ABD’nin Büyük Orta Doğu Projesi’ni Türk Silahlı Kuvvetleri anlamış ve çoktan direnişe geçmişti. 1998 yılında Genelkurmay Başkanı olan Orgeneral Kıvrıkoğlu, ABD'nin bölge ülkeleri için tehdit oluşturduğunu "açık bir dille" belirtti.
Kıvrıkoğlu, Washington ziyaretini iptal etti ve NATO döneminde "ABD'yi ziyaret etmeyen ilk ve tek Genelkurmay Başkanı" olarak tarihe geçti.
Kıvrıkoğlu, "28 Şubat'ı BİN YIL sürdürmeye kararlıyız" diyen bir generaldi ve aslında vermek istediği mesaj ABD’nin bölgede yapacakları ne olursa olsun, direniş sonsuza dek sürecekti.
Bu mesajı alan ABD, aynı kelimelerle yanıt verdi. BİN YILIN MEYDAN OKUMASI (MILLENIUM CHALLENGE 2002) ABD, bu isimle 24 Temmuz 2002'de Nevada çölünde Türkiye'yi işgal tatbikatı yaparak bir mesaj verdi.
Millenium Challenge ABD tarihinin en büyük askeri tatbikatıydı.
ABD'nin yarı resmi ajansı olan ASSOCIATED PRESS, "tatbikatın Türkiye'yi işgal senaryosu üzerine kurulu olduğunu" açık açık yazdı.
Tatbikat senaryosu ise oldukça ilginçti. Türkiye'de bir "deprem" oluyor ve TSK, “karışıklığı önlemek için” yönetime el koyuyordu.
Bunun üzerine ABD Deniz Kuvvetleri önce Kıbrıs'ı kuşatıyor ve "96 saat içinde" "düşman ülke" işgal ediyordu.
96 saat, TSK'nın bir dış saldırıya karşı hazırlanması için gerekli olan en az süredir ve bu süre, TSK tarafından kozmik sır olarak saklanıyordu.
Amerikalılar bu süreyi söyleyerek hedefin Türkiye olduğunu ilgili Türk yetkililere belirtmiş oldular.
İşte Balyoz ve Ergenekon kumpaslarının özeti bu karşı karşıya geliştir. Bir tarafta 28 Şubat diğer tarafta ABD.
Bugün Irak'ta, Suriye'de, Libya'da yaşanan Millenium Challenge'in bir parçasıdır. Türkiye yanlış politikalar ile komşuları üzerinden yürütülen iç savaşlarla kuşatılmış ve dünya kamuoyu tarafından yalnızlığa terk edilecek bir girdap içine itiliyor.
Suriye'de kritik bir eşik kaldı ABD açısından, bu eşiği geçmek için Irak'tan Suriye'ye PKK'nın ağırlıklı gücünü aktarması ve Irak'ta elinde bulunan bölge PKK tarafından boşaltılarak bölgede Barzani aşiretinin egemenlik kurması sağlanıyor.
Erdoğan Gara operasyonları için "operasyonları yaparak kurtaralım istedik" derken katledilen 13 şehidi kurtarmak isterken kurtaramadık demek istiyor. Acı ki operasyon sırasında da ayrıca şehitlerimiz var.
Askeri savaş teknikleri bakımından en bilgisiz beş yaşında çocuğun bile bilebileceği nesnel gerçeklik 41 uçakla gece gündüz bomba yağdırılan yerde değil adam kurtarmak, canlı kalmış sinek bile bulamazsınız.
Ayrıca böyle bir açıklama yok, Erdoğan şehit edilen 13 kişinin sonrasında halktan yükselen tepki sonrası böyle bir açıklama yapıyor.
Böyle bir rehine kurtarma metodu hiç bir düşünce sistematiğinde de yok.
Böyle bir operasyon demek, alın sizin olsun ne yaparsanız yapın demektir.
Yapmazsanız 41 uçak bu işi yapacak zaten demek.
Yani canlı çıkma şansları yok.
Bu iki artı iki eşittir dört kadar belli.
"operasyonları yaparak kurtaralım istedik" sözünü sarf eden bakış açısı ne askeri operasyondan anlıyor, ne rehine kurtarmadan anlıyor, anlamadıkları gibi rehine kurtarma filmi dahi izlemedikleri görülüyor.
Ayrıca doğruyu da söylemiyorlar.
Parti il kongresine şehit annesini telefonla bağlatmak, kendinden başka herhangi birini kurtarmak gibi bir derdi olabilir mi.
Kurtaralım istemiş, kurtaramamış, ama görevini başarıyla tamamlamış birinin sevinci içinde fıkralar anlatılıyor ve gülünüyor salonu "lelaplep" dolduran şuursuz kütlenin alkışlarıyla.
Bu bakış açısının amacı kurtarmak olamaz.
Faşizmin her zaman kışkırtılmış ulusal duyguların ekmeğini yemekten başka amacı yoktur.
Fakat bilinmeyen bir şey varsa o da Demirel'in dediği gibi "kaynamayan tencerenin deviremeyeceği hükümet yoktur".