Bugun...


Dr. Abdullah Köktürk

facebook-paylas
Coup D'etat
Tarih: 16-07-2016 18:18:00 Güncelleme: 18-07-2016 14:45:00


Dünyada darbeleri anlatan bir çok terim var. Askeri müdahale anlamında “military intervention”, askeri darbe anlamında “military coup” ve hükümet darbesi anlamında “coup d’etat” kullanılmaktadır.  Sadece darbe anlamında “coup”un kullanıldığı durumlar  da vardır.

 

Darbeler üzerine yapılan araştırmalar, dünya üzerinde 1950-2010 yılları arasında 457 darbe girişimi meydana geldiğini göstermektedir. [i] Bu süre zarfında G. Amerika’da 145 (% 48,3 başarılı), Afrika’da 169 (% 51,5 başarılı), Ortadoğu’da 72( % 54,8 başarılı), Asya’da 59 (% 55,9 başarılı), Avrupa’da 12 (% 33,3 başarılı) darbe girişimi olmuştur.

 

Geç modernleşen ülkelerin kapitalizme geçişlerinde en büyük sorunlardan birisi, daha önce bu geçişi yaşamış Batı Avrupa ülkelerinden farklı olarak, üretim araçlarının gelişip üretim ilişkilerini doğal olarak zorlayacak bir süreci yaşamamış olmalarıdır. Bu sebeple bu ülkelerin modernleşmenin koşullarının oluşumunu bekleyecek zamanları yoktur. Ya devletlerin kurucu grubu içinde bulunan çoğu askeri lider tarafından ülkelerin ekonomik ve siyasi koşulları devrimsel şoklarla inşa edilir, ya da dünya konjonktürüne de bağlı olarak birikim rejimlerine geçişi hızlandırma sonucunu da doğuran askeri müdahalelerde bulunularak ülkeler dünya kapitalist sistemine dahil edilir.

 

Türkiye ilki 27 Mayıs 1960 olmak üzere iki kez askerin yönetime el koyması ile sonuçlanan, iki kez de askeri müdahale sonucu sivil yönetimin el değiştirmesine yol açan dört askeri müdahale yaşamıştır.  Müdahalelerin ilk günü yapılan açıklamalara göre müdahalelerin görünür gerekçeleri; 27 Mayıs 1960 için; “gitgide bir baskı rejimine dönüşen iktidara karşı kardeş kavgasını önlemek”, 12 Eylül 1980’de ise; ülkeyi girmiş olduğu “anarşi ve terör ortamından” kurtarmaktır. İç Hizmet Kanununun Türk Silahlı Kuvvetlerinin görevleri arasında saydığı cumhuriyeti koruma maddesinin de müdahalelere gerekçe olarak sunulduğu görülmektedir.

 

Görünür gerekçeler bunlar olsa da, bir yandan da Türkiye’de askeri müdahaleler ile birikim rejimleri arasında bir ilişki olduğu bilinmektedir. Türkiye’de askeri müdahaleler incelendiğinde sermaye birikim rejimlerine geçişler veya birikim rejimleri krizlerine bir cevap olarak müdahalelerde bulunulduğu görülmektedir. 1960 müdahalesinin 1950’leri ikinci yarısında başlamış olan İthal İkameci Sanayileşme birikim rejimini hızlandırdığı, 12 Eylül müdahalesinin ise yeni başlamış olan İhracata Yönelik Sanayileşme birikim rejiminin işlemesini kolaylaştırıcı etki yaptığı belirtilmektedir.

 

Yine birikim rejimlerine geçiş yanında dünyadaki küresel gücün onayının alınması da gerekli şartlardan birisidir. Daha net bir şekilde ABD’nin onayının alınmadığı bir darbenin Türkiye’de başarılı olması mümkün değildir.

 

Türkiye 15/16 Temmuz gecesi bir sözde darbe girişimi yaşamıştır. Yeni bir üretim sürecine geçişin sıkıntılarının görülmediği ve ABD’nin onayının alındığı şüpheli olan bu hareketin baştan başarısız olacağı bellidir.

 

Darbecilerin birkaç hava ve zırhlı birlik ile bu işe kalkıştıkları görülmektedir. Darbelerin sabaha karşı değil de herkesi televizyon başında olduğu 22.00 gibi bir saatte başlaması da şüphe çekmektedir. Darbeciler meclisi bile fazla hasar vermeden bombalamışlar ve ilk kez olan bu hadise toplumda büyük bir infial yaratmıştır. Darbe girişimi esnasında hiçbir hükümet görevlisinin gözaltına alınmaması ve hükümet üyelerinin tv kanallarına beyanat vermeleri de gözden kaçmamıştır. Havalimanlarına el konulduğu halde Cumhurbaşkanı uçağı inmeye zorlanmamış hatta imkan olmasına rağmen Marmaris’te kaldığı otelde yakalanacağı halde, otel Cumhurbaşkanı çıktıktan sonra basılmıştır.

 

Darbecilerin bir cemaat liderinin (Fetullah Gülen) emri ile bu işe kalkıştıklarının baştan itibaren hükümet tarafından iddia edilmesi gözden kaçmamıştır. Darbenin bastırılması üzerinden saatler geçmeden Yargıtay üyelerinin üçte biri olan 140 üye hakkında yakalama kararı çıkarılması, aynı şekilde 48 Danıştay üyesi hakkında gözaltı kararları, 1750 hakimin işten el çektirilmesi dikkat çekmektedir.

 

Bütün bu olanlar, Recep Tayyip Erdoğan’a başkanlık yolunu da açacak şekilde rejim değişikliğine yol açmak üzere kurgulanmış bir plan olabileceği konusunda şüpheler uyandırmaktadır. Fettulah Gülen Cemaatine yakın bazı subayları darbe konusunda kışkırtılmış olmaları da mümkündür.

 

[i] Powell, Jonathan M. ve Clayton L. Thyne. Global Instances of Coups from 1950-Present: A New Dataset.  Journal of Peace Research 48(2), 2011.  pp: 249-259.

 



Bu yazı 24387 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

AKP Nasıl Kazanıyor?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI