Hemen hemen bir aydır Türkiye’nin gündemi 17-25 Aralık olayları ile ilgili. Herkesin bildiği gibi geçen yıl bu tarihlerde önemli bir yolsuzluk olayı gündeme bomba gibi düşmüştü. Takip eden günlerde iktidar, olayın bir komplo, paralelcilerin kurduğu bir tezgah, bir darbe olduğu şeklinde açıklamalar ile karşı saldırılara başlamışlardı. Ortaya söz konusu yolsuzlukla ilgili çok ciddi bilgi ve belgeler konulmasına rağmen, iktidar gücü biraz zorlansa da bunların altından kalkabilmiş ve durumu lehlerine çevirmeyi başarmışlardı. Halkımız da, iktidarın iddialarına her ne kadar inanmasa da,  fazla bir tepki göstermeden durumu kabullenmiştir. Çünkü artık ülkede böyle olaylar, herkesin yaptığı sıradan şeylerdi. Yıllardan beri, nice önemli mevkilere gelen kimler yapmamıştı ki böyle şeyleri...

Halkın tutumu böyle olsa da konu unutturulmalı, hatta olayı ortaya çıkaranlar aleyhine gündem/gündemler yaratılmalıydı. İktidar da öyle yaptı. Sanki iktidar oldukları 2002 yılından beri omuz omuza, birlikte çalışıp nice kumpasları beraber kurmamışlar gibi, saf ve mağdur pozlarına bürünüp, arkadan vurulmuş görüntüsüyle “paralelciler”e şiddetli bir savaş açtılar. Bu arada memleketin pek çok yerinde meydana gelen  maden faciaları, teror saldırıları, asayiş olayları, inşaatlarda, metrolarda   insan ölümleri vs. gibi felaketler de bu kapsamda karambole getirildi, unutturuldu.

Böyle bir yönetim anlayışıyla nereye varılabilir?  Bu sistem nereye kadar gider? Kısaca bahsettiğim bu olayların hemen hepsinde bir şekilde iktidar mensuplarının bir bağlantısı olduğu kesindir. Bu durum, az da olsa görebilen, duyabilen, normal zeka sahibi herkes tarafından bilinen bir şeydir.

Gündem yaratmak veya gündemi değiştirmek, elinde güçlü imkanları olanların yapabileceği bir şeydir ki iktidarda bu güç vardır ve bu gücü sıklıkla bu amaçla kullanmaktadır. Öte yandan; ciddi bir olayı kapatmak için ortaya çıkarılan, millet için önemsiz veya yalan dolan gündemler, ülkede ciddi kayıplara mal olmaktadır. Milyonlarca insanımız; fabrikalarda, çeşitli kurumlarda ve devlet dairelerinde hergün yeni bir ürün, yeni bir fikir üretmeye çalışırken, her sabah farklı ve ilginç, ülkeye yararı olmayan hatta zararlı gündemlerle  güne başlamaktadır. Bu insanlarımız, çalıştığı yerde; nasıl daha verimli olacağını, şiddetle ihtiyacımız olan ülke kalkınmasına nasıl daha fazla katkı sağlayacağını düşüneceği yerde, kafası bu olumsuz konularla meşgul olmakta, bu nedenle verim düşüklüğü ve hatta iş yeri kazaları yaşanmaktadır.

Bunlar yaşananların görünmeyen veya dikkatten kaçan taraflarıdır. Bu şekilde, ülke çapında büyük bir  iş ve beyin gücünün kayba uğradığı açıktır. (Bu konu ilgili uzmanlar tarafından daha iyi değerlendirilebilir.)

Meclis’te 05 Ocak 2015 günü komisyonda yapılan oylamada, yolsuzluğa adı karışan iktidar mensubu eski bakanların yargılanmasına da gerek görülmedi. İktidarın yaptıklarını saklamak için harcadığı enerji yanında, yukarıda bahsedilen çalışanlarımızın kaybettiği görünmeyen enerji, ülkeye fayda sağlayacak şeylere harcansa bu ülke çok hızlı bir şekilde kalkınabilir.

Henüz görünürde, ne böyle bir ışık , ne de bir umut var......