Enerji Bakanı Taner Yıldız İsrail’e Jet Yakıtı satışı ile ilgili olarak kamuoyunu yanıltıcı bilgi verdiği gibi İsrail’e yapılan satışı da doğrulamış oldu. Yapılan açıklama şöyle;

"Külliyen yalan olan bir haberden bahsediyoruz. Eğer İsrail üzerinden bir politika geliştirmek istiyorsanız bunu yalan üzerine kurmanız gerekmiyor. Bunu geçekler üzerinden de yapabilirsiniz. Biz Türkiye Cumhuriyeti hükümeti olarak herhangi bir petrol ve herhangi bir jet yakıtı satışını İsrail'e gerçekleştirmiş değiliz. Transit satışlar var, Türkiye'den başka firmaların, ülkelerin yaptığı. BTC'den yüklenen petrolün gittiği onlarca ülke var. Bunu BP satmış olabilir, herhangi bir firma satmış olabilir. Türkiye Cumhuriyeti hükümeti olarak sayın Başbakanımıza atfen söylenen jet yakıtları satışının gerçekleşmediğini bir kez daha açık bir dille söylüyorum. Son ve nihai olarak söylüyorum Türkiye Cumhuriyeti hükümetimiz jet yakıtlarıyla alakalı İsrail'e herhangi bir satış gerçekleştirmemiştir."

Yıldız, Kuzey Irak'tan gelen ham petrolle ilgili de şunları söyledi;

"Kuzey Irak'tan 6,2 milyon varillik sevkiyat yapıldı. Bunları herbir hesabını Bağdat ve Erbil'le son derece şeffaf bir şekilde paylaşıyoruz. Bunun şuana kadar 4,2 milyon varillik kısmı sevk edildi 4 kargoyla. Bu Irak'ın petrolüdür ve nereye sevk ettiği, hangi ihaleyi yaptığı, hangi firmalarla anlaştığı Türkiye'nin sorumluluk alanı içerisinde değildir."

Oysaki gemi Ceyhan limanına yanaştığında ve ayrılırken gideceği liman belli idi. Türkiye Enerji Bakanlığı bu geminin İsrail’e gideceğini bile bile buna izin vermiştir. Uzmanlar Türkiye’nin bunu bile önleyecek gücü yoksa Filistin davası konusunda hiç konuşmaması gerektiğini söylüyorlar.

İşin doğrusu ise şöyle;

Uluslar arası liman denetleme merkezlerinden www. http://www.marinetraffic.com sitesinden de teyit edilen bilgiye göre, Irak Bölgesel Kürt Yönetimi tarafından Türkiye`nin Ceyhan limanına pompalanan petrolü taşıyan tankerlerden Liberya bandıralı SCF Altai, İsrail`in Ashkelon limanına yakıt götürdü. SCF Altai tam 81 bin ton petrol taşıma kapasitesine sahip büyük bir gemi 20 Haziran günü İsrail’in Ashkelon Limanı’na yanaşarak yükünü boşalttı.

'Barzani'den Erdoğan'a para mı geldi?'

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Aytun Çıray, Enerji Tabii ve Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın yanıtlaması talebiyle TBMM Başkanlığı’na verdiği soru önergesinde, Irak Anayasası’na göre, Irak Cumhuriyeti’ne ait olan ham petrolün, Irak Anayasası’na aykırı bir biçimde Habur civarındaki ölçüm istasyonlarını “by pass” eden bir hatla bağlandığını öne sürdü.

Bunun, “Irak-Türkiye Ham Petrol Boru Hattı Anlaşma Hükümleri”ne aykırı olduğunu vurgulayan Aytun Çıray, “Bu hat üzerinden Ceyhan’a ulaştırılan Irak’a ait petrolün, Irak Cumhuriyeti Hükümeti’nin defalarca uyarılara karşın, en az 4 kargo halinde tankerlere yüklendiği ve bunlardan birinin İsrail’e Aşkelon limanında satış işleminin gerçekleştirildiği”ne dönük medyadaki haberleri hatırlattı.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Aytun Çıray, satış işleminden elde edilen 97 milyon doların Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarına aykırı bir şekilde BM’nin New York’taki hesabı yerine, Irak’taki Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin hesabına yattığını belirtti.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın 23 Haziran 2014 tarihli beyanıyla bunu teyit ettiğini belirten Çıray, “Kuzey Irak’tan sevk edilen petrolün 97 milyon dolara satıldığı belirtilmektedir. Bakana atfen bu paranın 93 milyon dolarının Halkbank’a yatırıldığı medyadaki haberlerde kaydedilmektedir. Aradaki 4 milyon dolar neyin karşılığıdır?” diye sordu.

Çıray, 15 Temmuz 2014 tarihinde, KYB lideri Barzani ve yanındaki heyetin, Halkbank’taki hesaplarını kalıcı hale getirmek ve bu parayı tahsil etmek amaçlarıyla Türkiye’ye geldiklerine dönük haberleri de hatırlatırken, “Kuzey Irak’tan Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim kampanyasına maddi destek verildi mi? Verildiyse bu desteğin miktarı nedir” sorusunu yöneltti.

Aytun Çıray, TBMM Başkanlığı’na sunduğu soru önergesinde Enerji Bakanı Taner Yıldız’a şu sorulara yanıt vermesini istedi:

“Basında size atfen, ‘Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Kuzey Irak'tan sevk edilen petrolün hesabının yaklaşık 97 milyon dolar olduğunu ve Halkbank'a 93 milyon doların yatırıldığını bildirdi’ ifadesi yer almaktadır (23 Haziran 2014). Aradaki 4 milyon dolarlık fark neyin karşılığıdır?

Yurt dışında vergi cenneti adalarda kurdurduğunuz TEC (Turkish Energy Company) adlı şirketin bu ‘ticaretteki’ rolü nedir? Irak Anayasası'na göre Irak'a ait petrol, "Kürt petrolü" diye tanımlanarak, Irak Hükümeti'nin itirazlarına rağmen hukuksuz bir biçimde Irak Türkiye Ham Petrol Boru Hattı'ndan taşınıp Ceyhan limanından pazarlanırken, TEC adlı şirkete bir ödeme yapılmakta mıdır?

28 Ocak 1975 tarihinde kabul edilen 1835 Kanun Numaralı Irak Türkiye Ham Petrol Boru Hattı Anlaşması ve eklerine karşın; Habur civarında ayrı bir bağlantı yapılarak, Irak Hükümeti’nin tüm protestolarına karşın, Irak’ın kuzeyinde üretilen petrolün Irak Türkiye ham petrol boru hattı ile Ceyhan’da depolanıp satılmasını, hangi hukuk kuralı ile açıklayabiliyorsunuz?

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarına göre, Irak Hükümeti’nin kontrolünde ve New York’taki bir BM hesabına yatırılması gereken Irak petrolü satış gelirinin Halkbank’a yatırılmasını, hangi uluslar arası anlaşma ya da karara istinaden gerçekleştiriyorsunuz?

Irak Hükümeti, BOTAŞ’ı ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni Paris’teki Uluslar arası Tahkim Mahkemesi’ne (ICC) şikayet ettiğini ve dava açtığını açıkladı. Bu davanın açılmış olması bile, Türkiye’nin uluslar arası itibarını zedelemektedir. Bu dava aleyhimizde sonuçlanırsa, istifa etmeyi ve talep edilen 250 milyon dolarlık tazminatı ödemeyi kabul eder misiniz?

KBY Petrol Bakanı Ashti Hawrami, 17 Haziran 2014 tarihinde Londra’da yaptığı bir sunumda (CWC - Iraq Petroleum başlıklı konferansta), maaşları ödemede zorluk çektiklerini ifade ettikten sonra, ‘KBY olarak, maaşları ödeyebilmek için gelecekteki petrol satışlarına ‘mahsuben’, 2 milyar dolar iç borçlanma, 1 milyar dolar da dış ‘borçlanma’ yapmak zorunda kaldık.’ diyor. KBY ile çok yakın ilişkilerinize de dayanarak, bölgesel yönetimin söz konusu edilen ‘Dış borcu’ hükümetiniz mi sağladı? Eğer öyleyse, bu ödemenin bütçedeki karşılığını ve yasal dayanağını açıklayabilir misiniz?

KBY’den Erdoğan’ın seçim kampanyası için nasıl ve ne kadarlık bir destek geldi?”