Bugun...



Göz göre Göre Katliam

Hükümet Ankara Katliamını bildiği halde bir şey yapmamış

facebook-paylas
Tarih: 22-11-2019 15:37

Göz göre Göre Katliam

Ankara’da 10 Ekim 2015’te 100 kişinin öldüğü Tren G arı katliamına ilişkin, savcılığın, 9 klasörlük delil dosyasını mahkemeden ve müştekilerden sakladığı ortaya çıktı. 10 Ekim katliamından 11 gün önce, canlı bombalara Ankara’ya kadar eskortluk yapan sanık Yakup Şahin’in Gaziantep’in Nizip ilçesinde bir gübre bayisinden amonyum nitrat almaya çalıştığının Gaziantep Emniyet’i tarafından bilindiği anlaşıldı. Belgelere göre, gübre bayisinin ihbarı üzerine Emniyet Şahin’in kimliğini tespit etti. TEM ve İstihbarat Şube, katliamdan 8 gün önce kendisine bildirilen bu duruma karşın hiçbir işlem yapmadı.

 

36 sanığın yargılandığı Ankara Tren Garı katliamına ilişkin dava dosyasının 9 klasörü, mahkemenin davada karar verdiği tarihten 1.5 yıl sonra “kimliği tespit edilemeyen kişi” tarafından Ankara Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu’na bırakıldı.

 

Cumhuriyet’in ulaştığı belgelere göre, Nizip Emniyet Müdürlüğü’nü 30 Eylül 2015 tarihinde saat 17.45’te arayan bir kişi, “Fıstık hali karşısında Özdemir Tarım İlaç Bayisiyim. Terör olayları ile ilgili olarak Nizip’te bir istihbarat var mı? Az önce şüpheli bir şahıs benden gübre istedi. ‘33 Nitrat gübreyi zimmetle satmak zorundayız’ dedim. Bunu söyleyince iki kişi, almadan ayrıldılar” dedi.

 

İhbarı değerlendiren Nizip Başsavcılığı’nın talimatı üzerine Nizip Emniyeti TEM Amirliği ekipleri, 30 Eylül 2015’te gübre bayisine giderek kamera kayıtlarından IŞİD şüphelisini tespit etti. İşyeri sahibi ile de konuşan polisler, buna ilişkin tutanak tuttu. Tutanağa göre, 30 Eylül akşam saatlerinde işyerine 27 Z plakalı beyaz renkli bir araç ile gelen bir erkek şahıs, 33 Nitrat ibareli gübreden iki ton alacağını söyledi. Araç kiralamaya giden şahıs, kısa bir süre sonra beyaz renkli Ford Transit marka kamyonet ile geri geldi ve 2 bin TL tutan gübrenin parasını işyeri sahibine teslim etti. İşyeri sahibi, bu satışı kayda girmek için şüphelinin kimliğini istediğinde şahıs üzerinde kimliğinin olmadığını ifade ederek işyerinden ayrıldı. Gelenlerin çiftçiye benzemediğini gören işyeri sahibi de durumdan şüphelenerek polise ihbarda bulundu.

 

Nizip Emniyet Müdürlüğü, gübre bayisinin kamera kayıtlarından yaptığı incelemede gelen şahıslardan birinin Yakup Şahin olduğunu tespit etti. Aracın Şahin’in kızkardeşine ait olduğunu belirledi. İhbarı yapan M.Ç. adlı kişinin de ifadesi 2 Ekim 2015’te Nizip Tem Amirliği’nde alındı.

 

Gaziantep Emniyet’i Uyarıldı

 

Nizip Emniyet Müdürlüğü, bu durumu 2 Eylül 2015’te Gaziantep Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ve İstihbarat Büro Amirliği’ne yazı ile bildirdi. Yazıda, gerekli araştırmaların yapılması istendi.

 

Gübre Almaya Giden Eskortluk Yapmıştı

 

Gaziantep’te örgütlenen Yunus Durmaz liderliğindeki IŞİD hücresi, patlayıcı maddeleri başka bir yerden temin ettikten sonra Nizip’teki bir depoda sakladı. İki canlı bombayı Ankara’ya getiren aracın eskortluğunu da Emniyet’in kimliğini bildiği Yakup Şahin yapmıştı.

 

Gizli Dosya Skandalı

 

100 kişiyi öldüren canlı bombalara Ankara’ya kadar eskortluk yapan Yakup Şahin, Gaziantep’teki bir gübre bayiinden iki ton 33 Nitrat almaya çalıştı. Kimliği istenince vazgeçti. Şüphelenen gübre satıcısı Emniyet’e bildirdi. Kamera kayıtlarından şüpheli tespit edildi, ama işlem yapılmadı. Belgeler mahkemeden kaçırılan ve 1.5 yıl sonra savcılığa bırakılan dosyalardan çıktı.

 

Dosyayı Saklayan Savcı Kim?

 

Gar katliamı davasında örgüt yöneticiliğinden 18 yıl hapis cezasına çarptırılan sanık Erman Ekici hakkında “insanlığa karşı suç ve 100 kişiyi öldürmek” suçlarından açılan davanın ilk duruşması da dün Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Suçlamaları kabul etmeyen ve kurban seçildiğini öne süren Ekici, “Ebu Talha kod adlı kişi ben değilim” iddiasında bulunurken, Suriye’de silahlı faaliyet yürüttüğü suçlamaları da kabul etmedi. Daha sonra müşteki avukatlarından Murat Kemal Gündüz, savcılığın 9 klasörlük delil dosyasını saklamasına tepki gösterdi. Klasörlerden çıkan belgelerden 10 Ekim katliamından 11 gün önce IŞİD üyelerinin saldırı hazırlığının tespit edildiğini vurgulayan Gündüz, “Buna karşın Gaziantep Emniyeti, üzerine düşen görevi yapmadı ve katliamı önlemedi. Katliama giden yolun önü kesilmemiştir. Kamu görevlileri, bu katliamın yaşanmasında birinci derecede sorumludur” dedi. Gündüz, belgeleri saklayan savcı hakkında da HSK’ye suç duyurusunda bulunacaklarını açıkladı.

 

Katliamlar AKP Seçimi Kazanamayınca Başladı

 

AKP’nin tarihinde ilk kez tek başına iktidar olamadığı seçim olan 7 Haziran’ın hemen öncesinde (5 Haziran) HDP’nin Diyarbakır mitinginde patlayan bombayla olaylar silsilesi başladı.

 

5 Haziran’da Diyarbakır’da gerçekleştirilen HDP mitingine yönelik bombalı saldırı ile başladı. IŞİD’in gerçekleştirdiği saldırıda 5 kişi yaşamını yitirdi.

 

7 Haziran seçiminde, birinci parti çıksa da AK Parti kurulduğu günden bu yana ilk kez parlamentoda azınlığa düştü. AK Parti’nin ısrarla seçime parti olarak girmemesi mesajını verdiği HDP’nin yüzde 13 oy oranına ulaşmasının etkisiyle hiçbir siyasi parti tek başına iktidar olabilmek için gerekli olan 276 milletvekili sayısına ulaşamadı. AK Parti 3 Kasım 2002 seçimlerinden beri ilk kez Meclis çoğunluğunu kaybetti ve yüzde 40,8 oy oranı ve 258 milletvekili çıkartabildi. CHP oyların yüzde 24,9’u ile 132 milletvekili, MHP oyların yüzde 16,2’si ile 80 milletvekili, HDP de yüzde 13,1 oy oranı ile 80 milletvekili ile parlamentoya girdi. CHP ve MHP’nin HDP destekli koalisyon kurması, AK Parti’nin iktidardan düşmesi anlamına gelecekti. Ancak MHP lideri Devlet Bahçeli, daha 7 Haziran akşamı, koalisyon için düşünülebilecek tüm formüllere “hayır” diyeceklerini açıkça beyan etti.

 

11 Haziran’da sürpriz bir davet sonucunda Cumhurbaşkanı Erdoğan ile eski CHP Genel Başkanı ve milletvekili Deniz Baykal görüşme yaptı. Baykal, görüşmeyi, “en yaşlı üye” sıfatıyla TBMM Başkanlığı’nı geçici olarak üstlenecek olmasına dayandırdı. Ancak çok tartışılan bu görüşmeden sonra AK Parti’nin yol haritası konusunda tartışmalar başladı. Bahçeli’den, “AK Parti, HDP ile koalisyon kursun” açıklaması geldi. CHP ise Bahçeli’yi ikna turlarına başladı. Alt düzeyde sürdürülen görüşmelerden sonuç çıkmadı. 18 Haziran’da CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Bahçeli’ye, “Gel sen başbakan ol” çağrısı yaptı. Bahçeli ise Kılıçdaroğlu’na sert tepki gösterdi, koalisyon ortaklığına tüm kapıları kapattı.

 

TBMM’nin 1 Temmuz’da açılmasıyla Bahçeli’nin stratejisi yine tartışma konusu oldu. Deniz Baykal, CHP’nin TBMM Başkan adayı oldu ve AK Parti’nin adayı İsmet Yılmaz ile yarıştı. Bahçeli, son turda “geçersiz oy verecekleri” açıklamasını yapınca, seçimi AK Parti’lilerin oylarıyla Yılmaz kazandı.

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, hükümeti kurma görevini halen başbakanlık görevini sürdüren Davutoğlu’na verdi. Davutoğlu, daha çok uluslararası müzakerelerde kullanılan “istikşafi görüşme” (keşif amaçlı görüşme) iç siyaset literatürüne sokarak CHP ile görüşmek üzere bir komisyon oluşturdu. “Koalisyon görüşmesi” adı verilmeyen bu görüşmeler günlerce devam etti. CHP, sürecin sonunda AK Parti’den hiçbir aşamada “birlikte hükümet kuralım” teklifi gelmediğini açıkladı.

 

20 Temmuz’da, Suruç’ta, Kobani’deki çocuklara oyuncak taşıyan gençlere yönelik IŞİD tarafından canlı bomba saldırısı düzenlendi. 34 kişi yaşamını yitirdi.

 

22 Temmuz’da Ceylanpınar’da görevli iki polis, yaşadıkları evde, başlarından vurularak öldürüldü. PKK, eylemi önce üstlendi, daha sonra ilgisi olmadığını açıkladı. Bu olay çözüm sürecinin sonu oldu.

 

Başbakan Davutoğlu’nun imzasıyla 24 Temmuz’da PKK ve IŞİD’e yönelik operasyonlar başlatıldı. Operasyonlar, çözüm sürecinin resmen bittiği anlamına geliyordu. 26 Temmuz’da da PKK’den “Ateşkes fiilen bitmiştir” açıklaması geldi. PKK’nin eyleminde bir binbaşı hayatını kaybetti, ertesi gün, 29 Temmuz’da Cumhurbaşkanı Erdoğan, çözüm sürecinin artık yürütülemeyeceğini açıkladı.

 

4 Ağustos’ta HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, “PKK silah bırakmalı, hükümet operasyonlara son vermeli” açıklaması yaptı, ama çağrıları sonuç vermedi. Demirtaş ve HDP, PKK’ye açıkça tavır almamakla suçlandı.

 

12 Ağustos’ta KCK’den “Demokratik özerklik ilan ettik” açıklaması geldi. Bölgedeki birçok ilçede bu açıklamadan sonra “demokratik özerklik başladı” açıklamaları yapıldı.

 

Koalisyon görüşmelerinden sonuç çıkmayınca, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Davutoğlu dışında ikinci kez hükümeti kurma görevlendirmesi yapmadı ve 26 Ağustos’ta anayasa gereği yenileme seçimi yapılması kararı verdi. Cumhuriyet tarihinde örneği olmayan bu süreçte, 1 Kasım’daki seçime kadar seçim hükümetinin ülkeyi yönetmesi gerekiyordu. Anayasa gereği tüm partilerin hükümette temsil edilmesi zorunluluğu vardı. Davutoğlu, TBMM’de temsil eden partilerden kendi belirledikleri isimlere bakanlık önerisi yaptı. CHP ve MHP, bu süreçte hükümete bakan vermeyeceğini açıkladı. HDP’den iki ismin yer aldığı kabineye girme teklifini partisinin kararına rağmen kabul eden MHP’li Tuğrul Türkeş, Başbakan Yardımcısı oldu. Türkeş, daha sonra MHP’den atıldı, AK Parti saflarına geçti.

 

7 Eylül’de Dağlıca’daki PKK saldırısında 16 asker, bir gün sonra Iğdır’daki PKK saldırısında 13 polis hayatını kaybetti.

 

Aynı gün, 8 Eylül’de ülke genelindeki HDP binalarına yönelik saldırılar gerçekleşti. Bu dönemde Davutoğlu’nun yaptığı, “Anketlerde yükseliyoruz” açıklaması büyük tartışma yarattı.

 

10 Ekim’de Ankara’daki barış mitingine IŞİD iki canlı bombayla saldırı düzenledi. Ankara Garı önündeki bu saldırıda 102 kişi yaşamını yitirdi. Cumhuriyet tarihinin en büyük saldırısından sonra Davutoğlu’ndan “kokteyl terör” açıklaması geldi. Davutoğlu, katliam için IŞİD ile birlikte PKK’yi de işaret etti.

 

Davutoğlu’nun 20 Ekim’deki, 1990’lı yıllardaki faili meçhul cinayetleri sembolize eden “AK Parti giderse beyaz Toroslar gelir” açıklaması da büyük tartışma yarattı.

 

1 Kasım’da yenilenen seçimde, AK Parti yüzde 49 oya çıkarak 317 milletvekili ile tekrar tek başına iktidar oldu. Oy kaybeden HDP, barajı kılpayı aştı ve yüzde 10,7 aldı. MHP de oy kaybederek yüzde 11’e düştü. CHP’nin oyları ise yüzde 25’e çıktı.

 

1 Kasım seçiminden sonra Ocak 2016’da Sultanahmet’te IŞİD yabancı turistlere yönelik saldırı düzenledi. Şubat ayında Ankara Merasim Sokak’ta, PKK, askerlerin servis araçlarına bombalı saldırı düzenledi. Mart ayında da Kızılay’daki otobüs duraklarına yönelik bombalı saldırı gerçekleştirildi. Yine Mart’ta İstiklal Caddesi’nde IŞİD bombalı saldırı yaptı. Bunu Nisan’da Bursa’daki IŞİD saldırısı izledi. 2016’nın son bölümünde  saldırılar başlatıldı. Cizre, Sur, Yüksekova başta olmak üzere yerleşim yerlerindeki operasyonlar bir yıla yakın süre devam etti.




Bu haber 1842 defa okunmuştur.


FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER SİYASET Haberleri

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

AKP Nasıl Kazanıyor?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI YUKARI