Tweet |
Şanlıurfa'nın Suruç ilçesinde AKP milletvekili İbrahim Halil Yıldız'ın seçim çalışmaları sırasında meydana gelen olayda milletvekili Yıldız'ın kardeşi Mehmet Yıldız ve bölge esnafından Esvet Şenyaşar ile oğulları Celal ve Adil Şenyaşar hayatlarını kaybetti. AKP cephesi yaşananlar için "PKK saldırısı" derken HDP başta olmak üzere birçok çevreden farklı açıklamalar geldi. 'Saldırdılar' denilen gruptan 3 kişinin, 'saldırıya uğradılar' denilen gruptan bir kişinin ölmüş olması, yaralıların kaldırıldığı hastanede yaşananlar için Türk Tabipler Birliğinden gelen kan donduran açıklamalar olayın gerçek yüzünün yandaş medyada ve AKP hükümeti kanadında söylenenlerden çok farklı olduğunu açığa çıkardı.
Olayın gerçeği şu şekilde;
Bölgede seçim çalışması yapan AKP Milletvekili İbrahim Halil Yıldız ve beraberindekiler, esnaf Esvet Şenyaşar’ın dükkanına girmek istemiş. Şenyaşar buradan kendilerine oy çıkmayacağını söyleyince, AKP’li vekilin kardeşi Mehmet Yıldız, Şenyaşar’a tokat atmış, bunun üzerine dükkandakiler karşılık vermek isteyince Mehmet Yıldız silahı ile dükkandakileri taramış, bunun zerine Mehmet Yıldız da vurulmuş. Dükkanın sahibinin oğulları Celal ve Adil Şenyaşar yaralı olarak hastaneye kaldırılmış. Milletvekilinin korumaları da hastaneyi basıp Celal ve Adil Şenyaşar’ı linç etmişler. Hastaneye gelen dükkan sahibi Esvet Şenyaşar’ı da hastanede öldürmüşler. Bu katliamı gizlemek için de hastanedeki kameraları kırmışlar.
Halen Ş.Urfa Valiliği Sivil Toplum Örgütlerinin olayı araştırmak için Suruç'a girmesine izin vermiyor.
Habere 19.06.2018 ilavesi;
Eşi ve oğulları Suruç'ta öldürülen Emine Şenyaşar'ın açıklamaları;
“Olay esnasında evdeydim. haber alır almaz dükkana koştum. daha olay yerine varmadan kadınlar ‘gitme, çocuklarını öldürdüler. seni de öldürürler’ dediler. gitmeme izin vermediler. dönerken yolda eşimi gördüm. hiçbir şeyden haberi yoktu. bana ‘ne oldu dedi’, ben de söyledim. sonra birlikte dükkana doğru gittik, polis izin vermedi. sonra ambulans geldi. dükkandan birini çıkarıp, ambulansa bindirip götürdüler. sonra biri geldi pikabıyla bizi hastaneye götürdü. eşimle birlikte hastaneye girer girmez akp’li vekil yıldız’ın yakınları bize saldırdı. hastanenin içine girer girmez 20 erkek etrafını sardı. serum şişesinin asıldığı demirlerle kafasına vuruyorlardı. kanlar içinde kaldı. ellerinden almaya çalıştım; sağa gittim, sola gittim, boş. hiçbir şey yapamadım, alamadım. polis oradan uzaklaştı. hastanenin dışına gitti. sadece bir polis orada bekliyordu. ben gittim o polisin yakasına yapıştım, ona ‘siz nasıl bir hükümetsiniz, öldürdüler, adamı öldürdüler, gel kurtar’ dedim, yerinden kıpırdamadı. yerinden sarstım, ‘nasıl bir devletsiniz, öldürdüler’ dedim. polis ne yerinden kıpırdadı, ne de konuştu. linç ettiler, sonra da kafasına kurşun sıktılar. kafasına kurşun sıkanı görsem tanırım. sonrasında kendimi kayıp etmiştim, çocuklarımın arkadaşlarından biri geldi beni oradan götürdü. oradan nasıl gittiğimi hatırlamıyorum. eşimin nasıl linç edildiğini, nasıl öldürüldüğünü gördüm. sonrasını hatırlamıyorum…”