Bugun...


Saffet Karadeniz

facebook-paylas
01 MART 2003 TEZKERESİ ÜZERİNE SON SÖZLER
Tarih: 13-08-2014 11:23:00 Güncelleme: 13-08-2014 11:23:00


Önceki yazılarımda 01 Mart Tezkeresi üzerine ülkemizde izlenen politika ve faaliyetler ile bunun sonunun nerelere gidebileceği hakkındaki görüşlerimi ifade etmeye çalıştım. Şimdi de,  Atatürk’ün devlet anlayışı ve görüşleri kapsamında konuya kısaca bir göz atalım. 

Atatürk’ün devletçilik konusundaki prensiplerine baktığımızda, bunları; Anti emperyalizm, Bağımsızlık (Tam Bağımsızlık), Çağdaş Uygarlık Düzeyini yakalamak ve hatta geçmek olarak özetleyebiliriz .

ABD ile müttefikliğimiz süresince, Türkiye nereye gelmiştir? Atatürk’ün yukarıdaki prensiplerinden hangisine ulaşılmıştır? Bu süre içerisinde ABD’nin emperyalist uygulamalarına hizmet edilmemiş midir?

1946 yılından ve özellikle NATO’ya girişten sonra ülkemiz ciddi şekilde ABD kontrolüne girmiştir. Osmanlı’nın gerileme döneminde de benzer ittifaklar, zaman zaman İngiltere ve Almanya gibi güçlü ülkelerle yapılmıştır. Tarihe dönüp baktığımızda, bu ittifaklar bize ne kazandırmıştır? Bu güçlü ülkelerin seviyelerine ulaşmamıza izin verilmiş midir? Yoksa durum aslında, kendi menfaatleri doğrultusunda ülkemizi kullanmaktan başka nedir?

ABD farklı mı davranmıştır? Bundan sonra bu politikaya devam etmek ülkeye ne kazandıracaktır? Ülkenin, hasbelkader iktidara gelen veya etkili mevkilere gelebilen vatanseverleri tarafından atılmak istenen gelişme adımları karşısında müttefiklerimizin tutumu ne olmuştur? Bundan sonra değişecek midir?

Konuyla ilgili son sözler olarak şunları söylemek istiyorum: Ülkemizde kendini Atatürkçü olarak ifade eden önemli bir toplum kesimi mevcuttur. Bunların bir bölümü, son yıllarda olmasa bile uzun yıllar boyunca ülke yönetiminde söz sahibi olmuşlar, önemli devlet makamlarına gelmişlerdir. Fakat maalesef, Atatürk sonrası dönemde, onun gösterdiği  hedeflerin hep çok gerisinde kalınmıştır. Türkiye’deki bugünkü olumsuzlukların büyük bir kısmı onların eseridir.

Öte yandan ülkemizin % 95’den fazlasının müslüman olduğu ifade edilmektedir. 2001 yılından beri de, kendini özellikle müslüman olarak öne çıkaran, İslami değerleri savunduğunu söyleyen kadrolar tarafından yönetilmekteyiz. Diğer ideolojilerden daha çok müslümanlık; bağımsız olmayı, ilerleme ve gelişmeyi (bilim ve teknolojiyi), medeni olmayı şiddetle tavsiye ederken, emperyalizm-sömürü gibi uygulamaların hep karşısında olmuş, bunları öğütlemiştir.

Şimdi bakıyoruz; ne Atatürkçüler onun yolunda ilerlemiş, tavsiye ve eserlerine sahip çıkmış, ne de müslümanlar İslam’ı anlayıp onun gereklerini yerine getirmiştir. Hatta ahlak, etik değerler açısından da söz konusu gelişmiş batılı ülkelerin çok gerisinde olduğumuz bir gerçektir.

Zaman; millet olarak, ülke olarak aklımızı başımıza alma zamanıdır !



Bu yazı 14543 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

AKP Nasıl Kazanıyor?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI