Çocukluğumuzda kimse psikoloğa gitmezdi. Büyüklerimizin, kızıp öfkelendikleri, üzüldükleri olaylar olurdu. Onlarda kederlenirdi. Büyük tramvatik olaylar olurdu. Yürek burkan ve dayanılmayacak acı olaylar olurdu. Anadolu'da kasabalarda psikolog bulunmazdı. Küçük ruhsal sorunlar için psikoloğa kimse gitmezdi. Deli doktorunda ne işim var diye tepki gösterirlerdi.
Bedenen çalışmak depresyonun ve diğer ruhsal hastalıkların ilk ilacıdır. Köylülerin çok işleri olurdu. Bütün işler beden çalışma gerektiriyordu. On çocuk da olsa hepsine yapacak iş çıkardı. Ücretsiz sigortasız işçi, karınlarını doyurmak yeterliydi.
Birisi ineklere, birisi, öküzlere, birisi koyunlara, birisi kuzulara, birisi bostana bakardı. Ayrıca, ekin, tarla bağ, bahçe gibi iş alanı çoktu. Sabah erkenden kalkarlardı. Akşam saat yedi oldu mu çocuklar yorgunluktan bayılırlardı.
Televizyon, tablet, cep telefonu ve diğer oyun aletleri yoktu. Herkes erken uyurdu. Bedenen çalışıyorlardı. Köyde iş biter mi? En fakirin bile uğraşacağı bir sürü tavuğu olurdu.
İstedikleri kadar bağırıp çağırır içlerini boşaltırlardı. Ortam müsaitti. Dağdaki çobanın, tarlasın da çalışan çiftçinin bağırıp çağırmasından kimse rahatsız olmazdı.
Hiç yalnızlık çekmezlerdi. Dikkatlerini dağıtacak, bir kedi veya bir köpek değil, etraflarında sayısız hayvan olurdu. Her evde en az beş çocuk olurdu. Çocuklar en iyi ilaçtır.
Böyle sıkıntılı günlerde, komşu akraba ziyaretleri çok olurdu. Hiç kendilerini dinleme zamanları olmazdı.
Bazen sevdiği ile evlenmeyen, istemediği bir evliliğe mecbur olan gençler bunalıma girerlerdi. Onu da zamana yayarak, hoca, ocak ve türbelere götürürlerdi.
Bunalımdaki delikanlı veya genç kıza duyuracak şekilde, şu çocuğu bir hocaya, yatıra, türbeye, ocağa götürelim veya götüremedik söylemleri duyulurdu.
On beş yirmi gün sonra bahsi geçen kutsal adama, mekana gidilirdi. Yine bir horozun kellesi uçurulurdu. Genç de bu arada olaya intibak etmiş psikolojik olarak hazırlanmış ve kıvamına gelmiş olurdu. Hocanın ufak bir dokunuşu yeterdi ve iyileşirdi.
Horozlar da isyan ederdi. Misafir gelir bizim kelle gider, adak yaparsınız bizim kelle gider, oğlunuz askerden gelir bizim kelle gider, delikanlı bunalıma girer hocaya adak olarak bizim kelle gider, araba alırsınız kaza bela olmasın diye bizim kelle gider. Gel de komünist olma. Bizim köyün horozları hepsi komünist olmuştu.