Pazartesi yapılan NATO zirvesi malumun ilamı oldu. İktidara gelmesi bir BOP projesi olan AKP, Brüksel’de bir kez daha 20 yıldır hizmet ettiği ABD amaçlarına hizmete devam edeceğini bildirdi. Yalnız bunu bağıra çağıra değil, uhuletle ve suhuletle yapacağını açıkladı.

11 Eylül 2001’ki ikiz kuleler provokasyonu ile Irak ve Afganistan’ı işgal etmek için bahaneler bulan ABD, bölgede amaçlarına hizmet edecek bir hükümet ihtiyacını AKP’de buldu. Önce 7 Ekim 2001’de Afganistan işgal eden ABD, AKP’nin iktidar olmasından sonra altı ay içinde Irak’ı işgal etmeye başladı.

AKP Türk Ordusunu En Önemli İhraç Ürünü Yaptı

AKP iktidara geldikten sonra Afganistan’da ABD’nin en büyük müttefiki oldu. Ne Irak ne de Afganistan Türkiye için tehdit değildi. Ancak Irak işgalinden sonra istikrarsızlaşan Irak’ın kuzeyinde Türkiye’nin  güvenliğini tehdit eden oluşumlar güç kazanmaya başladı.

2011 yılında bu sefer Suriye’nin ve Libya’nın istikrarsızlaştırılmasında en önemli görevler Türkiye’ye verildi. Suriye’nin kuzeyinden göç ettirilen Arap nüfus ile bölgenin demografik yapısı bozularak, yeni devletçiklerin oluşumu kolaylaştırıldı.

AKP Suriye’de yürütülen harekâtı PKK ile mücadele olarak gösterdi. Oysa ki ana amaç, Suriye rejiminin güçsüzleştirilmesi ve Suriye devletine muhalif gruplara Türkiye eli ile yardımdı. Libya’da PKK tehditi de olmadığından Beka olayı yaratılamadı ama, ölen askerlerin şehit olduğu söylendi.

Türk Ordusu ABD’nin Amaçları İçin 14 Ülkede Görev Yapıyor

AKP iktidarında Türk ordusu ABD’nin istediği her yere gönderildi. Bugün Türkiye, Amerika Birleşik Devletleri’nden sonra yurt dışında en aktif olan ikinci orduya sahip. Türkiye’nin halihazırda 14 ülkede askeri varlığı söz konusu. Ayrıca bu ülkelerden bazılarında askeri üssü de var. Kıbrıs’ı hariç tutarsak, Türk askeri bugün Irak, Suriye ve Libya’dan başka, Kongo’dan Arnavutluk’a, Azerbaycan’dan, Kosova’ya, Katar’dan Somali’ye, Orta Afrika Cumhuriyeti’nden Bosna Hersek’e, Lübnan’dan Mali’ye kadar bir çok ülkede ABD ve NATO amaçları için görev yapmakta.

Bu ülkelerin çoğunda Türkiye’nin büyük bir menfaati yok. Bazı ülkelerde Müslümanların olması ABD amaçlarına hizmeti kolaylaştırıyor o kadar. Herhangi bir gösteride bu ülkelerde Türk bayrağı değil, Amerikan bayrağı taşınması da bunun en iyi göstergesi.

Brüksel’deki NATO zirvesinde Türk heyetinin ABD karşısında yaşadığı çaresizliği tekrardan anlatmayacağım. Genel Kurmay Başkanı’nın kadraja bile girmediği zirvede MSB ve Dış İşleri Bakanı sekretarya görevi yaptılar.

S400’lerin artık aktif hale gelmeyeceğini de bu ülkedeki aklı başında herkes biliyor. “Biz aynı yerdeyiz” söylemi işi bilenlerde müstehzi bir gülüş yaratmış olabilir. Ancak, ABD’nin soykırımı tanıması konusunda sorulan sorulara verilen cevaplar açık bir acizlik göstergesi.

Biden Başkomutan Gibi Türk Ordusuna Yeni Görevler Verdi

Afganistan’ı terk eden ABD’nin yerini çok önceden Türkiye’ye verdiği de bu zirvede açığa çıktı. Türkiye’ye hiçbir fayda sağlamayacağı gibi, birçok konuda zor durumda bırakacak olan Afganistan’da asker bulundurma konusunu Biden dikte etmiş görünüyor.

Afganistan konusu orada asker bulundurma yanında, ABD askerlerinin tahliyesinde Türkiye’ye yeni görevler verilerek gündemdeki yerini koruyacak gibi. Bu tahliye Türkiye üzerinden planlanırsa bir çok havaalanı ve liman ABD kontrolüne verilecek. 

ABD Afganistan’ı terk ederken iradeyi Taliban’a bırakıyor, son askeri çıkana kadar da güvenliğini Türk askeri sağlasın istiyor. Türk askeri Afganistan dağlarında ölmeye başladığında ise sorumlusu ABD değil, AKP iktidarı ve bu emirleri uygulayan TSK komuta kademesi olacaktır.