Bugun...


Özden İlhan

facebook-paylas
Çürümüş Zihniyet …
Tarih: 25-09-2020 14:46:00 Güncelleme: 25-09-2020 14:48:00


 

Toplumsal vicdan uzun yıllardır yara alıyordu. Son yıllar da ise, daha çok yara almaya ve yok olmaya başladı. Toplumsal açıdan ahlaki bir bozulma (dejenerasyon) yaşandığına tanık oluyoruz.

 

Ayrıca günümüzde modernleşme/dünyevileşme ile birlikte Müslüman dünyasında ahlakı geri plana iten bir dindarlık anlayışının ortaya çıktığını gözlemliyoruz. Dinin, tarikatların elinde şekilsel formlara indirgendiğini de söylenebiliriz.

 

12 Eylül'den bu yana Türkiye'de cami ve kuran kursları sayısı hızla arttı. Din, mezhep, tarikat, cemaat anlayışıyla, inançlara dayalı ayrışmanın, kin ve öfke boyutlarının da hızla arttığını birlikte gözlemliyoruz.

 

Tarikat üyeleri, Allah’ın bahşettiği iradesini ve aklını kullanarak batıldan vazgeçmek, hakka teslim ve tabi olmak yerine, tarikat liderine tapma durumuna geldiler. Yaptıkları ayinlerin ve tarikat liderinin elini ayaklarını öpme videolarını “pes, bu kadarda mı insanlıktan çıktınız” dedirtecek kadar şaşkınlık içinde izliyor iken birden bire çocuklarımıza yapılan sapkınlıklar bir bir ortaya çıkmaya başladı.

 

Bu tarikatlar, direkt siyasi iktidar tarafından, herhangi bir denetime tabi olmadan maddi olarak destekleniyor. Bu da yetmiyor, AKP’den milletvekili olmak isteyenler, tarikat liderleriyle iyi ilişki içinde olmak durumunda kalıyorlar. Tarikatların şımartılma ve maddi olarak desteklenme nedeni ise tamamen siyasi kaygıdan ibaret olup onların oy desteklerini sağlamak içindir.

 

Ülkemizi din ve tarikat eliyle mi Emperyalistlere teslim etmek için çabalanıyor? Neden tarikatlar kapatılmayıp serbestçe faaliyetlerini gerçekleştirmelerine izin veriliyor?

 

Dünyanın birçok ülkesinde ABD ve MOSSAD istihbaratı tarafından desteklenen, işbirliği yapılan ve kullanılan  FETÖ benzeri çok sayıda cemaat ve tarikat bulunuyor.  Bunun yanı sıra dünyanın henüz gündemine düşmemiş 50'den fazla tarikatın CIA tarafından kullanılmaya hazır tutulduğu söylenmektedir.

 

Dünyaya şöyle bir baktığımız zaman İspanya’da kurdukları OPUS DEİ, Güney Kore’de kurdukları MOON, Pakistan’da kurdukları TAHİR-ÜL KADRİ,  Irak’ta kurdukları KESNİZANİ tarikatları ve Çin’de kurdukları FALUN GONG  Cemaati, hepimiz tarafından bilinmektedir.

 

KESNİZANİ TARİKATI,  MOSSAD ve CİA tarafından Saddam'ı içten yıkmak, Irak'ı kolayca teslim almak için organize edilmişti. Tarikat, "Körfez Savaşı’ndan sonra Saddam'ın etrafını örümcek ağı gibi sarmıştı. Saddam’ın en çok güvendiği generalleri ve istihbarat kuruluşlarının başındakilerin hepsi tarikat "müritleriydi."  Saddam’ ın sonunu hep birlikte izledik. Bundan hiç ama hiç ders alınmadı. Dışarıya bakmaya gerek yok!  Türkiye'de ilk başlarda masum gibi gözüken  'cemaat' görünümünde tezahür eden ve yıllarca devletin kılcal damarlarına kadar sızan Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ), aynı Kesnizani Tarikatı gibi CİA tarafından 15 Temmuz’da başımıza bela olmadı mı? Ne zaman ders almayı düşünüyorsunuz?

 

Diyanet İşleri Başkanlığı'nın bütçesi birkaç bakanlığın bütçesinin toplamını bile yıllardır geride bırakıyor. Ama gitgide dürüstlük değil ahlaksızlık gelişiyor. Bu böyle devam ederse özgür düşünceli, vicdanı özgür, aklı hür olan, güçlü sezisini özgürce geliştirebilen genç nesilleri nasıl yetiştirebilirsiniz? Dine “zoraki” ilgi artıkça ahlaki değerler yara almaya başladı.

 

Son yıllarda tecavüz, taciz, kadınları aşağılama, değersizleştirme, baskı, rüşvet, hırsızlık, yolsuzluk, pedofili, cinayet, fuhuş, zina, hayvanlara şiddet ve tecavüz, hiç olmadığı ölçüde yükselip adeta patlama yaptı.

 

Masum insanlara ne olduğu kimsenin umurunda değil! Son 10 yılda Diyanet’in tartışma yaratan fetva ve açıklamaları akıllara durgunluk verecek durumdadır.  Kişilerin “sorulara cevap veren Diyanetin internet sitesinde “İslâm hukukçularınca bulûğ çağının alt sınırı, erkekler için 12, kızlar için 9 yaş olarak belirlenmiştir.” diye yazması  “Ve  “babanın kendi öz kızını öperken şehvet duyması “gibi, saçma sapan sapkınlık uyandıran soruları cevaplayıp, “ örtünün üstünde “gibi cevaplarla   “çocuk istismarına ” çanak tutulmuştur.  ‘Telefon, faks, SMS ve internet ile eşinizden boşanabilirsiniz’ diye verdikleri cevapla  “aile birliğine zarar vermeye çalışılmıştır. “Aleviliğin İslam’ın dışında bir yol olarak” tarif edilmesi ile Alevi kardeşlerimiz üzmüştür. İki cilt halinde yayınladığı İlmihal 1-2 adlı eserin “Kadın Hakları” başlıklı Yazıda feminizmle ilgili bölüm “Feminizm ahlaksızlıktır” diyerek, kadınlarımıza saldırı yapılmıştır.

 

Böylece, git gide yobaz ve sapık kesim şımartılarak, cesaretlendirilmektedir.

 

Ülkemizde hurafe ve batıl inanışları bilerek ve isteyerek yaygınlaştırılmaktadır.  Çağdaşlıktan bağını koparmış ve ortaçağ engizisyonuna sahip, her seferinde ülkemizin kurucusu Atatürk hakkında olumsuz konuşan, kadınlarımız hakkında saçma sapan konuşmalarla ahkâm kesen gericilere karşı sessiz kalan Diyanet bir an önce yenilenmelidir. Tepeden tırnağa kültürlü, gerçek dine bağlı, batıldan uzak, yüzüne bilime dönmüş, gerçek din adamları Diyanet Başkanlığında göreve getirilmelidir.

 

En son Uşşaki tarikat lideri Fatih Nurullah'ın istismarına uğrayan 12 yaşındaki kız çocuğunun başına gelenler dehşet içinde seyrettik ve okuduk.  Din adına tahakküm kuran cahil ve sapık din adamları, yanlış fetva vererek, sapıklığı savunuyor ve bunu din kisvesi altında meşrulaştırmaya çalışıyorlar. Bu çürümüş kültürü hızla yaymaya çalışıyorlar.

 

İlginç olan da düşünen, sorgulayan insanları “dinsizlikle” suçlarken, bu da yetmiyor, “dinsizleri sevindirme “ gibi,  suçlarını örtbas etmeye çalışıyorlar.  Düşünen, sorgulayan, bilime yüzünü dönmüş herkes “dinsiz” , yüzünü batıla dönmüş, sapkın adamlar dindar, öyle mi?

 

Din ve inanç özgürlüğü söylemiyle, dernek ve vakıf gibi yasal kurumların arkasına saklanılarak,  dini örgütlenme kılıfı altında kurulan tarikat ve cemaatler, ticari rant elde ettikleri gibi sapkınlık yuvası haline geldi.  Muhafazakâr bir çevrede büyümüş kişileri bulup,  “ beyin yıkama “ taktikleriyle, mazlum halkın dini duygularını sömüren sözde Şeyhler, ülkemizin kanserleşen yarası oldular. Her dinin her insanın utanacağı skandal konularda dahi hala ses çıkartamayan ilahiyatçıların suskunluğu ise insanı ürpertiyor.

 

Artık yeter! FETÖ‘ den ders almayanlar, hala tarikatlardan umut bekleyenler, FETÖ’ nün, yerine Menzilcileri yerleştirmeye çalışmaktan vazgeçmeliler. Bütün tarikatlar, kontrol altına alınmalı, maddi gelirleri denetlenmeli ve en ufak istimara izin vermeyip, derhal bir daha açılmamak üzere kapatılmalı, tekrar yapılanmasına izin verilmemeli ve göz yumulmamalıdır.



Bu yazı 4303 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

AKP Nasıl Kazanıyor?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI