağolasın E.Akkuş..))) Gerçi hesabı ödemeden gidiyorduk.. Arkadaşımız ısmarladı o ödemiş filan dedik.. Ama o kadar sakin insanlar üzerimize zıplayacaklardı neredeyse... Neyse bizde verdik paralarını..))







Old city içindeki gezimizi nehir kıyısına doğru yöneltip Wat lara bakarak etrafı gözlemleyerek geze geze şehrin en güzel restaurantlarının olduğu bölgeye doğru yürüdük..











Burada 8-10 kadar her zevke hitap eden restaurant var..

İlk girdiğimiz eski Türk filmlerindeki gazino gibi geldi bana... Bir orkestra canlı müzik yapıyor masalar 4-6 kişilik dikdörtgen ve kısa masa örtülü.. Masaların çıplak ayakları gözüküyor.. Bu olmaz....)))

Diğerleri de; biri gençler için çok yüksek sesli müzikli, bir diğeri aşırı kalabalık, diğerinin ortamı çok soğuk vs..

Neyse, günün anlam ve önemine uygun olan (bize göre hoş) birinde, yemek yemeye karar verdik... Bu restaurantta hem international hem de Thai yemekleri yapılıyor... Bizde green salad, karides kızartma, deniz ürünlü çorba ile yine deniz ürünlü spagettiden oluşan harikulade bir yemek yedik.. Tavsiye olunur...







Tek eksiğimiz; sözlerini Ömer Bedrettin Uşaklıgil in yazdığı, müziğini Kaptanzade Ali Rıza Beyin bestelediği "Yıldızların Altında" şarkısı idi ama... Onu da bir bahriye kıvraklığıyla ıslıkla çaldım.. Siz daha tedbirli olun telefona kaydedin...)))

Yemek sonrası, taksi olarak çalışan kırmızı dolmuşlardan birine 100 THB ödeyerek otelimize döndük.. Bu sefer vukuat yoktu..))

Bizim için özel olan bu gece de her çeşit iletişim yoluyla bize duygulu mesajlar veren tüm sevenlerimize tekrar kalbi sevgilerimizi sunuyor... Herkese gönüllerinden geçen nice mutlu 10, 20, 30, 40, 50 li yıllar diliyoruz...

Biz 75 i zorlayacağız kısmetse...)))

Sizlere bu haftalık “hoşçakalın”  dilerken bu gece kızımızdan aldığımız hayatımızın en anlamlı mesajını artık bir aile gibi olduğumuz siz seyir severler ile paylaşıyoruz... Tanrı tüm çocuklarımıza kendileri gibi tertemiz ve güzel bir yaşam versin ve de iyi insanlarla karşılaşsınlar...



Canım annem ve babam,

Hayat size tüm dileklerinizi gerçekleştirme fırsatı verdiği için ve 30 yılı bir arada geçirebildiğiniz için öncelikle sizleri tebrik ediyorum!

Bana örnek olduğunuz ve beni dünyaya getirdiğiniz için de teşekkür ediyorum.

Umarım ben de tıpkı sizin gibi aşk dolu mutlu huzurlu ve güzel bir hayata sahip olabilirim..

Siz birbirinizi bulduğunuz için bunca yıl birbirinize katlanabildiğiniz için de çok şanslısınız.

Dileğim hayat boyu şimdi olduğu gibi şanslı mutlu olmanız nice 30 yılları beraber kutlamanız beraber kutlamamız tek isteğim!

Sizi çok ama çok seviyorum hep gülün eğlenin beraberliğiniz hiç bozulmasın :)



Bu duygusal mesajdan sonra, gözyaşlarımla klavyeyi bozmadan yazıma son verirken haftaya Chaing Mai ‘nin gece pazarlarını yazacağım sizlere…



İsteyen blog takipçileri için bakınız:  http://kadritalun.blogspot.com

Selam ve sevgilerimle….



Sahip olduklarınızın kıymetini bilmeniz dileklerimle...

Sağlık, özgürlük, sevgi, aile, güvenilir dostlar... her ne sizi mutlu kılıyorsa..