Bugun...


Mehmet Özkan

facebook-paylas
Hayvancılıkla Geçinen Ailemizde Beslenme
Tarih: 21-04-2021 01:01:00 Güncelleme: 21-04-2021 13:10:00


 

Köyde çocukken dışarıda özgürce oynar öğleye doğru karnım acıkınca eve gelirdim.

 

“Anne karnım acıktı” derdim.

 

Kadıncağızın bir sürü işi olurdu, benle mi uğraşacak.

 

“ Bakraçta yoğurt var. Bir tabağa yoğurt koy, ekmekle ye” derdi.

“Hayır, yemem sabah da yemiştim, dünde yemiştim”

” O zaman, yeni doğuran hayvanın sütünden yapılan ağız sütü yoğurdu var, çok güzel, biraz ondan ye”

“ Hayır onu sevmiyorum”

“Taze ayran var, yeşil soğan ve ekmekle iyi gider”

“ Hayır, istemiyorum,”

“ Git kendine bir dürüm peynir yap güzelce ye”,

“Olmaz onu da istemiyorum,”

“Kaymak var onu ye”,

“İstemiyorum,”

“Çok oluyorsun git başımdan, taze yayık tereyağı var, bir dürüm yap üzerine şeker de koyarsan çok güzel olur”

“Of be bu evde başka bir şey yok mu” derdim.

 

“Anne, söylediğin yiyecekler hepsi birbirinin akrabası” der isyan ederdim, sonuçta birine karar verirdim.

 

Hepsi süt ürünleri, bizim köyde en büyük geçim kaynağı hayvancılık idi.

 

Geçmişimizde konar göçerlik var, yerleşik hayattaki gibi fazla yemek çeşidimiz yoktu. Hayvansal gıdalara eşlik eden yemekler vardı. Bunların başında etli bulgur pilavı gelirdi. Orta Anadolu da buna Kürt pilavı derler.

 

Tereyağı, bulguru ve eti özeldir. Dağlarda dolaşan çeşitli otlar filizler ve tohumlarla beslenen keçilerden ve koyunlardan elde edilen etler ve tereyağını çok leziz olur. Bizim bulgurumuzda özel elde edilir. Başka yörelerde bulunmaz. Hepsi bizim yörenin kendi ürünleridir.

 

Ben her yıl Kırşehir'deki köyümden on kilo tereyağı sekiz kilo bulgur getirtirim. Yıllardır yapıyorum. Başka bulgur ve tereyağını yiyemeyiz. Alıştığımız tadı bulamıyoruz.

 

Daha önce hayvan sürüleri ile yazın Yozgat'ın Akdağmadeni ve Sivas Uzun Yaylaya giderlermiş. Yaylada, hayvanların sütlerini en iyi değerlendirme şekli; peynir ve tereyağı olarak deri tulumlara, küplere ve testilere doldurup kış için beraberinde köylerine getirirlermiş.

 

Bizim meşhur tulum peynirimizin hikayesi böyle oluşmuş. Bizim peynirimiz çok lezzetli, az yağlı olur. Doğu Anadolu da benzer peynirler var. Van'ın otlu peyniri çok meşhurdur fakat hiçbiri bizim peyniri tutmaz. Başta İstanbul olmak üzere büyük şehirlerde yaşayan köylülerimiz muhakkak yıllık tereyağı, peynir ve bulgur ihtiyacını köyden temin ederler. Ben de her yıl köyümden bizim özel az yağlı peynirimi temin ederim.

 

Benim damat Karslı, Kars hayvancılık ve peynir imalatında çok iyidir. Çeşitli Kars peynirlerinden kendisine, bize ve dostlarına getirtir ancak bizim peynire bayılır.

 

Kuşaklar boyu hayvansal gıdalarla beslenen ailelerde çocuklar zeki olur, bu benim tespitim değil bilimsel bir gerçek. Köyümüzde sadece bizim nesil değil özellikle yaşlıları düşündüğümde çok zeki insanlar vardı. Kasabaya çok yakın olduğundan kızlarımız dahil herkes en az lise mezunudur .Çevre köyler ile mukayese edildiğinde bizim köyde yüksek tahsil yapan oranı çok fazla, az yağlı peynirin marifeti, doktorlar da önermiyor mu az yağlı peyniri, tam yağlısı dolapta çabuk bozuluyor.

 

Benim gençliğimde, On İki Eylül öncesi, çevre köyler bizim köy için "Küçük Moskova" derlerdi. En çok yüksek tahsilli ve sol görüşlü genç bizim köyde vardı.



Bu yazı 2006 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

AKP Nasıl Kazanıyor?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI