Bugun...


Dr. Abdullah Köktürk

facebook-paylas
Yeni İknacı Kim Olacak?
Tarih: 03-10-2020 11:40:00 Güncelleme: 03-10-2020 11:40:00


 

Türkiye 2002 yılına, DSP-MHP-ANAP koalisyon hükümeti ile ve 1999 depreminin ekonomide yarattığı büyük yıkımın, 2001 dünya ekonomik krizine eklemlendiği bir ortamda girmişti. Ülkedeki iktidar bloğunun egemenleri bu krizi emekçilerin üzerine yıkarak çıkmayı düşünüyorlardı. Ancak, bu konuda DSP’nin ikna edilmesi zordu.

 

Yine Türkiye ile komşusu Irak’ın ABD tarafından işgali planlanıyordu. Irak işgaline ulusalcı/milliyetçi bir hükümetin yeteri kadar yardımcı olmayacağı ABD tarafından biliniyordu.

 

ABD’nin ve ülkedeki çok uluslu şirketlerle birlikte hareket eden komprador burjuvazinin acelesi vardı. Önce, DSP Kayseri Milletvekili İsmail Cem, “Yeni Oluşum” adını verdiği bir hareket başlattı. Kısa sürede DSP’nin 136 milletvekilinin yarısı istifa ederek bu oluşuma katıldılar.  Temmuz 2002 de hükümet 276 milletvekilinin altına düştü. 16 Temmuz 2002’de MHP lideri Devlet Bahçeli erken seçim çağrısı yaptı.

 

AKP’ye İktidar, Erdoğan’a İkna Görevi

 

3 Kasım 2002 tarihinde yapılan erken seçimde, daha bir yıl önce kurulan Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) yüzde 34 oy almasına rağmen, DSP, ANAP, MHP, Genç Parti ve DEHAP yüzde 10 seçim barajını geçemeyip milletvekili çıkaramayınca 550 milletvekilinin 363’ü gibi ezici bir çoğunlukla meclisin % 66’sını ele geçirdi ve tek başına iktidar oldu.

 

İktidar bloğu ve ABD rahatlamıştı. ABD, ülkenin çoğunluğunu oluşturan muhafazakâr kitlenin Irak’ın işgaline ses çıkarmayacağını, İktidar bloğu hegemonu sanayi sermayesi de ekonomik önlem paketlerinin uygulanmasında tepkinin düşük kalacağını umuyordu.

 

Muhafazakarların İknası

 

İkna edici olarak düşünülen Erdoğan görevini başarı ile yapıyordu. Muhafazakâr kitle Erdoğan’ın ABD ve İsrail karşıtı olduğunu düşündüğünden ABD kolaylıkla Irakta işgal ve katliamlarını gerçekleştiriyor, İsrail ise Filistinliler üzerindeki baskısını her zamankinden daha fazla arttırıyordu.

 

Çalışanların İknası

 

Kemerler sıkılıyor, ekonomik önlem paketleri Erdoğan’ın ikna ediciliğinde kolaylıkla uygulanıyordu. AKP iktidarında üyeleri katlanarak artan Hak-İş, Memur-Sen gibi sendikalar ekonomik önlem paketlerinde ve krizin emekçilerin sırtına yüklenmesinde ve kitlelerin ikna edilmesinde iktidara yardımcı oluyorlardı.

 

Kürtlerin İknası

 

Sıra Kürtlerin ikna edilmesine gelmişti. AKP içindeki Kürt milletvekilleri, Habur’dan Oslo’ya kadar süren açılım süreçleri, aydın ve sanatçılardan oluşan Akil Adamlar ve Öcalan’ın İmralı’da ikna edilmesi ile bu süreçte de başarılı olunulmuştu.

 

Askerlerin İknası

 

Daha önce yaptığı darbeler ile iktidarların korkulu rüyası haline gelen askerlerin iknası en zor olandı. 5 Mayıs 2007 Dolmabahçe görüşmesinde dönemin Genel Kurmay Başkanı ikna edildi. Daha alt rütbeleri ikna için Ergenekon ve Balyoz süreçleri kullanıldı. 15 Temmuz’dan sonra süreç tamamlanarak 20 binden fazla asker ordudan ihraç edildi. Bu Cumhuriyet tarihinin en büyük tasfiyesi idi.

 

Deniz Bitti

 

Erdoğan ve hükümetleri, dünya konjonktürünün yardımı ve dünya piyasalarındaki bol para bolluğu ile ikna konusunda son yıllara kadar çok sıkıntı çekmedi. Ancak son yıllarda dünyada süregelen krizin  yanında Türkiye’nin ötelenen yapısal krizleri üst üste gelince Erdoğan ikna konusunda zorluklar yaşamaya başlandı. Hegemonyasını rıza ve zor üzerine kuran Erdoğan, krizlerin ve iktidar bloğu egemenlerinin de baskısı ile sadece ‘zor’u kullanmaya başladı.

 

Önce Kürtler Koptu

 

Çeşitli ikna yöntemleri ile en azından sessiz ve sakin tutulan Kürtler, 2014 Cumhurbaşkanlığı seçiminden başlayarak daha ağır muhalefet yapmaya başladılar. İktidarın buna cevabı 2015 yaz aylarından itibaren şiddetin dozunu arttırmak oldu. Kürtlerin seçilmiş 65 belediye başkanından 51 ine kayyum atanmış, seçilmiş 11 milletvekili hapise konulmuş, çoğunun milletvekilliği düşürülmüş durumda.  HDP eski genel başkanı Selahattin Demirtaş halen hapiste bulunuyor.  Kürtleri artık ikna edemeyeceğini gören Erdoğan onlar üzerindeki baskıyı gün ve gün arttırıyor.

 

İktidar Muhafazakarları İknada Zorlanıyor

 

2002 iktidar yürüşünde ve askerlerin Balyoz - Ergenekon kumpasları ile ikna edilmesinde en büyük yardımcısı olan Fetullah Gülen Cemaati ile ipler 17-25 Aralık 2013 sürecinde kopmuş, Cemaat buna 15 Temmuz 2016 darbe girişimine katılarak cevap vermişti.

 

Ancak iktidarla bağları koparanların Fetullahçılarla sınırlı kaldığını düşünmek oldukça iyimser bir bakış olur. 2019 Yerel seçimlerinde büyük şehirlerde AKP’nin kaybetmesi muhafazakar kitlenin artık yeteri kadar ikna edilemediğini göstermektedir.

 

Kaynaklar ekonomik krizin de etkisi ile küçülünce, cemaatlere aktarılan paralar da azalmıştı. Kriz sürdükçe bu kopuşların devam edeceği düşünülebilir.

 

Çalışanlar ve Emekliler Artık İkna Olmuyorlar

 

Devam etmekte olan ekonomik krizin yanında pandemi sürecinde işini veya gelirini kaybeden çalışanların yanında, aylarca siftah yapamayıp dükkân kapatmakta olan esnaf ve gelirleri, gerçek enflasyon karşısında gün ve gün eriyen emekliler Erdoğan iktidarının iknada zorlandığı en büyük kesim.

 

Olası bir seçimde seçmen tabanının çoğunu oluşturacak düşük ücretli çalışanlar, işini kaybedenler, genç işsizler ve emekliler Erdoğan’ın yeniden seçilmesini zora sokacak gibi görünüyor.

 

Egemenlerin Yeni Bir İknacıya İhtiyacı Var

 

Yukarıda sayılan nedenlerle, Recep Tayyip Erdoğan kitleleri yeni ekonomik ve siyasi sisteme ikna görevini tamamlamış görünüyor. Bundan sonrası Erdoğan’a düşen, çok da yıkılmış görünmeden bir kahraman gibi siyaset meydanını terk etmek. Son Ayasofya kararı bunlardan biri. Bunun gibi birkaç karar daha alabilir. Hatta görevini tamamlamış İncirlik Üssünü kapatan bir Cumhurbaşkanı olarak tarihe adını yazdırabilir.

 

Erdoğan gidici, ancak egemenler kurdukları sömürü düzeninin devamını isterler. O sebeple onların yeni bir iknacıya ihtiyacı var.

 

Yeni İknacı Kim Olabilir?

 

Egemenlerin ve ABD’nin elinde elinde her zaman birden fazla seçenek bulunur. 2019 seçimlerinde İstanbul’u AKP’nin elinden alan, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde AKP’li kadroları tutan, yeni atamalarında da muhafazakarlara daha çok yer veren İmamoğlu ve muhafazakâr bir geçmişten gelip Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığını kazanan, son aylarda yıldızı İmamoğlu’ndan fazla parlayan Mansur Yavaş bu seçeneklerden sadece ikisi.

 

Kriz daha çok derinleşip iknanın rıza ile olamayacağı ortaya çıkarsa laik bir general de hegemonların ikna için kullanacakları bir seçenek olabilir. Emekçiler için en kötü sonuçlar doğuracak bu seçenek ülkeyi 12 Eylül döneminden daha karanlık bir duruma sokabilir, çalışanlar Erdoğan ve yaptıklarını mumla arayabilirler.

 

Hangi seçenek olursa olsun, egemenler Erdoğan ve ailesinin güvenli bir şekilde ülkeyi terk edeceğinin güvencesini vermiş olabilirler. 2023 yılı 29 Ekiminde Erdoğan’ı Katar, Tunus veya başka bir ülkede görebiliriz. Beklentimiz, ikna yeteneğini yitirmiş görünen Erdoğan’ın 3 yıl içinde Cumhurbaşkanlığı’nın sonlanacağıdır.

 

Bu yazı 16 Temmuz 2020 tarihinde www.eskimiyen.com da yayınlanmıştır.



Bu yazı 10533 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

AKP Nasıl Kazanıyor?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI