Bugun...


Özden İlhan

facebook-paylas
FÜTURSUZ DEĞİL, FÜTÜRİST OLMALIYIZ
Tarih: 08-01-2023 23:19:00 Güncelleme: 08-01-2023 23:19:00


Uzun süredir, özellikle şu günlerde saygı ve mütevazılık yok olduğu günleri yaşıyoruz. Türk kültürüne sahip olmayan farklı bir anlayışla, davranış ve konuşma şekliyle tartışıyorlar, birbirlerini aşağılıyorlar ve ayrımcılık yapıyorlar.

 

Bilgisine hayran olduğum, ünlü bir tarihçi canlı yayına çıkıyor ve cep telefonunu kapatmıyor. Çalan telefonuna verdiği tepkiyi binlerce kişi izliyor. Açıkçası arayan ben olsam nasıl hissederdim? Diye düşündüm. Arayan için Allah Akıl Fikir Versin. Ne bilim ben kim diyerek, kendisini arayan kişiyi, milyonların önünde “değersizleştirme” cesaretini gösteriyor.

 

Tabii izlediğim ilk bu değil, canlı yayında olmadığı zannederek, bir başkasına “aptal adam” diye arkasından konuşuyor.

 

Maalesef insanlar gerçeğin doğasını anlamadan, başkalarını aşağılayarak, ayrımcılık yaparak, kendini üstün göstererek, iki dakikalık ünlü olmak için konuşuyor. Çünkü toplumda bu tür insanların yazıları “vay be nasıl girdirmiş, harika konuştu”. “Adamı yerin dibine soktu” gibi, cümlelerle, yazılarını paylaşıyorlar, sözlerine alkış tutuyorlar.

 

Tam tersi kendini saldırgan vaziyette savunmadan, karşı tarafa mantıklı cevap verirse “pısırık, korkak” diye yaftalanıyor. Bir de bu kişi liderse “lider olamaz” düşüncesine hâkim oluyor.

 

Tevazu içsel bir özelliktir. İnsanoğlu ne kadar mütevaziyse ise, hal ve tavırlarına doğal olarak yansır. Tevazu insanın kendisini aşağı görmesi demek değildir. Kendi sınırlarını bilmesidir. Kendine yapılmaması ve söylenmesini istemediği, hiçbir şeyi karşıya yapmaması ve söylememesidir.

 

Çevremizde, nazik, düşünceli, kibar olduğunu düşündüğümüz insanların, biraz altını kazıdığınız zaman, tevazudan çok uzak olduğunu görürsünüz. Hata yaptıklarını kabul etmenin bir zaafiyet veya kifayetsizlik olduğunu düşünürler. Egolarını bir kenara bırakıp, özür dilemedikleri gibi, karışı tarafın düşüncesine, yoğunlaşmakta zorlanırlar.  Genelde bu tip insanlar öfkelenirler ve seslerini yükselterek, nezaketsiz bir dille karşı tarafı bastırmaya çalışırlar.

 

Bu ülkeyi köylüsüyle, kentlisiyle kendilerince fütürist bir ülke olmaktan çıkarıp, fütursuz bir ülkeye dönüştüreceğine inanan zihniyetler, var gücüyle dizilerle, şarkılarla, sosyal medya ile el birliğiyle çalışıyorlar.

 

Bu ülkenin köylüsüyle, kentlisiyle kendilerince fütürist bir ülke olmakta çıkarıp, fütursuz bir ülkeye dönüştürülmemesi için, hepimizin dikkatli olması gerekiyor.

 

Nerdeyse kuruduğu birçok cümlenin sonuna “amk” koyan, bir genç kuşak yetiştirdik.

 

Ülkemize kim ne yaparsa yapsın, kültürümüze saygılı, sonraki nesillerine aktarmayı vazife bilmeliyiz. Size dayatılan, batı veya yollaştırılmaya çalışılan din baskılı oluşturan, tüm baskılarını karşı durarak, öz ananelerinize, özen göstermemiz gerekiyor.

 

İnsanoğlu kendine bahşedilen akıl ve düşünme yetisine ile dünyanın en uyumlu varlığı olması gerekirken, neden birbirlerine barışçıl ve saygılı olamıyor?

 

Bizi düşüncelerimiz yönlendir. Bu dünyayı yaratan zihindir. Sorgulamayı bırakırsak, zihnimizi kontrol edemesek, zihnimiz bizi kontrol etmeye başlar. Hepimiz düşüncelerimizle ve dürtülerimizi kontrol etme yetisine sahibiz.

 

Charles Bukowski, dediği gibi, “Fütursuz ve destursuz tarzları ile hayatınıza girmeye çalışan, kerameti kendinden menkul, egosu tavan yapmış ne çok insan var. Kendilerini çok sosyal, çok samimi sanan, aslında kendilerine karşı dahi samimiyetsiz bu insanları uzak tutun hayatınızdan. Hayatınıza yapacakları tek katkı kalitesizlik olacaktır.”

 

Fütursuz insanların, terbiye ve saygı eksikliği nedeniyle vatandaş gibi yaşama şartlarının ortadan kaldırmaya başladığın da, toplumsal olarak, bütünlüğümüzü kaybetmeye başlamışız demektir.



Bu yazı 1121 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

AKP Nasıl Kazanıyor?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI