Bugun...


Dr. Abdullah Köktürk

facebook-paylas
Stratejik Araştırma Merkezleri Kime Hizmet eder?
Tarih: 03-10-2020 12:10:00 Güncelleme: 03-10-2020 12:10:00


 

Strateji; barışta ve savaşta belirlenen bir amaca ulaşmak için siyasi, askeri, ekonomik ve psikolojik güçleri bir arada kullanma bilimidir. Kısaca, amaca ulaşmak için izlenen yol olarak da tarif edilir.

 

Tam bağımsız bir ülke olmayan Türkiye’nin stratejisi 75 yıldır ABD tarafından belirlenmektedir. Ne üreteceğine, ne ekip biçeceğine ABD şirketleri karar vermekte, dış politikası Beyaz Saray’dan belirlenmekte, askeri politikaları hatta savunma harcamaları Pentagon’dan dikte edilmektedir.

 

Bu sebeple, stratejisi başka bir ülke tarafından belirlenen devletlerin Strateji Merkezlerinin kime hizmet ettiği sorusu bu yazının konusudur.

 

Türkiye’de Onlarca Stratejik Araştırma Merkezi Var

 

Yaptığımız araştırmada Türkiye’de 60’a yakın Stratejik Araştırma Kurumu tespit ettik. Bunların çoğu 2000’li yılların yarısından itibaren kurulmuş durumda. Devlet ile direk irtibatlı gözüken e daha önce adı Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi (ASAM) olan ancak sonra adı Stratejik Araştırmalar Merkezi (SAM) olarak değiştirilen bir strateji merkezi de var.  ASAM döneminde de SAM döneminde de çok büyük stratejiler oluşturulduğunu göremezsiniz. Şimdi de başında tüm eğitimi ve doktora sonrası ABD de geçmiş bir ABD uzmanı bulunuyor.

 

Atatürk Stratejik Araştırmalar Enstitüsü (ATASAREN), Milli Savunma Üniversitesi (MSU) bünyesinde İstanbul Y. Levent semtinde bulunuyor.  2003 yılında kurulan Enstitü hem sivil hem asker öğrencilere Y.lisans ve doktora eğitimleri veriyor. Son yıllara kadar benim de ders verdiğim Enstitü’de artık muhalif düşünceli hocalara ders verme imkanı tanınmıyor.

 

Bir diğeri 2008’de kurulan Bilge Adamlar Stratejik Araştırma Merkezi (BİLGESAM). Kurucu başkanı Emekli Dz. Piyade Kurmay Albay Atilla Sandıklı şimdi FETÖ’den hapiste. Sandıklı sürekli, CNNTürk e diğer Tv lere çıkıp hükümetin dış politikalarını savunurdu. Hangi parayla olduğu meçhul, Şişli’de bir plazanın bir katını kapatmış sürekli raporlar hazırlarlardı. Bilim kurulunda Kuvvet komutanları dahil onlarca general amiral vardı.

 

 

Burada bahsedeceğim sonuncu merkez Bahçeşehir Üniversitesi bünyesinde kurulu Strateji Araştırma Merkezi. 2010-2011 yıllarında ben Harp Akademileri bünyesinde bulunan ve adı o zaman SAREN olan merkezde Strateji ana bilim dalı başkanı iken sivil öğrencilerimiz Bahçeşehir Stratejik Araştırma Merkezi’nde staj yaparlardı. Bir ara öğrencilerden haber alamadım. 3-4 ay sonra ortaya çıktılar. Meğerse Suriye vizeleri kaldırınca öğrencileri Suriye’nin kuzeyine sokup aylarca inceleme yaptırıp raporlar hazırlatmışlar. Sonrası malum. Suriye’nin parçalanma süreci. O sıralar başkanı olan Tümgeneral balyoz sürecinde hapse atıldı, şimdi ise başkanı araştırmacı Ercan Çitlioğlu.

 

Bahçeşehir Üniversitesi bu anlamda ilginç bir üniversite. Özel bir vakıf üniversitesi olarak gözükmesine rağmen, devlet ile çok iç içe, Bahçeşehir Üniversitesi’nin, ABD’nin Brookings Enstitüsü ile yakın ilişkisi var. Brookings Enstitüsü, Amerikan demokrasisini güçlendirmek, Amerikalıların sosyal refah, güvenlik ve fırsatlarını kollamak, güçlendirmek, güvenilir işbirlikçi uluslararası bir sistem yaratmak için kurulmuş bir örgüt olması yanında, Bahçeşehir üniversitesinin Amerikan Araştırmalar Merkezi ile ortaklığı söz konusu. Amerikan Araştırmalar Merkezi’nin ortakları ise CIA’nın düşünce kuruluşu RAND Corporation (Research and Development) ve Neoconların kurduğu Demokrasileri Savunma Vakfı.

 

Denizcilik ve Global Strateji Merkezi’nin Üreteceği Stratejiler Merakla Bekleniyor

 

Bahçeşehir Üniversitesi’nde açılan başkanlığını Emekli Tümamiral Cihat Yaycı'nın yaptığı ve kadrosunda onlarca emekli paşanın bulunduğu Denizcilik ve Global Strateji Merkezi'ni görünce bunlar aklıma geldi. Cihat Yaycı ile hayatta bir araya gelmeyecek olan Amiral Cem Gürdeniz’i bu merkezde  onunla bir araya getirenin Mavi Vatan olmasını umuyorum. Diğer amirallerin çoğunun nasıl raporlar hazırlayacağını da merak etmiyor değilim. Mümkünse hazırlanan raporlarda isimleri de görürsek en azından ne birikimli komutanlarımız var diye seviniriz,

 

Genelkurmayın görevi strateji belirlemektir. Ancak savunma stratejisi ABD tarafından belirlenince generallere yapacak pek bir iş kalmamakta, savaş taktikleri de ABD kitaplarından tercüme edilip birebir uygulanınca Türk ordusu komuta kademesine sadece operasyonel görevler kalmaktadır. Bunun farkında olan AKP hükümeti de kadro rütbelerini düşürmektedir. Orgeneral ve Korgeneral kadrolarının doldurulmamasının bir sebebi de budur.

 

Emekli general ve amirallerin bir bölümü ise strateji merkezlerinde istihdam edip onlar sayesinde bu merkezler milli imiş gibi gösterilmektedir. Ancak komutanların stratejik birikimlerinin buralarda doyurucu çalışma yapmalarına yetip yetmeyeceği konusunda kuşkularım devam etmekte.



Bu yazı 11012 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

AKP Nasıl Kazanıyor?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI