Bugun...


Mehmet Özkan

facebook-paylas
İki Damla Yağ
Tarih: 13-06-2021 19:19:00 Güncelleme: 14-06-2021 00:30:00


 

Bir tüccar, oğlunu hayat dersi ve mutluluğun sırrı için, insanların en bilgesinin yanına göndermiş.

 

Delikanlı meşakkatli bir yolculuktan sonra bilgenin huzuruna çıkmış. Bilge ziyaretinin amacını sormuş. Delikanlı babasının neden gönderdiğini tek tek anlatmış.

 

Bilge; delikanlıya “Bu kaşığı alınız, kaşığa şimdi iki damla yağ koyuyorum. Sarayı dolaşırken bu kaşığı elinizde tutacak ve yağı dökmeyeceksiniz” der.

 

Delikanlı gözünü kaşıktan ayırmamış, kaşıktaki yağı dökmeden sarayı gezmiş ve bilgenin yanına gelmiş.

 

Bilge “güzel” demiş. ”Peki, sarayı gezerken yemek salonundaki acem halılarını, bahçıvanbaşının yaratmak için on yıl çalıştığı bahçeyi gördün mü? Kütüphanedeki güzel parşömenleri fark ettiniz mi?

 

Utanan delikanlı hiçbir şey görmediğini itiraf etmek zorunda kalmış. Çünkü bilgenin kendisine verdiği iki damla yağı dökmemeye çalışmış ve etrafındaki güzellikleri görmemiş.

 

Bilge “Tekrar git. Evrenin harikalarını tanı, muhteşem doğayı gör ve saraydaki güzellikler fark et” demiş.

 

İçi rahatlayan delikanlı kaşığı alıp sarayı gezmeye çıkmış, bu kez duvarları tavanları süsleyen sanat yapıtlarının zarafetini, bahçedeki çiçeklerin güzelliğini, çevredeki dağları görmüş ve gördüklerini bilgeye anlatmış.

 

Bilge “Sana verdiğim iki damla yağ nerede”? Demiş.

 

Delikanlı yağın döküldüğünü görmüş. Üzülmüş.

 

Bilge demiş ki “Mutluluğun sırrı, iki damla yağı dökmeden sarayın ve çevrenin güzelliklerini de fark etmektir”

 

Hepimiz yıllarca hayat mücadelesi verdik. İş hayatı, para kazanma, evi geçindirme, terfi etme ve patronların gözüne girmek için çok çalıştık.

 

Bir evim olsun. Çocuklarım iyi okulları kazansın diye çok çabaladık. Zaman zaman çok stresli dönemlerimiz oldu. Başımız yerden kaldırmadığımız günler oldu. Hep meşguldük. Hep acelemiz vardı. Her gün dolar, altın, borsa ve faiz getirileriyle meşgul olduk.

 

Sonunda iki damla yağı dökmedik. Maddi bir şeylere sahip olduk.

 

Fakat etrafımızdaki güzellikleri ve doğal dünyaları görmedik.

 

Neler kaçırdık bilmiyoruz. Yıllık izinlerimizi düzenli kullanmadık. Çocuklarımıza ve eşimize zaman ayırmadık. Kendimizden başka insanların durumunu görmedik. Haftada iş dışında kaç kişiye telefon ettik. Bir yetim çocuğun başını okşamadık. Çöp toplayan Suriyeli bir garibanın gözlerine sevgiyle bakmadık. Yardıma muhtaç hiç kimseye destek olmadık. Hep kendi dünyamızda yaşadık. Haksızlığa yolsuzluğa insan hakları ihlallerini protesto eden mitinglere katılmadık.

 

Köyümüz ve kasabamızda arkadaş, dost ve akrabaların düğün ve cenazelerine gitmedik veya gidemedik.

 

Maddi dünyamızda tatmini sağladık ancak ruh dünyamızda bazı şeyler eksik kaldı.

 

Herkes bildiği ve yaptığı şeylerin en doğrusu olduğunu zanneder. Ancak insan, zamanla makarayı geriye doğru sarıp biraz düşünüp en son bakış açılarıyla olup bitenleri yorumlayınca birçok şeyin öyle olmadığını fark ediyor. Telafisi için gecikmiş sayılmayız.



Bu yazı 3070 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

AKP Nasıl Kazanıyor?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI