Oldukça sakin geçen ve 23 ülkeden 135 gözlemcinin takip ettiği referandumda halkın yüzde 95.5’i “Kırım’ın Rusya’ya bağlanmasına razı mısınız” sorusuna “evet” oyunu kullandı. Oylamaya katılım oranı da yüzde 85 olarak açıklandı.

Kırım’ın yeni statüsü tartışmalara yol açsa da uluslararası hukukta bir karşılığı var. Kosova örneği Kırım’ın da Rusya’nın da elini güçlendiriyor. Bağımsızlık bildirisinde halkların kendi kaderini tayin etme hakkını öngören Birleşmiş Milletler Sözleşmesi ile Lahey’deki Uluslararası Adalet Divanı’nın Kosova’nın bağımsızlığını ilan etmesinin uluslararası hukuk kurallarını ihlal etmediği yönündeki kararına atıfta bulunulmuştu.  Kosova’nın bağımsızlığını “Genel uluslararası hukukun ihlali anlamına gelmediğini” şeklinde değerlendiren Adalet Divanı’nın kararı şimdi Kırım’ın temel dayanağı olacağı belirtiliyor.

Kırımdaki durumun Rusya’nın kendi hinterlandına yönelik her türlü müdahale ve sızma hareketine misliyle karşılık verebilecek güçte olduğunu gösterdiğini belirten uzmanlar,  sıcak savaşı ve uluslararası yaptırımları göze alma pahasına Rusyanın “arka bahçesi”nde Batılı güçlerin at koşturmalarına izin vermemekte kararlı olduğunu gösterdiğini vurguluyorlar. Rus preferisine yönelik her hamle Batılılar açısından daha büyük kayıplarla sonuçlanması bu satrançta Rusya’nın elinin güçlendiğini gösteriyor. Uzmanlar Rusya’yı çevreleme arayışının Güney Osetya’nın ardından Kırım’ın kaybedilmesine de mal olduğunu belirtiyorlar.

Bundan sonra ise Kırım’ın Güney Osetya, Dağlık Karabağ, Transdinyester, Abhazya, Kuzey Kıbrıs gibi uluslar arası areneda tanınmayan ancak “de facto” bir yönetime sahip olarak varlığını sürdüreceği sanılıyor.