Bugun...


Ahmet Kale

facebook-paylas
2008 KİTAPLARI (2. Bölüm)
Tarih: 16-10-2022 21:25:00 Güncelleme: 16-10-2022 21:38:00


 

Bergsonizm dosyası ise eski yazıyla yazılmıştı ama tamamlanmış bir dosya olduğu anlaşılıyordu. Hatta ustamız dosyanın ilk sayfasında kitap halinde düzenlediğini belli edercesine eski ve yeni harflerle “içindekiler” bile yapmıştı. Çok fazla hacimli olmayan bu dosyanın hazırlanıp yayınlanmasına karar verdik. Transkirpsiyon (yeni harflere aktarma) için TÜSTAV’dan tanıdığım, daha sonraki yıllarda Hegel Dosyası çevrilirken de çok katkısını aldığımız Şeyda Oğuz ile anlaştık. Şeyda çok uzun olmayan bir sürede tamamladı çeviriyi. Bergsonizm kitabı o yıl daha 68’in 40. yılı etkinlikleri ve o yıla özel kitaplara girişmeden önce Şubat 2008’de yayınlandı. Çok heyecanlı idik. 12 Eylül sonrasında ilk defa Kıvılcımlı ustamızın hiç bilinmeyen, basılmamış bir eserini ortaya çıkarıp yayınlama heyecanı idi bu. Metin önemliydi bunu kitabın metninden seçerek arka kapak yazısı yaptığımız paragrafla belirteyim. Şöyle diyor metinde Kıvılcımlı:

 

Bergson taraftarlığının Türkiye’ye girişi, cihanda doğuşundan daha az enteresan değildir. Türkiye’ye Bergsonizm mütareke yıllarında eski darülfünun (üniversite) salonlarından geçerek girdi. Hem de biraz galip İtilaf Donanmasının Boğazlardan İstanbul’a girişi gibi, galip emperyalist Fransa’nın kültürü sıfatıyla girdi. Fakat geldiği yer gibi, girdiği yer de normal değildi. Batıda, yıkılan, çürümüş Fransız Kapitalizmi Bergsonizm’i yaratmıştı. Doğuda çöken ve teslim olan Osmanlı İmparatorluğu, adeta doğal bir ilgi ile emperyalizmin bu ölüm felsefesine kucak açıyordu.”

 

Metnin sonunda 6 Eylül 1936 tarihi var. Biz 2008 yılında yayınladığımıza göre 72 yıl sonra bu önemli metni gün ışığına çıkarmıştık. Hem bu bakımdan, hem de eserin içeriği bakımından heyecan verici bir iş yaptığımız kanaatindeydik. Baskıyı 1000 adet yapmıştık ama kısa sürede yeni yeni baskılar yapacağımızı düşünüyorduk. Kendi kendimize, “bu uzun yıllar sonra ortaya çıkardığımız önemli bir eser.  Sadece Kıvılcımlı izleyicileri, daha önce yayınlanmamış bu eseri kitaplıklarında bulundurmak için alsalar bile biz birkaç baskı yaparız.” Ancak geçen aylar ve yıllarda hayal kırıklığı yaşayacaktık. 3 yıl sonra ben Sosyal İnsan Yayınları’ndan ayrıldığımda bile neredeyse yarısı duruyordu kitapların. Doktorcuların bu ilgisizliğine örnek vereceğimi bu seriyi yazmaya başladığım ilk yazıların birinde değinmiştim. Bergsonizm kitabının yayınlandığı sene Kasım ayında kitap fuarında standımız vardı. O zamanlar yayınevinde çalışan Cenk Ağcabay da standımızda görevliydi. Fuarı gezmeye çıktığında Derleniş Yayınları standında HKP (Halkın Kurtuluş Partisi) yöneticileriyle karşılaşmış. Onlara Bergsonizm kitabını yayınladığımızı söylemiş. Yöneticinin cevabı “duydum ama görmüş değilim” olmuş. Bunun üzerine Cenk bir kitap alıp onlara armağan etmişti. Fuar zamanı Bergsonizm kitabı yayınlanalı 7 ay olmuş. 7 ayda yönetici merak edip de ustanın hiç yayınlanmamış kitabını aldırmamış. Daha önce de yazdığım gibi Kıvılcımlı izleyicilerinin Sosyal İnsan Yayınları’nın bastığı kitaplara ilgisi bu düzeyde idi. Yani “Ahmet yayınevi 6 ayda kendini döndürür demişti, 6 yıl oldu hala döndüremiyor” suçlamasının cevaplarından biri buydu işte.

 

2008 yılında yayınladığımız Kıvılcımlı’nın olmayan kitaplardan biri de daha önce sözünü ettiğim Cenk Ağcabay’ın Yalçın Küçük eleştirisi olarak yazdığı Megalomania kitabıydı. 68 Belgeseli yapımını bırakıp, H. Atahan’ın hoşgörüsü ve benim yoğun tepkim olan kitap yani. Kitabın içeriğiyle ilgili lafım yok. Editörlüğünü de yaptım. Kapağına Y. Küçük’ün yaptırdığı kendi büstünün resmini basarak, oradan hareketle kitaba Megalomania adını da ben önerdim hatta. Ama belgesel yapmak üzere istihdam edilen birinin asıl işini bırakıp böyle bir kitap yazmaya yönelmesineydi tepkim. Y. Küçük yaşıyordu, eleştirinin aciliyeti yoktu, belgesel tamamlandıktan sonraki bir zamanda yazılmasının hiçbir sakıncası da yoktu.

 

Bergsonizm’i başarıyla yayınladıktan sonra Kıvılcımlı’nın daha önce yayınlanmamış başka bir eserini yayınlayalım dedik. Mikrofişlerden bakıp ayırdığım 150 sayfa kadar hacmi olan Hegel dosyasını koyduk önümüze. Yine Şeyda Oğuz ile anlaştık. Eldeki metinleri verdik. Metinlerin çok dağınık oldukları eski yazı halleriyle bile belli oluyordu. Sayfa numaraları karışıktı. Her şeyden önemlisi sayfalar çok karanlıktı. Nitekim bir süre sonra çok haklı olarak çeviriyi bıraktı Şeyda. Hegel dosyasını kitaba dönüştürüp yayınlamak yine benim girişimimle olacaktı yıllar sonra. 2021 yılında, Kıvılcımlı’nın 50. Ölüm yıldönümüne yetiştirmiştik Hegel ve Felsefe Notları başlığıyla. Hamza Tığlay kardeşimin çevirmesi, Şeyda Oğuz’un kontrolü ve benim düzenlememle yayınlayabildik kitabı. İlk girişimimizden 13 yıl sonra yani. Kitabın girişindeki “Hegel Kitabının Baskıya Hazırlanış Süreci” başlıklı sunuş yazımda yayınlama sürecini ayrıntılarıyla anlatmaya çalıştım.

 

2008 yılında bastığımız, Kıvılcımlı’nın olmayan bir kitap da Lenin’in eşi ve yoldaşı Nadejda Krupskaya’nın Lenin’den Anılar kitabıydı. Bu kitabı ilk olarak 1974 Haziran ayında 3 cilt olarak sahibi olduğu Odak Yayınları’ndan Mehmet Filiz basmıştı. O zamanlar çok yankı uyandıran, daha sonra da Bibliotek ve İnter Yayınları tarafından yayınlanan bu önemli eserin Kıvılcımlı’nın bütün eserlerini basan bir yayınevine de yakışacağını düşünerek önerdim. İtiraz olmayınca da onca yoğunluğun arasında keyifle yayına hazırlamıştım. Tam metin olarak tek kitap olarak basıp, kapağına da yine Odak Yayınları’nın kullandığı sevgili Oral Işıtman’ın hazırladığı çizimi kullanmıştık. Kitabı ilk olarak basan sevgili arkadaşımız Mehmet Filiz çok verimli olabileceği genç yaşında aramızdan ayrılmıştı. Dolayısıyla kitabı onun anısına adayarak basmıştım.

 

Yine 2008’in Ekim ayında Kıvılcımlı ustamızın 8 adet kitabını da yayınlamışız. Bunları da tek tek ve verdiğimiz sıra numarasına göre anayım.

 

Bu aya kadar Kıvılcımlı’nın 10 kitabını yayınlamıştık. 11. Kitap olarak ustanın 1935 yılında yazdığı ve Marksizm Bibliyoteği yayınevinden yayınladığı Türkiye İşçi Sınıfının Sosyal Varlığı kitabı basıldı. İlk yayınlanışının üzerinden 73 yıl geçmiş olan bu önemli kitapta, daha o yıllarda Türkiye işçi sınıfının nitelikçe ve nicelikçe durumu ve gelişimi çok net rakamlar ve açık yorumlarla ortaya konulmuştu. 12. Kitap, Marksist edebiyat eleştirisinin en iyi örneklerinden biri olan Edebiyatı Cedidenin Otopsisi eseriydi. İlk bölümü 1935 yılında yayınlanan bu eserin ikinci bölümü olan Edebiyatı Cedidenin Felsefesi 1989 yılında yakın zamanda kaybettiğimiz değerli ağabeyim Emin Karaca tarafından yayınlanmıştı. Biz bu iki kitabı birleştirip tek kitap olarak yayınladık. Bir sonraki kitabımız 1936 yılında yayınlanmış olan Marksizm Kalpazanları Kimlerdir? idi. Yayıncılık anlayışımı da açıklaması açısından, bu kitaba yazdığım tanıtım yazısını aynen alıyorum buraya:

 

“1936 yılında Marksizm Bibliyoteği Yayınları’nın 9. kitabı olarak yayınlanan Marksizm Kalpazanları Kimlerdir? o yıllarda Marksist ortamda gezinen Kerim Sadi’nin tahrifatlarını sergilemek amacıyla yazılıp basılmış. Kıvılcımlı Günlük Anılar’ın bir yerinde ‘Marksizm Kalpazanları’nda Kerim Sadi eleniyor’ diyerek, konunun o zaman halledildiğini söyler.

 

“Marksist polemiğin güzel bir örneği olan bu metni, aslına hiç dokunmadan, kimi basit sadeleştirmelerle yayınlıyoruz.

 

“Metne ek olarak, eleştiriye karşılık Kerim Sadi’nin Kıvılcımlı’yı Moskova’daki ‘Marks-Engels-Lenin Enstitüsü’ne şikayet ettiği ‘Açık Mektup’u da kitaba ekledik.

 

“Ayrıca Kerim Sadi’nin 1935 yılında Yeni Adam Dergisi’nin 94. sayısında yayınlanan ve Kıvılcımlı’nın çeviri anlayışını eleştirdiği ‘Marksistlerimiz Marks’ı Nasıl Baltalıyor’ yazısını;

 

“TKP’nin gizli yayın organı Orak-Çekiç Dergisi’nin 20.12.1935 tarihli ve 1(9) sayılı nüshasında yayınlanan ‘Marksizm Müdafii Kerim Sadi’ başlıklı B. R. (Reşat Fuat Baraner olması kuvvetle muhtemel) yazıyı; [Bu yazıda R. Fuat Kerim Sadi’yi şiddetle eleştirerek, Kıvılcımlı’nın çeviri anlayışını haklı görür. A. Kale]

 

“Ve nihayet Prof. Suphi Nuri İleri’nin Kıvılcımlı ve Kerim Sadi için kısa değerlendirmelerinin de olduğu, İktisat ve Ticaret Mecmuası’nın Temmuz-Ağustos 1965 tarih ve 15-16. sayısında sayfa 23’te yayınlanan, ‘Liberalizm ve Marksizm Arasında Türk Gençleri’ başlıklı yazısını da ekledik. Eklenen yazılarda hiçbir sadeleştirme yapmadık.

 

“Yardımlarından dolayı Rasih Nuri İleri ve Erden Akbulut’a teşekkür ederiz.”

 

Görüldüğü gibi sadece kitap metinlerini olduğu gibi basmakla kalmamış, kitap ve konu ile ilgili ek ve belgeler varsa bunları da ekleyerek yayını zenginleştirmişiz. Bunu gerektiği yerde her kitapta da yaptık.

 

14 sıra numaralı kitabımız Dinin Türk Toplumuna Etkileri idi. 60’lı yıllarda Milliyet Gazetesi’nin aynı konulu yarışmasına hazırlanıp yollanmış olan bu çok önemli metin, daha sonraki yıllarda araştırmacılar için referans kitaplardan olmuştu. Hemen arkasından sıra numarası verdiğimiz çok önemli başka bir eser de Metafizik Sosyolojiler kitabıydı. Kıvılcımlı’nın sağlığında Ararat Yayınevi tarafından basılmış olan bu eserini üniversitelerin gündemine almamaları kendileri açısından önemli bir talihsizlik. Son yıllarda bu eserin önemini kavrayan genç akademisyenlerin çıkmaya başladığını görmek beni mutlu ediyor ama bizim de yeterince tanıtamadığımız açık. 16 sıra numarası verip de 6 ay sonra Mart 2009’da bastığımız Günlük Anılar kitabına bir sonraki yazımda yer vereceğim, onun özel bir durumu oldu. Kıvılcımlı’nın 1970 yılında yazıp yayınlamış olduğu Bilimsel Sosyalizmin Doğuşu (Marks-Engels Çağı) eseri de bu ay bastığımız kitaplardan. Özellikle Paris Komünü değerlendirmesi ile dikkat çeken bu neredeyse gölgede kalmış diyebileceğimiz bu önemli eseri de basmış olduk. Nihayet bu Ekim ayında 2 kitap daha ekledik yayınlanmış eserlere. Bunlardan biri 27 Mayıs ihtilalini bütün yönleriyle değerlendirdiği, işçi sınıfı örgütlenmesi olmadan her darbe hareketinin amorti olup boşa gideceğini irdelediği 27 Mayıs ve Yön Hareketinin Sınıfsal Eleştirisi eseriydi. Bu kitap da 1970 yılında Ant Yayınları tarafından yayınlanmıştı. 2008 Ekim ayında bastığımız son kitap ise Kıvılcımlı’nın “1935 yılında kurup, partiye malettiğim” dediği Marksizm Bibliyoteği yayınevinden çıkardığı çeviri kitaplarının derlendiği 1935 Çevirileri kitabıydı. Kitapta Kıvılcımlı’nın çevirdiği 4 - Gündelikçi İş İle Sermaye (Marks), Ludwig Feuerbach ve Klasik Alman Felsefesinin Sonu (Engels), Karl Marks’ın Hayatı, Felsefesi, Sosyolojisi (Lenin), Karl Marks’ın Ekonomi Politiği, Sosyalizmi, Taktiği (Lenin) – Fatma Nudiye Yalçı’nın çevirdiği 2 – Enternasyonal’i Açış Konuşması (Marks) ve Marksizmin Prensipleri (Engels). Ve bir de Azeri çevirmen Cabbar Moser’in çevirdiği Maymunun İnsanlaşması Prosesinde Emeğin Rolü (Engels). Bu 7 adet metni olduğu gibi almıştık derlemeye.

 

Böylece 2008 yılını etkinlikler ve 8 broşür, 15 kitap yayınlayarak kapatmıştık.

 

Gelecek yazı: Günlük Anılar ve 2009 yılı

 

 



Bu yazı 3522 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

AKP Nasıl Kazanıyor?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI